Bölüm 2: Kurucular

33 2 0
                                    

'Ahhhhhh! Bu şey çok hızlı! Yavaşla nolur!' Kollarımı sımsıkı beline dolamış yüzümü sırtına gömerek gözlerimi sımsıkı kapatmıştım fakat yine de korkum bir türlü geçmiyor,aksine daha da artarak iki kat fazla çığlık atmama neden oluyordu.'Çığlık atmayı keser misin?! Çok fazla dikkat çekiyorsun!' dedi'Kapa çeneni!'diye bağırdım,sonunda biraz yavaşlamış ben de derin bir nefes almıştım gözlerimi yavaşça açtım yanağım hala sırtına yaslıydı 'Yakında nefessizlikten boğulacağım!' diye isyan ettiğinde kollarımı gevşettim 'Hayır sanki ben dedim attan korkan birini zorla ata bindir diye at nedir ya? Hangi çağdayız biz ilkel çağ felan mı?' Oflayarak bana çevirdi kafasını atı durdurmuştu 'Bak Eva bizim yaşadığımız yer sizin dünyanızdan farklı burda hayat sizinki gibi işlemiyor bu yüzden teknoloji midir her ne haltsa şu zırvalığı kes! Tamam mı?!' gözlerini açarak çıkıştığında göz devirdim 'Tamam bay çok bilmiş!'

Sinirle atı tekrar yularından tutarak harekete geçirdi yine hızlanıyordu lanet olası! Gözlerimi yummak zorunda kalmıştım biz hızla ilerlerken zaman su gibi akıp geçmişti o kadar uzun süredir yoldaydık ki kalçam ağrıyordu.'Yoruldum!' bağırmamla yavaşlayarak durması bir oldu bir akarsunun yanındaydık orman geride kalmıştı burası daha düz bir alandı her yer yemyeşildi.

 Attan zıplayıp yere indi kollarını uzatıp yüzüme baktı belime ellerini yerleştirdiğinde gözlerine baktım ardından kucağına zıpaldım belimden tuttuğundan ayaklarım yere değmemişti hala kucağındayken ona tepeden bakıyordum bu yakınlık iyi değildi.Heyecan tüm vücudumu esir almadan kollarından kurtulup yere indim suya ilerleyip çömeldim biraz su içip soluklandıktan sonra suyun kenarındaki çimenlere oturdum.Chris de su içip matarasını doldurdu yan çantamdaki matarayı hatırlayıp ben de mataramı çıkardım içini suyla doldurup çantama attım.

Yan bir tebessümle beni izliyordu ardından yere bakıp elindeki çubukla toprağı eşelemeye başladı.İstemeden de olsa onu inceliyordum oldukça yakışıklıydı ve normal hayatımda köşeye çekilip kitabını okuyan sessiz bir kız olduğum için bir erkeği yakından inceleme fırsatı elime kolay kolay geçmiyordu.'O kadar mı yakışıklıyım?' dedi kafasını kaldırmadan.

'Aslında farkettim de..sen harbi çirkinsin ya! Şaka bir yana sen niye bu kadar çirkinsin?' kaşlarımı çatıp sorgulayıcı bir ifadeyle yüzüne baktım kafamı hafif sağa yatırmıştım ciddi ses tonumdan ötürü gözlerini kaldırıp bana bakmıştı 'Eva.. hiç iyi bir yalancı değilsin' lanet olası pislik! 'Yalan söylemiyorum! Sen hiç aynada kendine baktın mı?' gülerek toprağı eşelemeye devam etti. 'Güzelsin Eva' dedi beni şaşırtarak 'Fazla güzelsin' içimde yine o tuhaf duygu alevlenince bakışlarımı suya çevirdim.

Ah bir dakika ben suya yön verebiliyorum peki o? 'Senin özel gücün ne? Yani bir özel gücün var mı?' sorumun üzerine bana bakarak elindeki sopayı bıraktı iki avucunu da açıp ateş topları oluşturdu ikisini birleştirip büyük alev topunu sol eline aldı. 'Vay canına' diye mırıldandım doğru ya onu ilk gördüğümde de alev çıkarmıştı ellerinden tabi ben inanmamıştım.

Elindeki alev hareket eden bir ejderha şeklini alırken aklıma gelen düşünceyle hayranlığımı dile getirdim 'Tüm halkınız böyleyse kimse karşınızda duramıyordur her halde' Ejderhasına odaklanmış bakarken gözlerini gözlerimle buluşturdu alevler gözlerine yansımış parlamasına neden olmuştu.

'Aslında hayır Eva sandığın gibi değil. Biz özeliz ateşi veya suyu yönlendiren tek insanlar biziz,kurucular hariç' şaşkınlıkla kaşlarımı çattım 'Nasıl yani? Suya benim gibi şekil veren başka bir insan yok mu? P..peki ateşe?' kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı.'Kurucular mı? Onlar da kim?' sorum üzerine elindeki alev şekil değiştirdi. Dört kişi vardı iki erkek iki kadın

Elmas HırsızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin