XVII

28K 993 246
                                    

İyi okumalar dilerim. Oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın.

 Oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Tanımadığım bir evde, yabancı bir adamın sıcacık yatağında ve güçlü kolları arasında uyandığımda az kalsın önce çığlık atacaktım. Gözlerimin bağlı olduğunu unuttuğumdan kör olduğumu sanmıştım! Ancak bedenimin neredeyse tamamını kaplamış olan heybetli vücudunu hissettiğimde, dahası tüm geceyi ve sabahı kiminle geçirdiğimi hatırladığımda salıvermek üzere olduğum çığlığım geldiği yere geri gitmişti. Onun varlığıyla da gözlerimin görmemesini, karanlığa hapsolmayı umursamıyordum. Bay Midnight'ın oldukça ağır olan kolunu üstümden çekmeye çalışırken birdenbire çok yorulduğumu fark ettim. Kıpırdanmak şöyle dursun, parmağımı havaya kaldıracak halim yoktu. Oflayıp, tekrar kolunu kaldırmayı denediğimde uğraşmam gerekmeden Bay Midnight üstümden çekilerek yatakta hareket etti. Nefesim heyecanla kesildiğinde başta uyandığını sanmış olsam da onun düzenli solukları ve çıkardığı kısık mırıltılar hâlâ derin bir uykuda olduğunu gösteriyordu. Bedenimi saran örtüyü biraz açarak yatakta doğrulurken fazla hareket etmemeye özen gösteriyordum. Fakat bir anda kasıklarıma ve karnıma saplanan ağrıyla inledim. Acele ederek ellerimle ağzımı kapadım. Canımın yandığını, kendimi ölecek kadar yorgun hissettiğimi bilmesini istemiyordum. Düzenli nefes seslerinin bir anlığına değişip, yeniden düzene girmesiyle ellerimi ağzımdan çektim. Mışıl mışıl uyuyan Bay Midnight'ın uyanmaması gerekiyordu. O uyandığında ya yeniden sevişecek, ya da ondan bir güzel azar işitecektim. Erkekler için ilk deneyimin çok da önemli olmadığı zamanlarda yaşıyorduk. Yani hiç kimse çıktığı insanın daha önce bir ilişki yaşamasını önemsemiyordu. Mesela Bay Midnight'ın yattığı kadınları da ben önemsemiyordum. İleride, bir ihtimal beraber olacağım adam da ondan önce kiminle yattığımı önemsemeyecekti. Hepimiz sadece kendi hayatlarımızdan sorumluyduk. Kimlerle beraber olduğumuz ve neler yaşadığımız bizi ilgilendirirdi, bir başkasını değil.

Bay Midnight'la olan ilişkim, normal bir ilişki değildi. Kim telefon sapığıyla anlaşıp onun evine sevişmeye giderdi? Yani bu asla doğru olmayan bir durumdu. Hata yapıp yapmadığımı bilemezdim. Doğru olmayan bir durumda hata yapma olasılığım çok yüksekte olsa artık... Olan olmuştu. Düşüncelerimin belirsizliği içerisinde karamsarlığa kapıldım. Uyanmaması için kendimi sıktığım, acımı önemsemeyip hiçe saydığım bu adamı huzurlu uykusundan uyandırmak istedim. Yatak örtüsünü ellerimden biriyle iyice çekerek göğüslerimi örttüğümde üşümüyordum. Hayır, bunu üşüdüğüm için yapmamıştım. Sebepsizce çıplak bedenimden utanmış, rahatsız olmuştum. Terden ıslanmış saçlarımı boştaki elimle omuzlarımdan geriye atıp, kendimi ferahlatmaya çalıştım. Bay Midnight bir köz kadar sıcaktı ve onun vücuduyla ısınmış yatağı bir cehennemden farksızdı. Sadece hislerimle, onun olduğu tarafa doğru elimi uzatırken örtüyü üstümden düşürmemek için dikkat ediyordum. Avuç içime çarpan yakıcı sıcaklığını hisseder hissetmez elim büyük ihtimalle ona yakın bir noktada havada asılı kaldı. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum ve bir an önce evime gitmek istiyordum. Birkaç kez derin nefesler aldığımda elim hâlâ havadaydı. Gideceğim saati bilirken böyle uyuması yanlıştı. Vaktinde uyanıp, evime gitmem için bana yardım etmesi gerekirdi. Sıkıntıyla iç geçirdiğimde elimi onu uyandırmak için indirdim. Hissettiğim şey yüzü olması gerekirdi değil mi? Elimle daha neresi olduğunu fark edemediğim yerini yoklarken birdenbire durakladım.

GECEYARISI TANRISI: DIABLO (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin