Kulağıma kulaklığımı taktım ve en son indirdiğim şarkıya tıkladım
Önemli olan ne çaldığı değildi önemli olan çalan şarkının beni biraz da olsa dinlendirmesiydi
Bunu seviyordum
Müzikle yürümek hep vazgeçilmezim olmuştuElimde marketten aldığım kahveleri taşıdığım poşetim vardı.
Bu gece sıkı çalışman gerekiyordu 1 hafta sonra -eğer kazanırsam- yaşayışımı değiştirebilecek ve daha iyi koşullarda olmamı sağlayacak bir sınava girecektim.
Annemden ve ailesinden uzakta yaşıyordum. Annem kötü birisi değildi, severdim onu, o da beni. Ama doğru evliliği yapamamış ve daha fazla mutsuz devam edemiyeceğini düşünmüş, boşanmıştı.
İlk başta bencil devranıp içten içe bunun onun suçu olduğunu düşünmüştüm ama sonra ona da hak vermiştim. Galiba durumu kabullenemeyip birisine suç atmak istemiştim.
Babam tek başına başka bir ilde yaşıyor. Babamı da çok severim, benim her zaman bir numaralı sırdaşım olmuştur. O da annemi hem sevmiş hem üzülmesini istememiş olmalı ki tartışmasız ve sakin bir boşanma oldu.
Ben o zaman lise üçe gidiyordum. Kendi hayatımı ancak kendi çalışmamla yönetebileceğimi o zaman anlamıştım.
Kendimi derslerime verdim, son seneye hazırlıklı girdim ve çalışmayı devam ettirdim en sonundaysa veterinerliği kazanmıştım.
Kendimi özgür hissetmiştim. Birileri bana ihtiyaç duyuyordu, artık kendi paramı kendim kazanabilecektim, hayatıma kendim yön verebilecektim.
Yani verebilirdim değil mi ?
"Ben nerden geldim bu konulara şimdi"
Hep kendimle konuşan biri olmuştum ve hala da öyleydim. Çoğu sorunu çözmekte sesli dile getirmek yardımcı oluyor, bence bu garip karşılanmamalı.
Sonunda evimin olduğu 3 katlı apartmana geldim ve merdivenlere yöneldim 2. kattaki evime girdim.
Yalnız yaşıyordum çünkü annemlerin boşanmasından sonra kendimi çalışmaya vermiş ve o zaman sahip oluğum arkadaşlıklarımdan da soğumuştum. Üniversitede ise öyle çok yakın olmamıştım kimseyle, çok samimiliği sevmeyen biri olmuştum.
Kahveleri mutfak masasına bırakıp Kettle'ın düğmesine bastım ve dağıttığım notlarımı toparlamaya başladım
Çalışmam gereken konularımın en önemli ve son çeyrek bölümü kalmıştı ve saat şimdiden 1 buçuk olmuştu bir an önce bitirip uyumam gerekiyordu.
Ama o bölümü bulamıyordum
Git gide de sinirleniyordum
"Nerde bunlar"
Her yeri talan etmeye başlamıştım ki aklıma dükkana çalışmak için götürdüğüm geldi.
Dükkanın anahtarını aldım ve kapüşonun cebine atıp aşşağı indim.
Dükkan bir altımdaydı -ev sahibim sağolsun-
Dükkanın kapısını açtım ve ışıklarını yaktım ardından dosyamı aramaya başladım tezgahın altlarına bakıyordum ki kapının açılma sesini duydum.
Gecenin bir buçuğunda veterinere kim gelirdi ki ?
Bir an içimi bir kuşku sardı ve hiç kımıldamadan sesi dinlemeye başladım
Ayak sesleri seyrek seyrek ve yavaşça benim olduğum yere yaklaştı ve gelen kişinin bir yere yaslandığını hissettim, nefesi düzensiz geliyordu.
Bundan cesaretlenerek yavaşça başımı yukarı doğru kaldırmaya başladım
Görüş alanıma giren suratla şaşırmıştım
Hemen hemen benim yaşlarımda bir çocuk dükkanın ortasındaki masaya yaslanmış sakinleşmeye çalışıyor gibi duruyordu
Biçimli ve dolgun bir yüzü vardı. Yüzü terden parlıyordu, düşünceli gözüküyordu.
Gözlerini kapattı, elleriyle masadan tutundu
Bu halini gorünce tezgahtan tutundum ve yavaşça ayağa kalkıp hafifçe ona doğru yöneldim
"Afedersiniz, şu an kapalıyız ama bir şey mi isteyecektiniz ? "
Sorduğum soruyla varlığımı yeni farketmiş gibi gözlerini bir anda açtı ve bana bakmaya başladı
Gözlerini görünce içimde garip bir his hissetmiştim
Daha önce tatmadığım bir histi buSanki bakışlarında maviyi görmüştüm
Bana tek kelime etmeden ve sanki özlemle bakıyor gibiydi
Gözleri değil ama bakışları maviydi bu adamın
Bana daha önce kimsenin bakmadığı gibi bakıyordu
En sevdiği oyuncağını bulmuş bir çocuk gibi
Üzerimde bambaşka bir his bırakıyordu.
Sanki tanıdıktı bu his ama mavi kadar da uzaktı işte
Sonunda bu bakışmayı kesti ve gözlerini hemen başka tarafa çevirip elleriyle ensesindeki kısa sarı saçlarını ovuşturmaya başladı
"Aa.. a anladım şe..yy ben köpeğime yiyecek bir şeyler arıyordum da evde kalmadığını fark ettim"
"açık görünce de şeyettim yani işte sormak istedim"
Gergin ve aceleci bir tavrı vardı
"Açık değilseniz gideyim, rahatsız ettim kusura bakmayın"
Diyerek tam kapıya yöneldiğinde ona seslenmemle durdu
"Önemli değil... yani şu an kasa açık değil ama.. yine de köpeğinizden daha önemli değil, acıkmış olmalı"
Duraksamış beni dinliyordu ama arkasını dönmedi
"Şimdilik benden olsun.. ona benden hediye"
Hala tepki göstermediğini görünce kabul ettiğini düşündüm ve bir poşet alarak en iyi markadan 2 paket koyup arkasına geldim ve poşeti eline doğru uzattım.
"Buyrun"
Gözleri önce elimdeki poşete ardından da gözlerime kaydı
Yine mavi bakıyordu bana
Nasıl olduğunu ben bile anayamıyordum ama o böyle baklayınca aklıma maviden başka bir şey gelmiyordu
Sanki içinde bir şeyle savaşıyormuş ve bana anlatmak isteyip saklıyormuş havası vardı
~•°○
Senin için üzgünken mutluymuş gibi davranabilirim.
Senin için incinmişken güçlüymüş gibi davranabilirim.
Keşke aşkımız aşkın kendisi gibi kusursuz olsaydı...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
lignin | Jimin•°
FantasyBoğazım yırtılırcasına bağırdım ; "Ne olursun gitme jimin " Duraksadı, Sesim bu sefer bir öncekine tamamen zıt, cılız çıkmıştı ; "Gitme" "Seni affedememekten korkuyorum" "Gitme..." Bana dönmedi, yürümeye devam etti.