0.4

1.7K 89 109
                                        

  "Kaç cehennem söndü içimde bilmiyorum. Deli sanıyorlar. Beni arıyorlar. Görenler var-..." radyoyu bilmem kaç milyon kez değiştirip başka bir şarkı çıkması için dua etmeye başlamıştım. Ama her seferinde başka şarkı yerine başka bölümü çıkıyordu şarkının.

"Düşen bu yaprağım gençliğimin rüyasıymış. Kağıda yaza yaza hasretim beyaz-..." "Derdim olsun, kadehler dolsun. Ben kaybederken azrail seyre dursun..."

Hayal: Yeter artık!

Sinirle arabayı sağa doğru çekip ani frenle durdurdum. Kaldıramıyordum artık. Yusuf'un yaptıklarını unutamıyordum. O görüntüleri hafızamdan silemiyordum. Ben cidden yapamıyorum artık. Ne onsuz olabiliyorum ne de onla yapabiliyorum. Allah kahretsin keşke onu sevmeydim bile diyemiyorum ben.

  Ben onu sevdiğim için pişman bile olamıyorum. Çünkü beni sevdiğine inanmıştım. Beni kırmayacağına üzmeyeceğine inanmıştım. Ben ona kendimden fazla güvenmiştim. Ama o yine ve yine herkesten fazla kırmıştı. Yine ve yine... Hah! Yusuf eskiden de yapmıştı bunu değil mi? İşim var deyip geçiştirmişti. Kafamı direksiyona yaslayıp derince nefes almaya başladım. Bunu yapmamalıydım. Kendim için değilse bile oğlum için şu an kesinlikle üzmemeliydim kendimi.

Camımın tıklatılması ile kafamı kaldırıp cama baktım. Gördüğüm yüz ile donup kalmıştım. Cidden mi? Neden benim hiç şansım yok?

Kapım aniden açıldığında kaşlarımı sinirle çattım.

Yusuf: Hayal iyi misin?

Hayal: Sana ne?

Yusuf: Ciddi bir soru soruyorum endişelendirme beni!?

Sinirle konuştuğunda iyice cinlerim tepeme binmişti.

Hayal: Sen şaka mısın? İyiysem iyiyim değilsem değilim. Sana ne?

Yusuf: Sana ne deyip durma. Sinirim bozuluyor biliyorsun.

Hayal: Yusuf defol git.

Karnıma ağrı girmesi ile yüzümü buruşturdum. Lütfen oğluma bir şey olmasın.

Yusuf: Hayal şu tavrını anlamlandıramıyorum. Saçma davranmaktan vazgeç.

Hayal:Senin gibi mi olayım ?

Yusuf: Olabilir. Mantıklı konuşuyorum.

Hırsla arabadan indiğimde o da bir adım gerilemişti. Sinirle kapımı kapatıp önünde dikildiğimde bana şaşkınlıkla bakıyordu. Ben ise bağırmaya başlamıştım sinirden.

Hayal: Sen galiba benim aptal bir kadın olduğumu düşünüyorsun. Ama yanılıyorsun Yusuf. Sen beni instagram hikayelerinden engellediğinde ya da evde her dövüştüğümüzde gittiğin yeri bilmeyeceğimi zannediyorsun ama ben senin ne halt yediğini iyi biliyorum. Senin ilk aşkın olan İrem'in yanına gittiğini iyi biliyorum mesela. Mesela İrem ile arabada attığın hikayeleri biliyorum. Ben salak değilim Yusuf. Sende salak ayağına yatma bence. Defol git.

Arkamı dönüp arabanın kapısını açtığımda arkamdan kolunu uzatıp tekrar kapıyı kapatmış ve kulağıma fısıldamıştı.

Yusuf: Hiç bir şey bilmiyorsun. Ve benim seni bırakmak gibi bir niyetim de yok.

Karnımdaki ağrının şiddetinin artması ile dayanamayacağımı anlayıp yere çöktüm ve oturdum. Yusuf ise hemen yanıma çökmüştü.

Yusuf: Hayal iyi misin ?

Hayal: Gidersen iyi olacağım.

Yusuf: Saçma sapan konuşma rengin attı. Hastaneye gidiyoruz.

Bana atıldığında onu iteledim.

Hayal: Hayır. Berkcan , Orkun veya Enes'i ara. Yada bizimkilerden birini.

Yusuf: Çocukça davranıyorsun bırak götüreyim seni.

Hayal: İstemiyorum ya seni. Gidip İrem'le ilgilensene sen.

Yusuf: Başlatma İrem'e!

Hayal: Yusuf defol git ! Benimle ilgilen diyen yok sana.

Yusuf: Ya ben seni niye dinliyorsam.

Deyip bana adım attığında tekrardan çığlığı basmıştım. Allahım ne olur oğluma bir şey olmasın.

Hayal: Yusuf lütfen bir kere olsa benim için bir iyilik yap bizimkilerden birini ara.

Karnımı tutup ağlamaya başladığımda. Yusuf sinirle yere yumruk atmıştı.

Yusuf: Hayal acı çekiyorsun. Onların gelmesi uzun sürer. N'olur ben götüreyim.

Doğru söylüyordu. Ama onunla hastaneye felan gitmek istemiyordum. Özellikle karnımdaki oğlumuzu öğrenmesini hiç istemiyordum.

Zorla ayağa kalktığımda yere bakmıştım. Tamam şimdilik bir şey olmamış demektir. Yusuf'da benle ayağa kalktığında kapıyı açtım. Ama çok geçmeden Yusuf beni kucağına almıştı.

Yusuf: Seni dinleyende kabahat. Ben götürüyorum seni.

İtiraz etmek için ağzımı açtığımda karnıma tekrar sancı girmesi ile çığlık attım. Yusuf ise kendi arabasında arka kapıyı açmıştı. Beni koltuğa bıraktığında gözlerimi acı ile sıkıca yummuştum.

Yusuf: Dayan Hayal seni yetiştireceğim hastaneye.

Kapıyı kapatmak için geri çıktığında ben ise gerçeği söylemiştim. Sonrası ise karanlık.

Hayal: Yusuf ben hamileyim.

***
Yusuf'un Anlatımı;

Hayal'in dedikleri ile şokla donup kalmıştım. Kafası sağa doğru düştüğünde bayıldığını anlamıştım. Hızla kapıyı kapatıp Hayal'in arabasına gidip anahtarı kontaktan çıkartıp kitlemiştim. Kendi arabama koşup sürücü koltuğuna yerleşmiş ve arabayı sürmeye başlamıştım. Sinirle elimi yumruk yapıp direksiyona vurmuştum. Allah kahretsin.

Gaza daha çok yüklendiğimde gözlerimden de yaşlar akmaya başlamıştı. Sırf bir gerizekalılığım yüzünden şu düştüğümüz durum sinirimi bozuyordu. İrem... Evet Hayal'i aldattım. İrem benim Hayal'den öncemdi.

  Hayal ile evlendikten bir kaç ay sonra tekrar karşıma çıktığında beni sevdiğini söylemişti. Kafam karışık durumdaydım. Yaptığımın hiç bir geçerli açıklaması yoktu. Ama içimdeki karmaşayı çözmem lazımdı. İrem'i hala seviyorsam Hayal'e bunu yapmamalıydım. "Peki şimdi çözüldü mü? Söylesene gerizekalı Yusuf çözüldü mü!?" İç sesimin de dediği gibi her şey artık daha karma karışıktı. Ama bir gerçek vardı. O da benim artık Hayal'e ulaşamayacak olduğum gerçeği...

***
Selaaaaaaaam.

Uzun bir aradan sonra yeni bölümü yazabildim dldmdpföğdçd

Bu yeni bölümü ben yazana kadar Yusuf ve ben çok ilginç küfürler duyduk ama hak ettik xlfmdpfödğmf

Yusuf'un neden böyle yaptığını (sizin tabirinizle; gerizekalıca düşüncesini) öğrendiniz.

Sizce yaptığı doğru bir hareket miydi?

Geri birleşecekler mi?

Eheh yeni bölümde görüşürüz dlmfşdöşdsl

Açık Anonim 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin