Sabah kapımın tıklatılmasıyla uyandım uykumdan. Kapıyı açtım ve üstüme çocuk atladı. Ama bu Jun değildi beni kovalamaya başladı. İkimizde çığlık atıyordu o sevinç ben korku çığlığı. Aslında komikti düşününce.
En sonunda düştük. O benim üstüme düştü. Kapıya baktım. Ve kapıda bir gölge sanırım bu Jun'dur. Diye düşünüyordum fakat bir adım öne gelince olmadığını anladım.
Arkadan Jun geldi. Utanmış gibiydi. Sanki çekiniyorda gibiydi biraz. Fakat beni kaldırdı ve ailesi olduğunu utanmış bir biçimde söyledi.
Şaşırmıştım çünkü ailesinin olduğunu bilmiyordum. Bana koşanda kardeşiymiş.Kapının önünde bir aile vardı.
Anne ve babasıymış Jun'un. Güler yüzlülerdi. İkisininde ağzı kulaklarındaydı. Koltuğa oturduk ve onlar bana Jun'un kardeşini bir yere kırmaları gerektiğini ve Jun'un en uygun kişinin ben olduğunu söylediğini söylediler. Aman tanrım ben mi. Ulen ben kim çocuk bakmak kim?
Artık bakıcaktık yapcak bişi yoktu. Onunla beraker yemke yedik. Çok usluydu gerçi filim izledik. Öğlene uykusuna yatmadı beni biraz zorladı.
Filim izledik yine ve o sırada nasıl olduysa uyuya kaldı. Beraber sarılıp uyuduk. Sabah bir telefon sesiyle uyandık. Jun kaza geçirmiş. Birden sinirlerim bozuldu.
Ailesi durumunun ağır olduğunu söyledi.Hemen çocuğu da alıp hastaneye koştum. Bütün günüm onunla geçti. Zaten bir hafta sonra yaz tatiliydi.
Bu yüzden son hafta okula gidemedim. Ama Jun'un durumu gerçekten ağırdı. O günüm orda geçmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Kanatları-JunHao
FanfictionHer şey, aslında bir meleğin oyunu olabilir. Ya da sadece bir yalandan ibaretttir.