seni döverim

89 10 0
                                    

Media:Emir
🦋🦋

"Yine mi sen?" Sorumla bir an duraksadım. Bu o geçen gün saatçide gördüğüm 'kaba şeydi'.

"Ne işin var senin bu okulda? Bu okula benim gibi karizmatik, yakışıklı ; güzel kızlar gelir ve benim kadar olmasa da zeki öğrenciler gelir. Senin gibi bir gerizekalının ne işi var burda?"
"S-sen bana gerizekalı mı dedin?"
"Evet dedim. Ne yapacaksın?"
" 1-ben gerizekalı değilim. 2- benim bildiğim , bu okulda kaba , kızlara nasıl davranmasını bilmeyen kimselerde yok. Senin ne işin var burda?"

Hahaha laf soktum.

"Sen bana ne diyorsun?"
Allahhh sinirlenmişti. Bir an korktum ama o da bana gerizekalı demişti. Ben haklıydım bir kere.

"Benimle doğru konuş, diyorum"
"Doğru konuşmazsam ne olurmuş karşıayak?"
"Karşıayak ne be?"
"Onu da sen düşün. Gerçi düşünecek bir aklın yok. Sen salaksın."
"Benimle doğru konuş dedim sana"
"Asıl sen benimle doğru konuş. Benimle iyi geçin derim. Yoksa bu okula güle güle de ."
"Yok ya başka?"
" Başka mı? O zaman hemen çekil önümden seninle uğraşamam yer cücesi"
"Bana bak çocuk ben cüce değilim."
" Hıhı değilsin."
Sinirle arkama bakmadan sınıfıma doğru yürümeye başladım.
Giderken tam ona neden o saati gönderdiğini soracaktım. Telefonuma gelen mesaj sesiyle duraksadım. Ezgi mesaj atmıştı.
"Kanka  burda yer kalmamış. Tekli oturanların yanı boş. Herhalde en son biz geldik ya. "
"Tamam bizde yarın erken gelir yan yana otururuz. Tapumuzuda yazarız. Oldu bitti gitti."
"Sarya hâlâ çocuksun ya. Tapu işi ilkokulda kaldı. Biz seneye üniversitesiye gidicez üniversitesiye"
"Ben çocuk değilim ama bu tapu işi çok mantıklı geldi. Yoksa ....
Aman neyse hallederiz 2 dk'ya sınıftayım."
"Çabuk ol zil çalar birazdan"
"Taamm ya"

Sınıfa doğru ilerledim. Sınıfa girdiğimde önce herkes bana baktı. Ahh işte bunu sevmiyorum , ilgi odağı olmayı hiç sevmem. Ben ne kadar Ezgi'nin deyişiyle çocuk gibi davransamda kurallarım vardır ve bu kuralların çoğu ilgi odağı olmamakla ilgili ve bu konuda çok inatçıyım. Sadece yakın gördüğüm kişilerle çok samimi olabilirim. Tabi ki diğer insanlarla da nezaket içinde konuşurum ama sevdiklerim gibi değil tabi ki.

Sınıf bir süre bana baktıktan sonra yanıma gelip tanıştılar. İyi bir lise ve öğrencileride bizim eski okuldakiler gibi hayvanca davranmıyorlardı. Yani benim için şimdilik böyle.

Ezgi'ye baktığımda sarışın bir kızın yanına oturmuştu. Bir şeyler konuşuyorlardı. Ezgi beni görünce bana dönüp "en arka sırada bir çocukla oturcan mecbur. Yer yok" dedi.
Arka sıraya baktığımda boştu. Bu benim bu okuldaki ilk günüm. Ezgi'yi alıp oraya geçsem ayıp olur ve ilk günden böyle tanınmak istemiyorum. El mahkum gideceğiz artık. Neyse sıra boştu. Hangi tarafta oturcağımı seçebilirim. Ahhaa cam tarafında oturacağım. Bu güzel manzarayı seyrederek ders işlerim. Benim için çok güzel olur. Zil çaldığında içeriye kadın bir öğretmen girdi. Edebiyat öğretmeniymiş. Adının Aslıhan olduğunu söyledi. Sonra kapıya biri vurdu ve hocanın gel demesiyle içeriye girdi. Açıkçası giren kişiye bakmıyordum. Bu güzel manzarayı seyretmek beni mutlu ediyor ve ben bu mutluluğu bozmak istemiyorum. Yanıma biri oturdu ama şuan umrumda değil. Ta ki biri adımı söyleyene kadar. Bu edebiyat öğretmeniydi. Hemen ayağa kalktım ve "efendim hocam?"
"Demek yeni gelen öğrencilerden biri sensin.  Kendini bize tanıtır mısın?"

Aaa niye tanışıyoruz ki 12. Sınıfta?
Her neyse banane ya ben kendimi tanıtayım.

"Ben Sarya Demir. Bu okula yeni geldim."
"Hedefin ne peki?"
"Edebiyat okumak istiyorum."
"Hmm. Umarım istediğin gibi olur."
"Teşekkür ederim."

Yerime oturduğumda tanıdık bir ses doluştu kulağıma "demek edebiyat ha"  bir dakika bu ses 'kaba şeye' aitti.

Yanıma baktığımda onu gördüm ve öylece bakakaldım. "Senin ne işin var burda. Ben oturdum önce. Git kendine ön sıralarda otur bir yere kaba şey"
"Aman ben çok meraklıydım sanki senin gibi biriyle oturmaya ve ayrıca burası benim sıram. Sen gelmişsin. cam tarafında da ben oturuyordum niye o tarafa geçtin?"
" Sana mı soracam? Boştu bende geçtim."
"Bana soracaksın. Var mı diyeceğin?"
  Bu çocuk beni fazla sinirlendirmeye başladı ama.
"Var. Kapa o çeneni dersi dinleyemiyorum. Ayrıca sen kimsin be sana sorucam? Belki rüyanda görürsün o da kısmen."
Bana doğru biraz yaklaşıp " Emir Aslan"
"Hı?"
"Demiştin ya kimsin bende ' Emir Aslan' dedim."

"Offfff dön önüne be ilk dersimi mahvedemem."

Önüne döndü ve bende hem dışarıyı seyrediyor hem de hocayı dinliyordum. Nihayet zil çalmıştı. Alışkanlıktan "oleyy be" dedim. Yanımdaki Emir midir nedirse  işte "çocuk musun sen? Gerçi ilk bakışta anlamıştım. Zil çaldı diye salak gibi seviniyorsun."
"Sanane ya. Kalk geçicem."
"Kalkmazsam ne yapıcaksın?"
" Sen ciddi misin?"
"Evet"
"Kalksana arkadaşımın yanına gideceğim."
"Kalkmıyorum."
"Bak kalk yoksa..."
"Yoksa ne?
" Seni döverim."
Gülmeye başladı. Normalde yeni tanıştığım insanlarla böyle kaba konuşmam ama bu tanıştığım kişi insan değil galiba.
"Ne gülüyorsun be?"
"Sen gerçekten 'seni döverim' mi dedin?"
"Evet"
"Hadi dövde görelim."

Ne dedi o? Beni döv mü dedi?
Ben döverim de o beni öldürür. Hadi çık işin içinden şimdi Sarya.

"Döverdim ama okuldayız."
"Haa başka bir yerde olsak beni döversin yani öyle mi?"
Bu çocuk ne çıktı böyle ya? O gün beni ağlatmıştı şimdi de sinirlendiriyor. Benim gibi birine de nasıl laf yetiştiriyor ya. Ben ki laf dalaşmalarında master yapmış kişiyim.
"Tamam hadi uzatma kalk."
"Kalkmayacağım."
"Ya bak hadi Ezgi beni bekliyor."
"Tamam ama bir şartla."
"Neymiş o şart?"
"Judo salonu var ve diğer ders boş. Bu derste öğrenciler istediği aktiviteyi yapsın diye boş. Öğrencileri fazla kasmamaya çalışıyorlar."
"Eee sadede gel."
"Diğer ders judo salonuna ineceğiz. Hani beni dövecektin ya."

Allahhh bu çocuk beni döver . Ezgi ordan bana el kol işareti yapıyor. Ne yapmalıyım? Neyse kabul ediyim zaten diğer ders gitmem ki. Bir bahane söylerim . Bu işte burda biter. Çok akıllıyım ya.
"Tamam kabul."
Ayağa kalktı ve bana yol verdi. Ezgi'yle birlikte bahçeye indik. Çok güzeldi gerçekten.
"Yanına oturduğun çocuk sana göz koydu galiba."
"Ne saçmalıyorsun?"
" Baksana ilk görüşte sana aşık oldu galiba. Gitmene bir izin vermedi."
"Saçmalama. Aşk diye bir şey yok ki."
" Yine mi ? Ne zaman aşk desek 'öyle bir şey yok ki' diyorsun."
"İmmmm. Çünkü yok"
"Tamam tamam yok. Senin keçi inadınla uğraşamam."

Zil çaldı ve sınıfa çıktık. Offfff oradaydı. Acaba Ezginin yanındaki kızdan rica etsem yer değişir mi benimle? Denemekten zarar gelmez.
"Merhaba ben Ezgi'nin arkadaşıyım. Acaba yer değiştirebilir miyiz?"
"Emirin yanına mı? Yok kalsın."
"Neden öyle dediniz?"
" Anlaşılması zor biri de ondan. 4 senedir aynı okuldayız yanına kimseyi otutturmayı sevmez. Ha oturdun cam tarafı her zaman onundur. Sana nasıl kızmadı anlamadım."

Gerçekten böyle miydi? Peki bana niye izin verdi? Neyse boşveeerrr. Boşver dedikte ben oraya gidince ne bahane suncaktım? Offfff hem ben yalan söylemeyi sevmiyorum . Biraz fazla açıksözlüyüm ama beni sinirlendirenlere karşı ya da haksızlık yapanlara karşı. Neyse geçelim yerimize .

"Kalkar mısın?"
"Niye?"
"Oturucam da ondan."
"Ne oturması judo salonuna gidiyoruz."
"Ben gelmicem."
"Neden?"
"Çünkü gelmicem."
"Ha?"
"Gelmicem işte."
"  Hayatımda bu kadar iyi bir bahane görmemiştim."
"Bahane değil gelmek istemiyorum."
" Yalnız bu daha ikinci ders . Zil çalınca kalk dersen kalkmam."
" Şeyy bence sen cam tarafında otur hem hep o tarafta oturuyormuşsun. Ben senin yerine yanlışlıkla oturdum. Hadi geç yerine sen."
"Hayır. Orası artık senin yerin."
"Hahaha ben yarın ezgi'yle birlikte oturucam."
"Hayır burada oturacaksın."
"Oturmayacağım."
"Tamam eğer beni döversen git ezgi'yle otur ama dövemezsen burada oturacaksın."
"Ben kavga etmem. Sonra ağzın gözünle yer değiştirir falan kalsın bence."
"Tamam sen beni döv de ağzım gözümle yer değiştirsin."
"Offfff tamam ya tamam."

Uzun bir bölüm yazdım. Umarım beğenirsiniz ve lütfen alttaki yıldıza basar mısınız?

Gelecek bölümden beklentileriniz neler?

Sarya gerçekten döver mi?

Serseri Mayın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin