Bölüm 11

426 30 37
                                    

Hatırlatma 

Saçlarının kokusunu içime çekrek uyuyakaldım. 

New part

-Sally'nin ağzından-

Gözlerimi yavaşça araladığımda George'un mükemmel masumlukta uyuyuşu ile karşılaştım. Yaşadığın hayata göre fazla masumsun Shelley. Onu uyurken izlerken kımıldandı. İlk bir gözünü sonra da iki gözünü açtı. Gülümseyince aynı şekilde karşılık verdim. "GÜnaydın Prenses"

 "Günaydın" elini alnına koydu. Ona tuhaf bir şekilde bakarken konuştu. "Sanırım ateşim yok tam da istediğiniz gibi majesteleri." Güldük. "Dalga geçme. Seni kaybetmek nasıl bir duygu bilmiyorsun." omuz silkti. "Daha önce kendimi kaybetmedim." gözlerinin içine baktım ve ciddileştim." Benim öldüğümü düşün" Bir anda yüzü düştü. Kollarını bana sıkıca daladı." Bunu sakın birdaha söyleme." Başımı kaldırıp gözlerine baktım. "Söyletme." bir an durduktan sonra tekrar sardı. 

Birbirimizden ayrıldıktan sonra yataktan kalktım. George da eski yerini aldı. Yastığını düzelttikten sonra refakatçi için olan koltuğa oturdum. Daha sonra acıktığımı anlayınca yerimden kalkıp kapıya yöneldim. "Nereye?" Kapıyı açtıktan sonra ona döndm. "Şey acıktım kantine inecem. Birşey ister misin?" Hayır anlamında kafasını sallayınca gülümsedim. Arkamdan kapıyı kapattıktan sonra boş koridorda yürümeye başladım. Hastaneler hep aynı kokardı. Bu kokudan nefret ederim. Küçüklüğüm bu koku ile geçti. Yani fazla hasta olup doktora gelirdim.

Kantine inip kahve ve tost aldım. Tekrar odaya çıktım. Odaya girdiğimde hemşire George'un serumunu ayarlıyordu. Koltuğuma oturup neler yaptığını inceledim. Hemşire gittikten sonra ayaklarımı koltukta uzattım. Neyseki TV vardı. Kumandayı George vermiştim. Kanallara bakıp geçiyor. "Aşkım artık bir tanesini izleyebilir miyiz?" beni duymamış gibi zaplamaya devam edince yaslandığım yastığı kafasına fırlattım. "Heeeeyyyyy!!" ona pis bir şekilde bakınca sustu. "Birdahakine   sana birşey söylediğimde duy beni." dudaklarını büzüp masumca baktı. Ahhh böyle yapınca çok tatlı oluyor. 

....................................................................................................................................................................................

Saat neredeyse 2 oldu ve ben çok sıkıldım. Kapı çalındı. Hemen kendimi toparlayıp "Girin" diye seslendim. İçeriye bir doktor ve hemşire girdi. "Üzgünüm rahatsız ediyorum. Bay Shelley?' George 'evet' anlamında kafasını salladı. "Yaranızı görmem lazım. Canınız yanabilir." Doktor George'a yaklaşıp bandajı açmaya başladı. Bende George'un diğer tarafında duruyordum. Hemşire elindeki kağıtlara baktıktan sonra George'un yarasına gözü kaydı. Sağa sola sallanıp güldü. Daha sonra dudağını ısırdı. Yavaş ol kızım o benim hastam.

Doktor yarayı  inceledikten sonra bandajı kapattı. Tabi George yarasıyla uğraştığı için hemşirenin yaptığını görmedi. "Yaranız gayet iyi durumda akşam 8 gibi çıkabilirsiniz.' Hemşirenin elinden kağıtları alıp birşeyler yazdı. Hemşirenin gözü ise hala George'un üstsüz vücundaydı.  George çıkacağından mutluydu bir de heyecanlı. Ben hemşireye 'öldürecem seni sürtük' bakışları atarken George mutluluktan elimi tuttu. "Aşkım eve dönüyoruz." Hemşırenin suratı düşünce bu sefer de 'o benim bitch' bakışı attım.Ardından da George'a döndüm. "Evet aşkım." Dudaklarına minik  bir öpücük kondurdum.  Doktor bize gülümseyip hemşire ile birlikte odadan çıktı. Hemşireyi göt etme zaferim yüzünden George'u bir kez daha öptüm. " Vay sevgilim beni çok özlemiş." saçlarını karıştırdım. Bana tatlı bir gülümsemeyle baktı. "Tabi özledim şaşal." gülümseyip az önceki koltuğa uzandım.




Bad Boy ShelleyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin