"SCHNAPP KES ŞUNU!"
Noah dersin başından beri kafama küçük kağıt parçaları atıyordu. Ve delirmek üzereydim.
"Sinirlerini mi bozuyorum Jørgen?"
"Evet, yeter artık du-"
"Bir kere 'nei' dersen seni rahat bırakırım."
"Ama niye?"
"Norveç aksanını çok seviyorum."
"Nei." Yüzünde ki gülücüğe bakılacak olursa bu onu memnun etmişti.Artık beni salardı diye umuyorum.
Birkaç söylentiye göre Noah tüm kızlarla uğraşıyormuş, sonunda ise hepsiyle yatakta işi pişiyormuş. Kendi kendimi kurban etmiştim onu kızdırarak.Zil çalınca defterimi ve ürün dosyamı çantama sıkıştırıp aceleyle dolabıma doğru yol aldım.
Diğer dersin kitaplarını alırken sol tarafımda bir karartı hissettim.
Dolabımın kapağını kapattım, dolaplara yaslandım ve sola doğru usulca döndüm."Schnapp! Ne büyük sürpriz." 17 yaşında ki bir bireye rağmen yüzündeki çocuksu ifade asla yok olmayacaktı sanırım. Aynı içindeki hırsız polis tutkunu gibi.
İç çektim ve saçımı geriye attırdım.
"Bayan Johnson'a özel bir talepte bulundum ve kimya partnerin artık benim."
"Ne güzel, ne güzel."
"Sen." Kafamı kaldırıp ona baktım.Hadi ama buna da düşecek kadar zavallı değildim.
"Başka yerlerde aran Schnapp."Göz devirdim Dalila'yı bulmaya gittim.
Dalila'ya olan biteni anlattığımda bana sıkıntılı bir yüz ifadesi ile baktı.
"Belle, bilmeni isterim ki..Noah sandığın kadar iyi birisi değil. Yani bilirsin birden fazla kızla takılmayı tercih eden bir piç işte. Bundan yaklaşık 7 ay önce Lia'ya onu sevdiğini söylemişti. Ertesi gün ise Lia'yı tanımıyormuş gibi davranmıştı. Bir daha yüzüne bakmadı zaten. Sadece..dikkatli olmanı istiyorum."
"Teşekkür ederim Lila, çok iyi birisisin." ona sarılarak minnettarlığımı belli etmeye çalıştım.Öğle teneffüsünde, ben, Amybeth, Dalila, Lucas ve Cory birlikte oturmuş hem sohbet ediyorduk hem de yemek yiyorduk.
Birden bire yine sol tarafımda bir karartı hissettim.
Tam yine 'ne var Schnapp?' demek için dönecekken gelenin Finn olduğunu farkettim.Öksürerek dikkati üzerine topladı.
"Bu cuma Noahlar'ın evinde havuz partisi var. Davetlisiniz. Sizden birisini onun partisinde görmek onu çok heyecanlandıracaktır." son cümleyi bana bakarak söylediğinde başta şizofren olduğumu düşündüm.Finn geri gittikten sonra bizimkilere döndüm.
"Gidiyor musunuz?" Lucas sorumu umursamadan başka bir soru yöneltti.
"Bu sikik Schnapp senden ne istiyor?"
"İnan bana Lucas ben de merak ediyorum."Noahlar'ın masasına baktığımda onunla göz göze geldik.
Kafamı tekrar önüme çevirdim ve bir şey olmamış gibi davranmaya devam ettim.Okul çıkışında hep birlikte Amybethler'e gittik.
Lucas ve Cory mutfağa atıştırmalık hazırlamak için gittiler. Biz de o sırada kıçımızı yayıp salonda oturduk.
Bir süre sonra burnumuza yanık kokusu gelmeye başladı.
"Cory bir şeyi yakmış galiba."
"Umarım Lucas'ı yakmamıştır."Oğlanları kontrole gittiğimizde her şeyin yolunda olduğundan emin olduk ve içeri geri gittik.
Yaklaşık on dakika sonra da atıştırmalıkları yedik ve herkes evine dağıldı.
Cuma..
"İçecek ister misiniz?"
"Hayır sağol Dalila ben böyle iyiyim."
Tuvaletimin geldiğini bahane ederek Schnapp ailesinin terasında ki havuzdan çıktım ve içeri girdim.Zenginlik böyle bir şey olsa gerekti. Sitenin en özel dairesi onlara aitti.
İçerisi de genişti. Tahminlerime göre en az 4+1 idi.
Tuvalet olduğunu düşündüğüm bir kapıyı açtım ve içeri daldım.
Ama aksine içerisi tuvaller ile doluydu. Ve her tuvalin aynı yerinde aynı isim ve imza vardı.
Noah C. Schnapp
Özel bir oda olduğunu düşündüm. Ama nedense çıkmak istemiyordum. Oda beni büyülemişti.
Tam odanın öbür ucundaki tuvali incelerken arkamdan -sol omzumun üzerinden- bir kfa uzandı.
"Burada ne arıyorsun Jørgen?"
—————
hoşuma gitmezse silerim hadi bb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't play with me
Teen Fiction"Bana ateşle oynarsam yanacağımı söylemiştin. Ama sen ateşin ta kendisisin." "O zaman 'benimle' oynama."