XVI

35.2K 1.1K 354
                                    

Lütfen bu kısmı okumadan geçmeyin.

Bölümümüz yetişkin içerikli (+18) ögeler içermektedir.

Yaşı küçük olanlar ve yetişkin içerik okumayı sevmeyenler için bu bir uyarıdır. Yetişkin içerik okumaktan rahatsızlık duymayan okurlarım bölümü okumaya başlayabilir. ❤️

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Dışarıdan gelen köpek havlamaları, adamlarının uzaktan gelen konuşma sesleri ve karanlığın hüküm sürdüğü zihnim, düşüncelerimin gürültüsüyle kalabalık bir pazar alanına dönüşmüştü. Kafamın içindeki gürültüyü bastıran kalın sesi, hoyratça kıyıya vuran fırtınalı bir denizin köpük köpük dalgalarla önüne çıkan her şeyi kendine katarak alıp götürmesi gibiydi. Dokunuşları, beklenmedik ve ani; sesi, ulaşılmaz ve hayranlık uyandırıcıydı.

''Tanrım,'' diye fısıldadı. Paltomun kapalı yakasından sızan parmakları sutyenimde dolaşırken, ''Sen kaçığın tekisin, Rosa.'' dedi.

Gerçek düşüncelerini söylemediğini biliyordum. Kucağında, sert bacaklarının üzerinde kıpırdanırken oldukça rahatsız olmuştum. Karanlıktan başka bir şey göremediğimden sürekli olarak zihnimin yarattığı karmaşık oyunların kurbanı oluyordum.

Hiç eğlenmediğimi, aksine öfkelenmeye başladığımın sinyallerini veren duygudan arınmış bir sesle, ''Buraya neden geldiğimi biliyorsun.'' dedim.

''Roseanna, buraya yalnızca benimle sevişmeye mi geldin?''

Parmaklarının saçlarıma dolanmasıyla sıkıntılı bir nefes aldım. ''Galiba. Yani evet, ilgimi çektin ve sanırım vücudun hoşuma giderse seninle sevişeceğim.''

Açık yüreklilikle konuşurken sesim titremediği için Tanrı'ya şükrettim. Öte yandan içinde bulunduğum saçmalığı açıklamaya yetecek elle tutulur hiçbir tanım yoktu.

''Ya vücudum... Hoşuna gitmezse ne olacak, mi amor?''

''Ben eğer seni beğenmezsem...'' Kalçalarımın altındaki bacakları kaskatı kesilmişti. Olduğum yerde hiç rahat değildim, çünkü bacaklarındaki kasların yoğunluğu fazlaydı ve tenimi acıtıyordu. ''Geri gideceğim, Bay Midnight.''

Burnunu burnuma sürterken, ''Senin gibi küçük bir kadının istekleri neler peki?'' diye sordu. Dudaklarım cevap vermek için aralandığında nefesini hissettim. Tam dudaklarıma vuran nefesiyle kalp atışlarım hızlandı. ''Umarım cılız bir erkek olduğumu düşünmemişsindir.''

''Hey, ben o kadar küçük değilim!'' diyerek sesimi yükselttiğimde içimi kıpır kıpır eden erkeksi bir kahkaha kulaklarımı doldurdu. ''Hem seni görmüyorum bile! Cılız mı, yoksa iri bir adam mısın nereden bileceğim? Önce sana dokunmam gerek. Sonrasına, sonra bakacağız.''

GECEYARISI TANRISI: DIABLO (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin