GÖLGE

165 14 0
                                    

Lara

Ağzımda hissettiğim iğrenç tatla kendime geldim.Bedenimin herbir hücresi sızlıyordu.Gözlerimi açmaya çalıştım ama bana ihanet ettiler.

İnleyerek elimi başıma götürdüm.Bir şey sarılıydı.Sert ama kumaş bir şey.Sonra olanlar aklıma doldu ve zorlanarak da olsa gözlerimi açtım.

Tahminlerimde yanılmamıştım.Hastane odasındaydım.Hem de o iğrenç hastane kıyafetleriyle.Kalp atışlarım yükselmeye başlayınca sakin olmayı denedim ama zordu, hastanede muhteşem anılarım yoktu.

Kalktım ve kıyafet dolabını açtım.Banyoya girip hızla kahverengi pantolonumu ve aynı renk kazağımı üzerime geçirdim.Yağmurluğumu da elimi aldım ve çantamı aramaya başladım.

Yoktu!

Odadaki her yere baktım, her yere.Hemşireye soramazdım, çıkış izninin bugün verilmeyeceğini biliyordum.Bense def olup gitmek istiyordum.

Ayrıca, beni buraya kim getirmişti?Saat kaçtı?

Teyzem muhtemelen deliye dönmüştü.

Odadan çıktım ve uzun koridorda ilerledim.Pahalı bir hastaneye benziyordu, teyzem burayı karşılayabilirdi ama ben harcamalarımın tamamen kendime ait olmasını istiyordum, bayıldığım için kendime lanet okudum.

Nihayet birine saati sorduğumda saatin 5 olduğunu söyledi.Gözlerim şaşkınlıkla açıldı.

Dokuz saattir baygındım!

Teyzem dokuz saattir benden haber alamıyordu!

Küfrederek geri odama yöneldim.Çantamı bulmalıydım.Lanet olası çantamı bulmalı ve burdan def olup gitmeliydim.

Baktığım yerlere tekrar bakmaya başladım.Nerede olabilirdi?Burada olması gerekiyordu.

'Bunu mu arıyorsun?'

Duyduğum tok sesle çığlık atarak arkamı döndüm.Kendimi sakinleştirmeye çalışırken pencerenin önünde, duvara yaslanmış bir gölge gördüm.Kendimi savunacak ve ona fırlatacak bir şey için etrafıma bakındım ama o anın korkusuyla düşünemiyordum.

Yaslandığı yerden doğruldu ve bana yaklaştı.Elinde sallanan şeye bakınca çantam olduğunu gördüm.Çantamı almak için elimi uzattım ama geri çıktı.

'Ver onu bana.'

Odanın loş ışığında pek göremediğim açık renk gözlerini kısarak bana baktı.Sanırım elaydı.

'Her zaman böyle mi teşekkür edersin?'

Kaşlarımı çattım.'Ne?'

'Buraya kendiliğinden geldiğini sanmıyorsun heralde.'

Karşımdakinin kurtarıcım olduğunu fark edince kızararak başımı eğdim.Ama teyzem aklıma gelince cadı moduma geri döndüm.

'Teşekkür ederim.Gerçekten.Artık çantamı alabilir miyim?'

Sırıttı ve kendini geriye, koltuğa bıraktı.'Hayır.'

Derin bir nefes aldım.'Bak, adın her neyse, teşekkür ederim.Gerçekten.Ama çantama ihtiyacım var.Teyzem beni gerçekten merak etmiştir ve gerçekten başım belada.Çantamı alabilir miyim?'

Artık sinirlendiğimi hissediyordum.Bu lanet olası çocuk -sesinden anlamıştım, benim yaşlarımdaydı- ne istiyordu?Çantamı verip def olamaz mıydı?

'Alp.'

'Ne?'

'Adım Alp.'

Gözlerimi kapattım ve kendimi koltuğa bıraktım.Sinirden midem bulanıyordu.Gerçekten.Şu anda Alp'i parçalayabilirdim.

AURORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin