2.Bölüm

102 8 2
                                    

(Yazar Notu: Multimedyadaki Selim'in dersteki Lina çizimi olsun istedim.Yazarın kendi çizimidir.)

Dosyamın arasından düşen kağıdı elime aldım ve gözlerime inanamadım..bu bendim..benim portremdi ve sağ alt köşesinde ufak, kıvrımlı,hoş bir imza.Kağıda bakakaldım.Annemin "Kızlaar,Linaa yemek hazııır!Aşağıya inin çabuuk!" demesiyle kağıdı tekrar katlayıp dosyamın arasına koydum.

  Farkettim de sanırım ailemden ve evimizden bahsetmedim size: Küçük bir kız kardeşim var,henüz dört yaşında ve yaşına göre fazla hareketli ve sürekli odamı karıştırır.Halbuki odalarımızı sırf bu yüzden ayırmıştım bizimkileri her ne kadar bu konuda ikna edemesem de.Annem hemşire,babamsa bir kargo şirketinde çalışıyor.Annemin nöbetleri olduğu günler evdekilere akşam yemeği hazırlaması bana düşüyor.Yemekte marifetliyimdir.Babam sürekli eline gazetesini alır ve bulmacalar çözer,en sevdiği aktivitesi.Annem aşırı titizdir ve parkeye bir şey dökülmesine dayanamaz.Evemiz iki katlı ve yukarıya doğru dönerek uzanan bir merdiveni var.Benim odam maalesef bahçemize dönük,caddeye bakan taraf kardeşime ait. -odamızı ayırma konusunda harekete bir türlü geçemememin sebebi buydu-

  Neyseki annem daha fazla kaşlarını çatmadan mutfağa son sürat indim.Yemek yemeyi canım hiç istemiyordu.Aklım başka yerlerdeydi.Sürekli Selim'in yanındaki kızı ve dosyamdan düşen o kağıt parçasını düşünüyordum.Üzerinde benim resmim olan kağıt parçası...Merak ediyordum.Babam dalgın bakışlarımı farkederek;

"Günün iyi geçmedi sanırım?"

"Standart.Her sene olduğu gibi."

"Fakat yeni gelen olmuş sizin okula annen bahsediyordu."

Anneme nerden haberin oldu der gibi başımı çevirdim ve

"Annesi bizim hastanede işe başladı,yanlış hatırlamıyorsam doktor.Kısa bir muhabbetimiz geçti.Çok iyi birine benziyor."

Daha sonra yemeklerimize devam ettik ve babam beklediğim soruyu sordu.

"Peki tanıştın mı oğluyla?"

"Adının sadece Selim olduğunu biliyorum."

  Ardından masadan kalktım ve laptobun başına geçtim,hikaye yazmayı seviyordum ve arada Aylayla görüntülü konuşmak hoşuma gidiyordu.Bu saatlerde Ayla açık değildi çünkü ödevleri yarına yetişmeliydi.Ahh doğru ya ödevler..Dosyamı alıp işe koyuldum.Elimde  kahve,bilgisayarda makale gece geç saate kadar sürdü.Sabah son konuşmamızdan sonra Kerem mesaj atmamıştı.Mesaj kutumdaki son mesaj bana aitti:

"BİLİYORUM.TAM BİR.DAHİYİM!"

Ardından çevrimiçi oldu ve bir mesaj daha yolladım.

"Hangi internet çöplüğündesin?"

Cevap kısa sürede geldi.

"İnanamayacaksın ama ebeveynlerim boşanıyor."

Bir kaç dakika ne yazacağımı bilemedim.

"Senin düşüncen ne peki?"

"Tabi ki de üzülüyorum annemle babam örnek bir çiftti benim gözümde."

Sebebinin ne olduğunu sormaya çekinmiştim.Ardından bir mesaj daha.

"Benim çıkmam gerek ablam geldi henüz ona durumu açıklamadılar."

  Bu mesajlarından sonra fazla bu konudan bahsedip onu da üzmek istemedim.Laptobun yanındaki telefonumun titrediğini farkettim ve bir mesaj daha.Ayla'dandı.Ödevleri bitirip bitirmediğimi soruyordu.Farklı derslerdendi ikimizinde ama illa ki haftada bir performans ödevine benzer ağır ödevlerimiz oluyordu.Telefona kurtulmuş ve mutlu bir ses tonuyla"Bittiii!!!" dedim ki Ayla gülerek "Önsözü unuttuğunu iddia edebilirim." dedi ve benim başımdan kaynar sular döküldü.Neyseki önsözü çıktı olabilirdi.

  Sabah sandalyede,laptobun başında gözlerimi açtım ve kolumdaki saatin varlığını unutup yatağımın başındaki saate koştum ve huh! daha vaktim vardı ama ilk dersin yarısına yetişmeye.

  Yolda Ayla aradı ve bu sabah kapının önünde beni çok beklediğini ama çıkmayınca gitmek zorunda kaldığını söyledi.İlk dersleri boşmuş.Şansa bak.Telefon konuşurken yanımdan Selim geçiyordu.Ders saati ne işi vardı burda?Aman Allah'ım yanımdan tam da şuanda geçiyordu ve bana gülümsedi.Gülümseyişi öyle içimi ısıttı ki şapşalca benim de gülümsememe neden oldu,sustum ve telefondaki Ayla'yı unuttum..

Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum,şimdiden teşekkür ederim. :)

LinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin