31 Aralık 2012
Hiroshi ellerini cama yapıştırmış , dışarıda ince ince yağan karı izliyordu. Arabalar, vızır vızır ilerliyor ; insanlarda hızlı hızlı caddede yürüyordu.Bugün yılbaşıydı, o yüzden herkes evine, ailesine yetişmeye çalışıyordu.
Hiroshi, sessizce düşünceler içinde boğulurken annesi kapıyı tıklattı ve başını içeri uzattı.
"Hiroshi, hala hazır değil misin?"
Annesi söylenerek odayı toparlıyordu.
"On dakika içerisinde seni dışarıda hazır bir şekilde görmek istiyorum."dedi annesi ve oğlunu alnından öpmek için yaklaştı.
Annesi, Hiroshi'yi alnından öpüp geri çekiliyordu ki Hiroshi annesini bileğinden yakaladı.
"Anne..." endişeli olduğu her halinden belliydi.
"...sen odaya girmeden önce uyuyordum ve bir rüya gördüm. Bilinç altımın bana oynadığı bir oyundur dedim ve umursamadım. Ama..." cümlesinin devamını getirememişti.
Annesi yatağın ucuna oturmuş ve devam etmesini ister gibi cümleyi tekrar etti.
"Ama... Hiroshi?"
"...uyandığımda hala görüyordum anne. Rüyayı uyanıkken de gördüm."
Ortama rahatsız edici bir sessizlik çökmüştü.Bu sessizliği annesi bozmuştu
"Rüyanda ne gördüğünü bana anlatır mısın?" Annesi bu konuda istekli görünüyordu.
"Bir odadaydım ve... ve yatıyordum. Odanın her yeri beyazdı. Sonra dışarıdan konuşma sesleri geliyordu. Bir adam sana ve babama sorular soruyordu. Sizde 'Ne yapacaksanız yapın ama onu yaşatın' diyordunuz."
Annesi hiç bir şey söylemeden öylece oğlunun suratına baktı.
Hiroshi devam etti.
"Anne, lütfen gitmeyelim. Bu yılbaşını evde geçirelim ama ne olursun arabaya binip o restorana gitmeyelim.Rezervasyonu iptal edelim bir şey yapalım ama gitmeyelim. İçimde kötü bir his var."
Annesi yavaşça ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi ve çıkmadan önce tekrar etti:" On dakikan var Hiroshi. Hazırlansan iyi edersin."
***
Hiroshi, arabanın arka koltuğunda otururken bir yandan da sokak lambalarını izliyordu.Çok sinirliydi. Annesi dediklerini umursamamıştı. Ne yani, yalan mı söylüyordu? Annesi hep böyleydi. Hiçbir zaman Hiroshi'yi umursamazdı. Çocuk aklı der der geçiştirirdi. Ama Hiroshi büyümüştü. Artık 14 yaşındaydı.
Hiroshi, kolunu sıyırıp saatine baktı. Saatin 12 olmasına 5 dakika vardı. Babası yeşil ışığın yanmasını fırsat bilip daha da hızlandı.
Her ne olduysa o beş dakika içerisinde oldu. Daha iki saniye önce yeşil yanan ışık saniyesinde kırmızıya dönmüştü. Sanki birileri trafik ışığıyla oynamıştı.
Babası ışıkları fark ettiğinde artık çok geçti. İnsanlara çarpmamak için 200 km hızla bir sokak lambasına tosladı.
Hiroshi, sanki her şeyi ağır çekimde görüyordu. Hava yastığının babasının suratıyla buluşması. Annesinin mücevherlerinin havada uçması. Ve arka koltukta vücudunun yarısının arabaya sıkışması.