CHESLAV

150 9 0
                                    

Merhabalar :) öncelikle söylemek istediğim şey, bu bölümü yazarken ağladığım.Yani, sanırım kendi hikayesini yazarken ağlayan tek kişi benimdir, ama yine ruh halim kendi halinde takılıyordu ve içimdeki sıkıntıyı bir yerden çıkartmak zorundaydım.Eğer fazla ağır olmuşsa cümlelerim, kusura bakmayın lütfen :D

İkinci olarak, üç haftalık bir program için yurtdışına çıkıyorum.Aslında planım sadece Londra'ya, teyzemin yanına gitmekti ama babam iş için Rusya'ya gidiyor ve ben de fırsat bu diyerekten peşine takıldım.Hikayede anlattığım o ev gerçek ve ben gidip o evi ziyaret edeceğim :D Sonradan dahil olan Rusya yüzünden iki haftalık planım üç haftaya çıktı ve üzülerek söylüyorum ki bu üç hafta içinde ne bölüm yazabilirim, ne de ekleyebilirim.Ama gelir gelmez eklemek için elimden geleni yapacağım!
Şimdi sizleri Lara ve Alp'le baş başa bırakıyorum.Alp başından bir şeyler anlatmak istiyordu, belki fark etmişsinizdir işte sonunda o cesareti bulabildi :D Ama tabi karar yine Lara'nın :D

Artık çenemi kapatıyor ve gidiyorum :D Şimdiden herkese iyi tatiller! :)

Lara

Bir.

İki.

Üç.

Bir.

İki.

Üç.

Bir.

İki...

'Lara?'

Sese aldırmadım.Avucumdan bir taş daha aldım ve önümdeki göle fırlattım.

Üç.

Su dalgalandı ve dalgalar büyüdü.Giderek genişledi ve sığlaştı.

Ardından yok oldu.

Bir.

İki.

Üç.

Eller omzumu sardı ve beni durdurdu.Hissettiğim temasla titredim ve gözlerimi kapattım.

Dudaklarım benden bağımsız mırıldandı.'Yapma Alp.Beni yalnız bırak.Yalvarırım beni yalnız bırak.Bırak, bir kişinin daha ölümüne neden olmanın acısını yaşayayım.Bırak.Bırak...'

Hareket eden bedeninin hissettim ve ardından uzun bedeni yanımda yerini aldı.Güneş batıyordu.Kızıl bir fırtına gibi gökyüzüne yayılmıştı, günlerdir ilk defa kendini gösteren güneşi fark etmemle gülümsedim.

Acaba teyzem güneşi sever miydi?

Onun hakkında hiçbir şey bilmediğimi fark edince içimdeki kor ateş tekrar tekrar alevlendi ve dudaklarım titredi.Ona çok geç kavuşmuş, başımdaki belayı ona da bulaştırmış ve ardından onu öldürmüştüm.Tek yaptığım onu üzmekti.Ona değer vermemiştim.Onunla ilgilenmemiştim.Ona sorular sormamış, o  gece uyuduğumu sanıp saçlarımı okşayarak aglarken diğer gün hiçbir şey yokmuş gibi suratına bakmıştım.

Ben ne yapmıştım?

Omuzlarım sarsıldı ama nefesimi tuttum ve kendimi durdurdum.Haberi alalı bir saat oluyordu, bir saattir burada, bu şekilde oturuyordum ve beynim tüm işlevini yitirmiş gibi davranıyordu.

O öldürmüştü Teyzemi.Biliyordum.Biliyordum işte.Beni istiyordu.Alana kadar da durmayacaktı.Nereye kadar kaçacaktım ondan?Daha kaç kişi ölecekti benim yüzümden?

Ama gidemezdim.Cesaret edemezdim.Dibi görünmeyen o koyu gözlerine tekrar bakmaya, ellerinin bana tekrar dokunmasına, bana tekrar acı vermesine izin veremezdim.Öldürsündü beni, yakalasındı ama öldürsündü.Tanıyordum onu, bana acı vermeden, bana işgence etmeden, beni ölmek isteyene kadar yalvarttırmadan öldürmezdi.

AURORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin