4.Bölüm

77 8 0
                                    

Kapıdan dışarı çıktığımda hem şaşırmıştım hem de ne yapacağımı bilmez bir yüz ifadesi takınmıştım.Keremle hiç görüşmedim.Ya görüşeceğim Savaş mesajlaştığım Keren'den farklıysa?

Telefondan başımı kaldırdığımda karşımda sevimli gülümsemesiyle,elleri ceplerinde,saçları geriye doğru hafif dalgalı duran şahıs vardı:Selim..Dün "Sabah görüşürüz" derken bundan bahsettiğini bilmiyordum.

"Günaydın" dedi ve okula doğru yürümeye başladık.Ayla dün çıkışta arkadaşına gitmişti beni yalnız bırakmıştı,şimdi ise yine ortalarda yok.Sanırım gece orada kalmıştı.

Selimle aramızda bir sessizlik vardı,ona baktığımda bakışlarımı yakalayınca gözlerimi kaçırıyordum ve bu onun hoşuna gidiyor ki o bembeyaz dişlerini göstererek gülümsüyordu.Bir kaç dakikadan sonra sessizliği bozdum.

"Okula ve sınıfa alıştın mı?"

"Zamamn geçtikçe alışırım sanırım.Biliyor musun şuan tek tanıştığım kız sensin."

"Sınıfta diğer kızlarla da tanış o halde.Arkadaş edinmelisin."

"Sınıftaki kızlar gerçekten arkadaş edinilebilecek kişiler değil."

"Haklısın."

Haklıydı.Yapmacık dostlukları benim de hoşuma gitmiyordu.Yolun devamı sessizlikle geçti.Bana bakışlarını hissedebiliyordum.

İlk dersin Tarih olduğuna inanamıyordum.Programı ayarlayan müdürün kulağına "İlk saat uyku saatidir!!!" diye bağırmak isterdim.İlk ders herkes sıranın üzerine yumulurdu.Çantamı aldım ve sıranın üzerine koydum,üzerine yumuldum.Döndüğüm yönde Arif bana dönmüş hocanın hareketleriyle,surat ifadesiyle dalga geçercesine taklit yapıp sırıtıyordu.Yanımda oturan Selim de gülüyordu ve dahil oluyordu.Sessizce gülerek diğer yöne başımı döndüm ve bal rengi gözlerle buluştum.Selim de sıraya yumulmuş sınıftakilere gülüyordu,göz göze gelmiştik.Bakışları içimi eritiyordu,içim kıpır kıpır oluyordu ve ilk defa birine karşı böyle hislerim ve tepkilerim oluyordu.Utancımdan gözlerimi ovuşturdum ve çenemi ellerimin üzerine koyarak hocayı dinledim. -cidden dinlemiyordum-

Aklım başka yerlerdeydi:Savaş'a cevap olarak ne yazacaktım? Yüzyüze görüşünce davranışları değişir mi? Hayalkırıklığına uğrar mı?

...

Eve Aylayla dönüyordum ve bana dün gününün nasıl geçtiğini anlatıyordu.Arkadan Selim beliriverdi,yanımıza geldi.Aylayla tanıştırdım.Dönüş yolu sohbet ederek,gülerek geçmişti.Eve vardığımda Savaş'a ne cevap vereceğimi hâlâ bilmiyordum.Gün boyu Selim'in gülüşünün,bakışlarının etkisi altında kalmıştım nasıl düzgün düşünebilirdim?

Zil çaldı ve gelen Aylaydı.Görüşemiyorduk şu aralar ve Selimle ne zaman konuşsam bana kaş göz yapıyor ve gülümsüyordu.Ona olanları anlattım.

"Lina da aşık olduğuna göre artık huzurla ölebilirim." diyerek kahkaha attı.

Kaşlarımı çatarak;

"Aşık değilim!..." Ayla tek kaşını kaldırdı.

"Pekalaa sadece birazcık hoşlantı" dedim.

Ayla tekrar güldü ve beni kızdırıyordu.

Gece yarısına kadar muhabbet ettik ve kızsal sohbetler: hikayelerim,gratisteki indirimler,okulda neler oluyor,bir ara dans derslerine gitmeliyiz...Ve dahası.-sevgilisi hariç her türlü konular çünkü sevgilisiyle bu aralar iyi değillerdi ve ben keyfini bozmak istemiyordum-

Ayla bizde kalmıştı ve sabah hepimizden erken uyanarak bize kahvaltı hazırlamıştı.Bugün annemin izin günüydü.Aylayla kahvaltımızı ederken kahvaltı tabağının yanındaki telefonum titredi.

Kerem:

"Belki de görüşmemeliyiz."

Bana tavır almıştı.

Ben:

"Sadece ne yazacağımı bilemedim."

Kerem:

"Olanlardan sonra görüşmemizin iyi geleceğini düşünmüştüm.."

Ben:

"Yarın akşam 7'de burda ol." altına adresi de ekleyerek mesajı gönderdim.Neden birden böyle dediğimi bilmiyorum sanırım acıma ve üzülmeyle karışık bir duygu içerisinde olduğumdandı.Cevap gelmemişti.Zaten şu zamanlar konuşamıyorduk bir de yazmıyordu.Ayla;

"Bir şey mi oldu?"

"Hayır sadece ortalığa çekin düzen vermemiz gerektiğini düşünüyordum."

Ayla tabakları makineye diziyordu aceleyle ve bense dünden kalma cips,cola tenekeleriyle dolu salonu toparlıyordum.Zil çaldı ve Ayla elini havluya silerek kapıya yöneldi.Kapıyı açtığında bana dönerek gülümsedi.

"Okula gelmeyi düşünüyor musunuz?"

Aah o çekici ses tonu..

Selimdi..

"Hemen geliyoruz!" dedim eğilmiş ve koltuğun arkasından bakarak.

Selim halime gülüyordu.

"Anne ben çıkıyoruuum!!"

duyduğunu varsayarak askıdan anahtarımı aldım.

Her tenefüs en sevdiğim kitabımla kafeteryada geçiyordu.Selim elinde iki kahveyle yanıma oturdu.

"İyi misin? Derste çok dalgın ve düşünceli gözüküyordun."

"İyiyim" diyerek gülümsedim ve utancımla kitaba devam ettim.

...

1 gün sonra

Haftasonunun gelmesi harika olmuştu.Uykusuzdum.Gözlerimi açtığımda görüş alanım bir kaç dakikalığına bulanıklaştı.Netleştiğinde ise karşımda yine laptobum vardı yine uyuyakalmıştım hikayemin başında.Yarın telafi ederim artık uykumu.Laptoptaki saate baktım ve saat 12:35.Daha neler!!!

Ayla'ya dünden sözüm vardı bugün alışverişe çıkacaktık erken saatlerde.Alışveriş merkezi öğleden sonra kalabalıklaşıyordu.Telefonumu açtım:

"AYLA 11 CEVAPSIZ ARAMA,5 OKUNMAMIŞ MESAJ"

Bu ölüm fermanımdı sanırım.

Ayla ikinci aramamda açtı ve sesi kızgındı.Aceleyle hazırlandım ve makyajıma yolda devam ettim,çantamdaki parfümü de sıkmıştım.Sıkar sıkmazkaldırımın dönemecinden önüme Selim çıktı.Neredeyse çarpışıyorduk ve parfümümün onun üzerine sindiğine emindim.Ufak bir gülümseme ve şaşkınlıkla geri adım attı ve yanında o kız...ilk gün gördüğüm kız...

Selim konuşmaya dudaklarını araladı...

LinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin