"Evet, 44. sokaktalar. Tanrı aşkına onlar idol! Sokakta bekliyorlar. Kimse onları fark etmeden gidin ve alın dedim size!"
Aksilikler üst üste gelir dedikleri şey bu olsa gerek. YuJi'den ödünç aldığım telefonu masanın üzerine bırakıp Yeol'ü yanıma çağırdım.
"Ben çıkıyorum. Şirketten çağırıyorlar. Sizi almaya kendim gelicem. Sakın dışarı çıkmayın. Birisi size sataşırsa hemen çığlık atın ve kalabalıklara karışın böylelikle izinizi bulama-"
"Kes artık unnie. Dikkatli git kızlarla buradayız biz."
Onu onaylayıp dışarıya çıktım.
Bangbang üyelerin bir bok yediğini benden önce çakmış ve hesap soruyordu. Sorun ne bok yediklerindeydi. Ne olduğunu bilmiyordum. Ne yapmış olabilirlerdi ki tanrı aşkına?!
Hava çoktan kararmıştı. Kimsenin olmadığı sokakları aşıp sonunda 'Bighit' yazısının olduğu caddeye ulaşabilmiştim.
Eğer bir skandala karışmışlarsa baş edemezdim ve kesin kovulurdum. Binadan içeri girip kendimi asansörlere attım. Tuşa basıp aynaya döndüm.
Saçım başım dağılmıştı. Elimle gelişigüzel düzen verdim. Zaten çoktan varmıştık. Asansör kabininden çıkıp Bangbang'in odasına doğru ilerledim.
Eminim koca göbeğini sandalyeye oturtmuştur ve kıpkırmızı suratıyla beni bekliyordur.
"Bang PD'nim, Special'in çekimlerindeydim. Biraz geç kaldım kusura bakmayın."
"Otur. Otur ve şu saçmalığa bak!"
Usulca sandalyeye çöktüm. Eli ile sertçe bilgisayar ekranını gösteriyordu.
'BTS grubu üyelerinden, başarılı rapper Min Yoongi muhabirlerimizce içki çadırında görüntülendi.'
'Min Yoongi sigara içerken görüntülendi.'
'Genç kızların gözdesi Min Yoongi alkol mü alıyor?'
Alkol?! Sigara?! Yuh ebenin amı ama yani.
"PD'nim bunlar ne?!"
"Onu sana sormak lazım Mihi."
O sokuk Yoongi'yi bulacaktım ve içtiği alkolün şişesine oturtacaktım. Sandalyeden kalktım.
"Pd'nim sorunu nasıl halledebileceğimi bilemiyorum. Yoongi ile konuşacağım."
Pd bana inanmaz bakışlar atarken odadan çıktım. Evet şişeye oturtacaktım onu.