GÜNAH ŞEHRİ

142 9 0
                                    

Lara

Şaşkınlıkla gözlerimi açtım.Gördüklerimin rüyadan ibaret olduğunu anlayan kalbim sakinleşmeye başladı ve ben de gerçekte ağladığımı idrak ederek gözyaşlarımı sildim.

Rüyamda ölmüştüm.

Evet, ölmüştüm.Ölümü hissetmiştim.Bedenimi sarmalayışını ve ruhumu bedenimden ayırışını an be an yaşamıştım.Zaten beni ağlatan da buydu.O his korkunçtu.O hissi yaşamamak için her şeyi yapardım.

Saate baktığımda çoktan akşam olduğunu gördüm.Bugün Ali'den izin almıştım, son bir haftadır yaptığım gibi.Çünkü gerçekten iyi değildim ve teyzemden gizli kullandığım uyku haplarım olmasa düşünmekten kafayı yerdim.

Şu bir haftada kimseyle görüşmemiştim.Teyzem bile çok nadir odama geliyordu.Bu isteğimi net bir şekilde söyledikten sonra saygı duymuş ve beni yalnız bırakmıştı.Ama uyuduğumu sanığ odama girişinden ve ağlayarak saçlarımı okşayışından sonra ona daha iyi davranıyordum.

Kenan Bey beni görmek istemişti, izin vermemiştim.En son beni aramış ve neden seanslara gitmediğimi sormuştu, ona mutlak yalnızlığa ihtiyacım olduğunu söylemiştim.

Eylül gelmişti ama o geldiğinde çoğu zaman yaptığım gibi uyuyordum.Aslında depresyonda falan değildim, yani çoğu zamankinden farklı olarak, sadece bedenimin ve en önemlisi ruhumun dinlenmeye, düşüncelerden uzaklaşmaya ihtiyacı vardı.Ben de bunun için en iyi yolun uyku olduğuna karar vermiştim.

Alp.

Alp hiç aramamıştı.Sesini duymamış, yüzünü görmemiştim.Garip bir istek vardı içimde, onu özlememiştim sanırım ama görmek isteyen yanımı da engelleyemiyordum.Ona fazla alışmıştım.

Ayaklarımı yataktan sallandırarak derin bir nefes aldım.Artık toparlanmak zorundaydım.Ayrıca Alp'i görmek istiyordum.İçimdeki isteğe daha fazla karşı koymayacaktım.

Toparlanmak için kısa bir duş aldım ve bornozumla dönen koltuğa oturdum.Telefonu alıp Alp'i ararken elimin titremesini görmezden geldim.

'Alo?'

Kenan Bey'in sesiyle bir an afalladım.'Eee...Kenan Bey-'

'Lara!'dedi gülümsediğini anladığım ses tonuyla.'Nasılsın?'

'İyiyim.Siz nasılsınız?'

'Ben de öyle.'

'Alp orada mı?'

'Şu an uyuyor.Hastanedeyiz...'

Kulaklarım uğuldarken boğazımı temizledim.'Hastane mi?'

'Evet.Alp'in genetik astımı var.Bir haftadır ilaçlarını içmemiş.Kriz geçirdi.Şimdi iyi ama.'diye ekledi nefesimin hızlandığını duyunca.

Gözlerimi kapatarak ayağa kalktım ve elbiselerimin olduğu odaya girdim.'Hangi hastanedesiniz?'

Adres, alınca kapattım ve olabildiğince çabuk giyinidim.Kıvırcık saçlarıma krem sürmek için hiç bu kadar acele etmemitşim, sürmek zorundaydım yoksa kabarıklığından önümü göremezdim.Kurutmadan kaşe montumu üzerime geçirdim ve şapkamı da taktım.Telefonumu ve sahip olduğum tüm parayı cebime koyarken teyzemin kullanmam için verdiği kartı da ne olur ne olmaz yanıma aldım.

Otobüs bekleyemeyecek kadar kötü hissediyordum.Taksi çağırdım ve giderken camdan görmeyen gözlerle karanlığa baktım.Şehir canlıydı, kış ayı ve akşam olmasına rağmen, herkes dışardaydı.Onlar gibi mutlu hissetmeyi diledim.

Ah, tanrım.

Ben kendi düşüncelerimden kaçarken Alp orada hastanede mi yatıyordu?

Taksi durduğunda parayı uzattım ve sabırsızlıkla üstünü vermesini bekledim.Hızlı adımlarla hastaneye girerken koku midemi bulandırdı.

AURORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin