Yazar Notu:
Selam! Yeni bölüme geçmeden önce yukarıya sizler için bıraktığım şarkı hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Şu sıralar favorim olan IC3PEAK grubunun, müzik zevki 'sade' olanlar için korkutucu gelecek bir şarkısı. Sözleri tuhaf ya da gerçekten korkutucu gelebilir fakat şarkıdan çıkarılan anlam daha önemli diye düşünüyorum. ''Halihazırda kaybettiğimiz, elimizden alınan gerçekleri'' anlattığını söyleyip şarkıyı kısaca özetleyeyim.
Tahmin edersiniz ki şarkı Rusça bir şarkı olduğu için anlamak zor ama sizin için şarkının Türkçeye çevirilmiş halini buldum. Şarkıyı dinlemek zorunda değilsiniz ama ben bölümdeki heyecanın şarkıdan geçtiğini düşünüyorum ki ben bu bölümü bu şarkıyı dinleyerek yazdım. Keyifli okumalar dilerim...
***
''Gökçe?''
İstemsizce yüzümde bir gülümseme oluştu. İkimiz de aynı anda hareketlenip birbirimize yaklaştık. O da gülümsüyordu. Sonunda ikimiz de dayanamayıp birbirimize sarıldık.
''Kaç senedir seni arıyorduk. Seni böyle bir yerde bulmak...'' dedim iç geçirip. Derin bir nefes aldı.
''İnan bana, ben de neden hala burada olduğumu bilmiyorum.'' Ayrıldık. ''Beni boş ver,asıl sen niye buradasın?'' dedi saçlarımı elleriyle nazikçe düzeltirken. Beliz'in en sevdiğim huyuydu anaçlığı. Sadece iki yakın arkadaştan ibaret olsak bile, ihtiyacım olduğu her zaman en az annem kadar ilgilenirdi benimle. Bu ilgiye ne kadar aç olduğumu, ne kadar özlediğimi yeniden hissetmiş oldum. Kalbime bir ağrı saplandı. Annemin yokluğunun verdiği acı içimde hiç sönmese de, bilirdim, annem üzüntümü hissederse o da üzülürdü. Onu üzmemek için acıyı bastırmaya çalışıyordum. Acı zihnimde tazelendi. Dudaklarımı ısırdım. Dolan gözlerimi daha fazla sıkmayıp akmalarına izin verdim. Ardından güçlü bir hıçkırık kaçtı dudaklarımın arasından.
''Annem... Annem ö-öldü Beliz.'' Anında hıçkırıklara boğulmuştum. Nefes almam güçleşti. Hafifçe başımı kaldırıp Beliz'e baktığımda donakalmış gibiydi.
''N-Nasıl?'' dedi güçlükle. Ağlamam iyice şiddetleniyordu.
''Babam...Babam öldürdü onu.'' Hıçkırıklarımın arasından güçlükle çıkarabildiğim kelimeler adeta bir mermi etkisi yaratmıştı Beliz'de. Anlamamak mümkün değildi.
Hiçbir şey söylemedi. Olayları kavramaya çalışıyordu. Şokun etkisiyle dudakları hafifçe aralanmıştı. Başımı tutup göğsüne yasladı. Saçlarımı okşadı. Ben ise asla sakinleşemiyordum.
''Şşş.. tamam. Geçecek, sakin ol Gökçe'm.''
Gerçekten geçeceğine ne ben, ne de o inanıyordu. Biliyordum.
Biraz daha ağlamaya devam edersem nefesimin kesileceğini fark edince sakinleşmek için derin bir nefes almaya çalıştım. Yavaş yavaş sakinleşmeye başlayınca Beliz'den ayrıldım. Elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim.
''Ben acımı bastırmaya çalışıyorum. Sen de çok üstünde durma. Yoksa annem daha çok üzülür.'' dedim geriye kalan hafif hıçkırıklarımın arasından. Başını mahcup bir şekilde onaylar gibi salladı.
''Buradan çıkmamız lazım.''
Konuyu bir an da değiştirmesi beni biraz şaşırtmıştı. Kaşlarımı çattım.
''En azından başını sokabilecek bir yerin var.''
''Öyle basit değil.'' dedi bakışlarını tekrardan bana çevirerek. ''Burası sandığın gibi bir yer değil. Seni buraya nasıl getirdiklerini hatırla.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Taarruzu
ActionGökçe, çocukluğunda yaşadığı olayların, geleceğin ona getirdiği ağır yüklerle hayatın sağlam darbelerine karşı ayakta kalmaya çalışan bir genç kız. Ve attığı her bir adımda yaşayacağı olaylarda onunla beraber olacak arkadaşları. Hayatın onlara getir...