Bölüm 10

107 7 0
                                    

  "Without leaps of imagination or dreaming, we lose the excitement of possibilities. Dreaming, after all is a form of planning."   Gloria Steinem

Stephen Harrison artık Daniel'ın sahibiydi. Kim aksini iddia ederse etsin bu böyleydi. Başkasına göre anlaşma tamamen Daniel'ın lehine görünse de Daniel o adamın parasını almaya karar verdiği anda onun olmuştu. Ama bazen- Bazen ulaştığınız amaç, kullandığınız yollardan daha yüksek olabilirdi. Bazen amacınız kişiliğinizden ödün vermeye değer miydi peki?

Sokağın sonunda kavşakta Tyler'ın arabasının kırmızı parlamasını görmeden önce sesini duymuştu. Bir Fisker, işte bu yeni olmalıydı. Daniel hala bunu ikizlere nasıl söyleyeceğine karar verememişti ama Tyler birkaç adım önünde durduğunda düşüncelerini geri plana itmişti. Hızlıca yolcu koltuğuna attı kendi.

" Geç kaldın. "

" Polislere ehliyetimin sahte olmadığını anlatmak çok uzun sürdü. " diye açıkladı. Para. İşte para bunu yapabiliyordu on dört yaşındaki bir çocuğa bir süper araba -Daniel bunun bir süper araba olduğundan pek de emin değildi -vermek gibi. Tyler araba hakkında bir şey söylemesini bekledi ama çocuk hiç konuşmadı. Demek ki Stephen Harrison'ın koleksiyonunu yeni bir parçası değildi. "Lisenin çok kötü bir yer olduğunu duydum. " dedi Tyler sokaktan çıkmak için u dönüşü yaparken. Tyler'ın liseye bu yazın sonunda başlayacağını tamamen unutmuştu Daniel. Yine de onu ilgilendiren bir şey sayılmazdı pek fazla sonuçta onunla değil Alyssa ile ismi tam konulmamış tuhaf bir ilişkileri vardı.

" Kimden bir buçuk sene okuyan asosyal kız kardeşinden mi? Copper Cove hiç de kötü bir okul değildi. " diye savundu Daniel.

" Alyssa asosyal değil. " dedi Tyler on dört yaşındaki birinin çıkarabileceği kadar sert bir ses tonuyla. Daniel, Tyler'ın her an kavgaya hazır olduğunu biliyordu, özellikle de Alyssa konusunda. " O sadece- " kırmızı ışığı geç fark ettiği için sert bir şekilde durdu. O sadece- o sadece neydi? Alyssa'nın sorununu Daniel bir türlü anlayamıyordu. Her şeyi olan bir çocuğun ne gibi bir sorunu olabilirdi ki? İnsanlardan bu kadar nefret edecek kadar ne yaşamış olabilirdi ki? Boğucu partiler? Parayla boğulmak? İstediği şeyin reddedilmesi? Alyssa asla reddedilmemişti. Daniel bundan emindi. Belki de kız arkadaşı olarak düşündüğü kız hakkında emin olduğu tek şey buydu. Alyssa asla hayır cevabını almamıştı. Tyler otoyola çıkar çıkmaz ibrenin hız limitinden sonrasını göstermesi için elinden geleni yaptı.

Thulile içeri girdğinde Alyssa MIT'nin program listesine göz gezdiriyordu. Thulile'nin elindeki torbayı görünce omuzları gerildi. Belki de şu an Alyssa'yı hayatta tutan tek şey buydu, doğrudan kana verilen besinler. Hücrelerinin kendilerini öldürmemesi için yeterli miktarda protein, glikoz ve vitaminlerden oluşan krem renkli bir karışım. Görüntüsü bile mide bulandırcıydı, Alyssa gerçek yemek istiyordu bu iğrenç kusmuk görünümlü sıvının birazdan damarlarında dolaşacağını bilmek bu isteğini biraz azaltmış olsa bile. Alyssa gönülsüzce sol kolunu Thulile'ye uzattı. Thulile kolundaki morluğu görünce gözlerini kocaman açıp Alyssa'ya baktı. " Vücudum hayatta tutulmayı sevmiyor. " dedi gözlerini tekrar kucağındaki bilgisayara çevirirken.

" Karnına yapmamıza izin verseydin bu şekilde olmazdı. " diye karşı çıktı hemşire tüpleri birbirine bağlarken. Alyssa hafifçe inledi.

" İkisi de atardamar değil mi? " dedi Alyssa kolundaki yanmayı göz ardı etmeye çalışırken. Yirmi iki dakika içerisinde bütün damarları içinde lav akıyormuş gibi yanmaya başlayacaktı. Ama bunu Thulile'ye söylemeyezdi. Doktorlar tedavinin işe yaradığını düşünürlerse Alyssa'nın Boston'a gitmesine izin verirlerdi belki. Thulile telefonuna baktı, gelen mesajı cevapladıktan sonra Alyssa'ya gülümsedi.

ReflectionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin