Iki kelime yazmaya tenezzül etmediğim mesajlara gidiyor elim.
Ağlamaklı gecen gecelerin anısına,
Yağlı bi süt gibi, cildinin en ince tabakasına kayıyor zihnim.
Toz kondurmadigim adına.Noktaya dönüşmüyor kafamdaki soru işaretleri.
Ilk okuldaymışım ki gibi;
Karalıyor defterimi silgim,
Gözükmüyor acacakta tıkalı kalan kalemimin ucu .
Sanki sonunu bilmediğim hayallerim...Nasıl kaydı en eskine gözün?
Nasıl girdin kokum olmayan yorganın altına?
Biliyor musun nasil sevdim seni annem gibi,
Nasıl özledim bildiğim öğüt veren sesini.
Ünlem yarattın bende,
Bendeki yerin, bölünmenin yolu ipince bi kesir çizgisi.Bir batı müziği çınladı kulağımda.
Tek tevekkülümün notaları,
Süslemesiz solosu piyanonun.
Senden gelen bildirimin ürpertişi geldi aklıma,
Senleyken kum dolan ayak parmaklarım,
Sensizken içip içip ağlayışlarım.
Şimdi güldürüyor yaptığım çocukluklar,
Ben unuttum ama sen unutma
Ahım Var...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Içimin Rüzgarlı Yağmuru🥀
PoetryAşık olmayı değil de diş ağrısı gibi olan aşık olmanın verdiği acının tatlılığını sevmeyi deneyin... Nazınız kime geçiyorsa değil nazınızın değerini bilmeyenlere ağlayın...