Soğuk Rüzgar Esip Geçerken Teninden

56 8 1
                                    

26 Ocak 2019Akşam 20:28

Kyungsoo

Evimde sıkılarak televizyon kanallarında dolaşıyordum. Tabi aklım başka yerdeydi.

Chanyeol.

Acaba o iyi miydi?  Neredeydi?  Şu an ne yapıyordu?

Onu düşünmekten hiç bir şey yapamaz hale gelmiştim. Aklıma ikimizin anıları gelince yüzümde bir tebessüm oluşuyordu. Onu tekrar hissetmek istiyordum. Kalbimle sevgisini daha çok sarmak istiyordum.

Dün Chanyeol'ü bulma umudu ile onun sevdiği mekanlara gitmiştim. Belki oralardadır diye. Her yeri teker teker dolaştım. Ama o yoktu. Hiç bir yerde yoktu.

Eve dönerken gözlerim dolduğu için boş bir bank bulup oturmuştum. Göz yaşlarımı tek tek akıttım. Biraz rahatlamamı sağlasa da hala içimde gideremediğim duygular vardı.

Sakinleştiğim zaman tekrar ayağa kalkıp yürümeye başladım. Zaten eve gelmiş ve geldiğim gibi de uyuya kalmıştım.

Şu an sıkılmamı göz ardı ederek dışarıda yağan yağmura baktım. Sanki acılarımı hafifletecekmişçesine hızlıydı.

Gidip kendime sıcak bir kahve yapacaktım ve bu manzara karşısında buharı çıkan kahvemi yudumlayacaktım.

Güzel hayalimle mutfağa ilerlerken kapı sesi duydum. İçimdeki umut parçacıklarıyla beraber koşarak kapıya gittim. Direk kapıyı açtım. Karşımda beklediğim görüntü yoktu. Onun aksine karşımdaki siyah giyinimli ve güneş olmamasına rağmen güneş gözlüğü takan iri yarı bir adamdı.

Yüzümdeki gülümseme yavaş yavaş solarken arkadaki arabada duran başka bir adam karşımdaki adama komut verdi ve daha ne olduğunu anlayamadan ağzıma tutulan beyaz bez ile kendimi daha fazla tutamamış, yere düşmüştüm. Adam beni kolları arasına alırken çırpınmaya çalıştım. Ama kollarımı oynattığım zaman daha çok yoruluyor, uykum geliyordu.

Bedenimi bir yere taşıdıklarını hissettim. Arabaya bindirmişlerdi.

Daha fazla dayanamayacağımı anladığımda bedenim çoktan karanlığa çekilmişti.

Chanyeol

Yarım saatlik bir yolculuğun ardından hiç gelmek istemediğim binaya tekrardan gelmiştim. Sakin bir şekilde odaya doğru ilerlemeye başladım. Odada bu sakinliğimi koruyamayacağım kesindi.

Her zamanki gibi koltuğunda oturuyor, gözlerini telefonundan ayırmıyordu. Beni gördüğünde keyfinin daha da yerine geldiğine yemin edebilirdim.

"Ben de seni bekliyordum Chanyeol. "

Sessiz kalmayı tercih ettim.

"Ben yüzüğü buldum. Sana getireceğim. "

Birden ayağa kalktı ve koşar adımlarla odadan çıktı.

Bunu fırsat bilip masasına doğru ilerledim ve her yeri aramaya başladım. İçeriye gelmesinden ve bu şekilde yakalanmaktan korkuyordum fakat hızlı davranmaya da özen gösteriyordum.

Masanın en altında zor görülmesine rağmen az önce benim gördüğüm küçük bir çekmece vardı. Açmayı denedim ama kilitli gibi gözüküyordu. Aklıma az önceki çekmecede gördüğüm anahtar geldi.  Çekmeceyi açıp anahtarı aldım ve anahtarı deliğe soktum.

Küçük bir kutu vardı ve bu kutu benim yüzüğümün kutusuna çok benziyordu. İçinde yüzüğün olması umudu ile kapağı açtım.

Tam karşımda benim yüzüğümün aynısını gördüm. Hiçbir farkları yoktu. Kutuyu cebime koydum ve çekmeceyi geri kapattım. Koltuğa doğru yürüdüm ve tekrar oturdum. Bir kaç dakika sonra da kapı açılmıştı.

Adam karşıma geçtikten sonra elindeki küçük kağıtları bana uzattı.

Ondan kağıtları aldım. Ama bunlar fotoğraftı. Fotoğrafları incelemeye başladım. Teker teker hepsine bakarken her fotoğrafta yüzüm düşüyor, sinirleniyordum.

"Senin öğrendiğini bilmediğimi mi zannettin yoksa hm? "

"..."

"Hah!  Yüzükler yoksa o da yoktur Park Chanyeol. "

•••

Medyaya yüzüğün resmini koydum.

Hatalarım olduysa da özür dilerim.

Geçmişteki Gelecek•ChanSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin