10. Bölüm

699 31 21
                                    

Sabahın ilk ışıklarıyla uyanmıştı Sherlock, hala yatağından kalkmamış şekilde kısık gözlerle perde arasından sızan ışığa bakmıştı ve ardından üzerine..

Soluk teniyle karşılaştığında direk yorganın altına göz attıktan sonra derin bir oh çekti. Dün gece sarhoşken yanlış şeyler yapabileceğini, hayatında ilk kez yaşadığı, John'a karşı olan arzusunu kontrol edemeyeceğini düşünmüş olsa da John'la olan o güzel öpücüğü hatırlıyordu. Ama bir korkusu daha vardı tam korkuda denilmeyebilir aslında sadece tedirgindi. Mrs. Hudson onları öpüşürken görmüş ve hemen çıkmıştı. Aklında bir sürü düşünceler dolanıp duruyordu, derin bir nefes aldıktan sonra başını iki yana sallayıp korkunç düşüncelerden kurtularak elini yüzünü yıkamak için koridoru aştıktan sonra lavaboya girdiğinde şok içerisinde kaldı.

Evde tek olduğunu düşünüyordu John'un taksiyle eve gittiğini hatırlıyordu yoksa aklı ona oyun mu oynamıştı? İçeri girdiğinde duş almak için üzerini çıkaran John'u görmüş ve ağzı aralanmıştı ama bir şey diyemeden hızlıca arkasını dönüp dışarı çıktı.

"Tanrım, Sherlock! Senin kapı çalma huyun yok mu?"

"John, ben evde yalnız yaşayan biriyim hatırlatırım ve ayrıca sen neden kapını kilitlemiyorsun? Bir de dün taksiye binip gitmemiş miydin?"

"Hayır seni..." Ağzından çıkacak küfüre hakim olduktan sonra derin bir nefes alıp tekrar konuşmasına devam etmişti kısa adam.
"Gitmedim. Kör kütük sarhoşken nasıl gitmemi bekliyorsun?"

"Her neyse, merak etme bir yerlerini görmedim." Sherlock kıkırdamasını tutmak için dudaklarını birbirine bastırmıştı. John'un güzel kalçasını görmüştü sadece ve bu görüntü beyninden vurulmuşa dönmesini sağlamıştı bile ama utanmıştıda dedektifimiz.

"Kapa çeneni." John'da, Sherlock gibi utanmıştı ve o an Sherlock'un yarı çıplak soluk vücudunu arkasından ilk kez net görmüştü. Kıpkırmızı kesilmesi yetmiyormuş gibi stres olmuştu, derin bir nefes aldı ve Sherlock'u kovmasının ardından 20 dakikalık duşunun ardından mutfağa geçmişti. Sherlock'u ilk kez kahvaltı hazırlarken görüyordu gözlerini bir kaç kez kırpıştırdıktan sonra konuşmaya geçti.

"Sen ve kahvaltı hazırlamak. Şaşırttın beni doğrusu."

"Eh, bazen yapıyorum arada küçük süprizler." Sherlock, John'a döndüğünde sabahlığının altından yarı çıplak vücudu görünüyordu. John'un donuk bakışlarını görünce kıkırdadı.

"İlk kez mi vücut görüyorsun?"

"Ne? Saçmalama hayır yani sadece ilk kez bu kadar soluk bir ten görüyorum." John kıpkırmızı kesilmişti. Sanki ilk kez vücut görüyormuş gibi bakmaya devam ediyordu istemsizce.

"Ben alışkınım."

"Ne? Nerden?"

"Morga gittiğimde Molly'le hep görüyorum."

"Ha. Anladım."

John bir anlık yanlış düşüncelerle kıskanmıştı.
Sherlock kahvaltıyı hazırladıktan sonra masada yerini aldı. John'da aynı şekilde yerine geçmişti.

"Dün gece neler oldu hatırlıyor musun?"

Sherlock, içtiği kahvenin boğazına kaçmasıyla öksürüklere boğuldu. Boğazını temizledikten sonra derin bir nefes aldı kıpkırmızı kesilmemiş olmayı dileyerek cevaplamaya geçti. Sahi bu bembeyaz ten nasıl kıpkırmızı olacaksa artık.

"Ben kimim oyununu oynadığımızı hatırlıyorum ve ardından hep gülüştüğümüzü hatırlıyorum."

"Kötü bir şey yapmadığımıza sevindim."

"Ne demek istiyorsun?"

John bu soruya nasıl cevap vereceğini düşünmesinin bir kaç dakika sonrasında gerçek düşüncelerini söylemeye karar verdi.

"Biliyorsun ki seni hiç bir zaman biriyle çıkarken görmedim ve yönelimininde ne olduğunu bilmiyorum. Ama eğer gay isen benim için hiç sorun değil biliyorsun yanlış anlamam. Sadece o an neler olduğunu bilmediğim için öyle düşündüğümü söyledim."

John, bu konuşmayı yaparken stresten ellerinin terlediğini hissetmişti bir kaç dakika sonra Sherlock konuşmaya başladı.

"Düzüm. Sadece hiç bir zaman cinsel isteğim olmadı hiç bir insana o gözle bakmadım."

"Anladım."

"Eğer hoşlandığımda olursa söyleyeceğimi pek sanmıyorum."

"Neden?"

"Çünkü.. hislerden-" Derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya devam etti Sherlock. "Hislerimden korkuyorum. Her insan alışık olmadığı şeylerden korkar ben de hislerimden korkuyorum."

John, kaşları kalkık bir şekilde bakarken her ne olursa olsun Sherlock'a yardım edebileceğini hissediyordu.

"Eğer konuşmak istersen hep yanında olacağım. Yardım istemekten çekinme asla."

"John, buna gerek yok ben kendim hallederim."

John başıyla onaylamıştı. Ama kendini garip hissediyordu. Sherlock'la hep arkadaş olacaklarını kabul etmişti bu konuşmadan sonra. Evet daha ilerisini istiyordu artık bunun farkındaydı ama bu konuşma aklında ki düşünceleri yerle bir etmişti.

Uzun zamandan sonra bölüm attım çok şükür. Bayadır fırsat bulamıyordum hazır uykusuz halde aklıma bir kaç şey gelmişken yazayım dedim kısa oldu biliyorum ama devam ettireceğim . Yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum bu bölüme çünkü çoksel şeyler oldu bence ;) Hadi canlarım öpüldünüz bays

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 26, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sherlock ve Aşk??Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin