Ulaş, aşağıdan gelen tıkırtılarla yeni bir güne açtı gözlerini. Saate baktığında çoktan 9'u geçtiğini gördü. Alarmı çalmış olmalıydı fakat dalgın uyuduğundan olsa gerek duymamıştı.
Üzerine sandalyede duran tişörtü geçirerek merdivenlerden aşağı indi. Mutfakta tanımadığı bir kadın görmeyi beklemiyordu. Büyük ihtimal işe yeni giren aşçı olmalıydı.
"Iı, merhaba."
Kadın, kendisini fark ettiğinde hemen ellerini yanında duran beze kuruladı.
"Merhaba Ulaş Bey. Ben yeni işe aldığınız aşçıyım. Ada kızım sizden rica etmişti."
"Evet evet, hatırlıyorum. Adınız nedir?"
"Zeliha."
"Memnun oldum Zeliha Hanım. Kahvaltı hazır mı?" dedi gözünü tezgaha gezdirirken Ulaş.
"Hazır, salondaki masaya götürmüştüm tepsiyle."
"Peki sağolun, yemekleri hallettikten sonra çıkabilirsiniz. Kolay gelsin."
"Teşekkürler."
Ulaş kahvaltı yapmak için salona yönelirken Zeliha Hanım patronunun bu kadar kibar ve anlayışlı biri olmasını beklemediği için şaşkındı. Eski iş yerindeki patronu gibi değildi Ulaş Bey, insanlara tepeden bakmıyordu.
Ulaş ise önünde duran zeytinlerden birini ağzına atarken Zeliha Hanım'ı nereden tanıdığını düşünüyordu.
***
İrem, müşterilerin olmamasını fırsat bilip kitapların tozunu alırken arkadaşı Ada'nın içeri girmesiyle elindeki fırçayı rafa bıraktı.
"Nasılsın canım?" diyerek İrem'e sarıldı Ada.
"İyiyim canım, sen?"
"Ben de iyiyim işte. Alışverişe çıkacaktım, gitmeden sana bir uğrayayım dedim."
"Bu saatte sen işte olmuyor muydun ya?"
"Evet evet de bu akşam şirketin yıldönümü partisi var. Onun için kıyafet almam gerekiyor." Ada biraz durduktan sonra devam etti. "Ya sen de gelsene benimle, değişiklik olur. Eğleniriz birlikte."
"Olmaz. Biliyorsun akşamları şarkı söylüyorum."
"Tamam, bugün biraz daha erken bitirirsin. Rahat yetişiriz zaten."
İrem gitmek istiyordu fakat içine de sinmiyordu annesi ve kardeşini evde bırakıp kendi başına eğlenmek.
"Benim öyle parti kıyafetim falan da yok." dedi bıkkınlıkla.
"O iş bende, sen hiç merak etme. 6 gibi hazırlan, şarkını da öyle söylersin. Sonra da ben seni alırım Taksim'den gideriz beraber. Tamam mı?"
"Peki, ama anneme de sormam lâzım."
"Zeliha teyze izin verir. Sen iste yeter ki."
Ada kitapçıdan ayrılınca uzun zaman sonra bir partiye katılacak olmanın heyecanına bürünmüştü İrem. Bir sürü insan olacaktı orada. Kendi halinde yaşayan bir kız için fazla süslü, fazla karmaşık yerlerdi partiler.
Saat 6'ya gelirken eve varmıştı genç kız. Ada giyeceği elbiseyi kendisinden önce gelip eve bırakmıştı. Kapıyı çaldığında kardeşi açıvermişti. Zeynep'in elinde makyaj malzemelerini görmeyi beklemiyordu içeriye girerken.
"Abla, elbisen çok güzel. Sana da çok yakışacak." dedi Zeynep heyecanla.
İrem bu sözler üstüne hızlı adımlarla odasına girdi. Yatağının üstüne serilmiş zümrüt yeşili elbiseyi gördüğünde mutlulukla gülümsedi. O da çok beğenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarı Laleler
Short StoryGenç kız, göz kapaklarını araladı ve yıllardır kavuşmayı bekleyen o gözler birbiriyle buluştu. ~ulrem serisi #4 "Uykulu gözlerle döndüm rüyamdan Sana sarı laleler aldım çiçek pazarından Sen olmasan buralara gelemezdim ben Sevemezdim bu şehri anlamaz...