| YETİŞKİN İÇERİKLİDİR. |
Takıntı, bağlılık, tutku, şehvet, ihtiras ve aşk...
Bay Midnight bunlardan fazlasıydı.
Belki bir şeytan, belki de bir canavar...
O; Rosa'yı yakıp kül etmeye yemin etmiş kör kütük âşığı, hayranı ve tek sevgilisiydi.
Ancak g...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
"Tabağındaki yiyeceklerle oynamayı bırak ve bitir!"
Tam karşımda, masanın bir ucunda oturan yaratığa gözlerimi öfkeyle çevirdim. "Ölen arkadaşlarımı aklımdan çıkaramıyorum. Sürekli is ve kan kokusu alıyorum." Yas tutmaya ve acımı yaşamaya bile hakkım yoktu. Beni bir kukla gibi yönetmeye çalışıyordu. "İştahım olmadığı için özür dilerim. Henüz senin gibi bir ucubeye dönüşmedim."
"Bu ucubeyle sonsuza dek yaşayacağını her defasında unutuyorsun," Gümüş, işlemelerle süslü, içi şarap dolu kadehi dudaklarına götürüp bir yudum aldı. Şarabı içerken gözleri üstümden bir an olsun ayrılmadı. Kadehi masaya bırakırken dudaklarında zevk dolu ve alaycı bir gülümseme belirdi. "Dönüşüm'den sonra nasıl olsa fikrin değişecek, mì amor."
Elimdeki çatalı bırakıp sandalyede geriye yaslandım ve kollarımı göğsümün üzerinde bağladım. "Bir ucubeye dönüşeceğime ölürüm daha iyi, seni piç kurusu yaratık."
Yüzündeki o sinir bozucu gülümseme daha da büyüdü. "Ölmene izin vermeyeceğimi biliyorsun. Ben istemediğim sürece ölemezsin bile, Rosa."
Ölmeyi denediğimde beni durdurmayı başarmıştı. Bu korkunç kâbustan uyanmak için kendime zarar vermeye çalışmıştım ama çok fena çuvallamıştım. Onun gücünü hafife almak büyük bir hataydı.
"Dönüşüm..." Beni ne zaman kendi gibi bir yaratığa dönüştüreceğini öğrenmem gerekiyordu. Nedense vaktimin gittikçe daraldığını, onun pençelerinden bir şekilde kurtulmayı başarıp kaçmamın imkânsız olduğunu hissediyordum. Derin bir nefes alıp verdim ve birkaç saniye boyunca bunu tekrarladım. Sonunda dikkatimi tekrar topladığımda konuşmaya zor da olsa devam ettim. "Ne zaman başlayacak?"
"Aklından neler geçtiğini biliyorum, Rosa." O keskin, yakıcı bakışları zihinimi okuyor gibiydi. Siyah kaşlarından birini havalandırdı. "Seninle bir anlaşma yapacağım." Gözlerim kocaman açıldığında tehditkâr bir gülümsemeyle dudakları kıvrıldı. Yumruk yaptığı o belirgin, damarlı elini havaya kaldırıp işaretparmağını gösterdi. "Kaçman için sana tek bir şans vereceğim. Tek bir şans. Eğer kaçmayı başaramazsan Dönüşüm'ü kabul edeceksin."
Bu bir anlaşmaya benzemiyordu. Kaçmak için bir fırsat yakalamış gibiydim ama nedense ona güvenemiyordum. "Hile yapmayacağını nereden bileceğim? Beni kaçırıp buraya hapsettin ve şimdi de bir lütuf gibi kaçmam için bana bir şans vereceğini söylüyorsun. Yaşadığım tüm o korkunç şeylerden sonra bir şeytanla anlaşma yapmamı mı bekliyorsun?"
Yumruğunu masaya yavaşça indirdi. "Bu dünyada yaptığı anlaşmaya sadece Şeytanlar ihanet etmez." Turuncu kıvılcımların dans ettiği zehir yeşili gözlerini, korku ve endişe dolu gözlerime sabitledi. "Kaçmayı başarırsan peşine düşmeyeceğim ve gitmene izin vereceğim."
İçimde kötü, uğursuz bir his belirdi. Sanki o karanlık elleriyle boğazımı sıkıyormuş gibi nefesim kesildi. Bir şeytanla hayatım pahasına anlaşma yapmak üzereydim. Buradan kaçmayı başarırsam özgürlüğüme kavuşabilirdim ama başaramazsam Dönüşüm'ü kabul ederek onun esiri olacaktım. Nedense kendimi bir av hayvanı gibi hissettim. Beni bir anda serbest bırakıp kaçmamı izleyecek ve ardından bir kovalamacayı mı başlatacaktı? Onun karşısında gerçekten de bir şansım var mıydı? Adrenalin, korku ve heyecan bir anda üstüme çöküp nabzımı hızlandırdı. Göğsüm aldığım sık soluklarla inip kalkarken yüzündeki kibir dolu gülümseme büyüdü. Vahşi bir yırtıcı gibi avını yorana dek kovalamak ve sonra da onu zevkle yakalayıp yemek istediğine emindim.
"Benden kaçıp kurtulman için sana tek bir şans veriyorum." Yumruk yaptığı elini açtı ve hafif dokunuşlarla masaya sürterek kadehe yaklaştırdı. O biçimli, uzun parmakları önce kadehi kavrayıp tepeden tırnağa yavaşça okşadı, ardından işaret ve ortaparmağını şarabın içine daldırdı. "Anlaşmayı kabul edecek misin?"
***
Yeni bölüm için sabırsızlandığınızı elbette biliyorum, hatta çok geciktirdim. Yarın geceye yetiştirmeye çalışıyorum ama sizleri hemen heyecanlandırmak istemiyorum. Yeni bölümü bir anda yayınlayacağım, mutlaka buralarda olun ve benden bildirim bekleyin!