6.

114 10 0
                                    

Ebru'nun bende kaldığı günden sonra aklımda tek bir şey vardı : Aşk. bu üç harfli kelime zihnimi ve hayal dünyamı çok meşgul eder olmuştu. İnternet'te araştırmalar yapıyordum ve kitaplar okuyordum. Ama nedense istediğim cevaplara ulaşamıyordum. Kime soracağımı da bilmiyordum.  Ebru'ya da sormak istemedim,  zaten kızın kendi sorunlarıyla uğraşıyordu. Nergis desen, ona hayatta sormam,  çünkü zaten bu düşüncelere beni iten Nergis ve Can olmuştu. Can..  Nerden getirdim onu aklıma şimdi? 

Okuduğum kitaplarda aşk hep acı çekmek anlamına geliyordu. Kavuşamamak, aldatılmak, tek taraflı sevmek...  Yani kısacası aşkın olduğu yerde hep bir hüzün vardı. Sonu tatlıya bağlansa bile.

__________________________________

Bugün pazar günüydü. Annemle birlikte evdeydik. Biran anneml  bu konu hakkında konuşup konuşamayacağımı düşündüm. Annem sonuçta babamı büyük aşkla seviyordu. Biraz düşündükten sonra annemle konuşmaya karar verdim.

Merdivenlerden inip annemin olduğu salona geçmek üzereydim ki,  annemin bir telefon konuşması yaptığını fark ettim. Neyse, sonra konuşurum diye geçirsemde içimden annemin fısıldayarak konuşması kulak misafiri olmam gerektiğini gösteriyordu.

"Dilara evde fazla kalamam telefonda canım.. " diyordu. Sanırım bir arkadaşıyla konuşuyordu. Meral teyze olabilir.

"...bende seni çok özledim... evet... evet... bende seni çok özlüyorum ama biliyorsun evden işe işten eve gidiyorum..." dediğinde beynim durmuştu. Olduğum yerde öylece kalakalmıştım.  Yok... Yok... olamaz.  Annem babamı unutmuş olamaz.  Yapamaz bunu diye geçirdim içimden. Belki de sesli demişimdir. Aklım yerinde değil ki farkına varayım. Annem beni burada görmeden odama çıkmalıydım. 

_________________________________

Artık beynim zonkluyordu düşünmekten. Kafamin altındaki yastık bile acıtır olmuştu. Allahım...  uyumak istiyorum!  Sadece uyumak ve her şeyi unutmak. Bir yandan Can.. Bir yandan aklımdakı muammalar. Şimdi de annem. Evet kafaya çok takan biriyim. İlk defa bunu kendime itiraf etmiştim. Arkadaşlarım hep derdide inanamazdım.

Saate baktığımda 22:30'u gösteriyordu.  Yarın okul vardı. Yatağa girer girmez daldım uykuya.

_________________________________

Okula vardığım da Nergis sıramda Can ile birlikte oturup bir şeyler konuşuyorlardı. Can'ın esprileri soğuk ve komik olmadığı halde Nergis gülmekten yerlerde yatıyordu neredeyse. Sinirlenmiştim!  Şiddetli bir sesle yanlarına gidip: " Kalkıp yerine geçsene be!  Ne işin var burada?  Görmüyormusun ders başlamak üzere! " dedim. Hızımı alamamıştım. Sinirle Can'ın masanın üzerinde olan çantasını yere fırlattım. "Kızım sen manyakmısın?! Kendine gel tamam kalktık. Çattık sabah sabah ya. " dediğinde ne yaptığımın yeni yeni farkına varmıştım.

Nergis bir şey dememişti. Yüzüm kızarmıştı.  Herkes bana bakıyordu. Onlara aldırmadan yerime geçtim ve bir şey olmamış gibi öğretmenin gelmesini bekledim.

"..bende seni çok özledim... "  Dün annemin annemin dedikleri hâlâ kulaklarım da çınlıyordu.  Sakinleşmek için içimden dualar okudum.

___________________________________

Teneffüs'de tuvalete gitmek üzereyken, tam kalkarken Can yanıma geldi. Yumuşak ses tonuyla: " Sanırım bugün seni fazlasıyla sinirlendirdim. Çok sinirliydin. Daha önce hiç seni böyle görmemiştim. Açıkçası senden korktum" dediğinde ikimizi de gülme tuttu.

"Ya aslında sen kusura bakma. Sana aşırı tepki gösterdim. Gece iyi uyuyamadım da.  Sanırım böyle yan etki yapti"

"Yok ya ne kusuru.  Neden iyi uyuyamadın? Bir şey mi oldu" diye sorduğun da açıkçası şaşırdım. Neden birden bire böyle ilgilenir olmuştu ki? 

"Bazen hayal kırıklığına uğrarsın. Beklemediğin bir insandan beklemdiğin şeyler duyarsın. Bu yüzden gecen zehir olur falan filan... " Aman Allahım bir anda şair kesilmiştim sanki.

"Anlıyorum. Bende bilirim hayal kırıklığını. Ama geçer ya. Hayat sonuçta. Acı ama gerçek. Anlatmak istersen dinlerim. Sonuçta sevdiğim kızın en iyi dostusun. Hem bende de fena hikayeler yok yani." dediğinde yüzüm düşmüştü. Can'a çaktırmak istememiştim bunu bubyizden yalandan gülmeye çalıştım.

Demek Can'da hayal kırıklığı yaşamış. Keşke sohbet etme fırsatımız olsaydı. Hakkında daha çok şey öğrenmek isterdim.

___________________________________

Bugün tiyatro dersimiz vardı. Bu dersi seviyordum. Az da olsa kafam dağılacaktı. Elif hoca bize bir senaryo yazmıştı. Okul töreninde oyunu sergileyecektik şimdiden çok heyecanlıydım çünkü en önemli rollerden birini ben oynuyordum.

Mert ve ben birbirini seven iki insanı canlandırıyorduk. Oyunu çalışmak üzere tiyatro salonuna gittik. 

Kızın gözlerine baktı ve ellerini tuttu : " Seni seviyorum. Seni ilk gördüğüm andan beri kalbimin ritmi hızlandı. Seni düşünmediğim gecem yok. Hep aklımdasın. Her bir hareketini hafızama kazıdım. Sen farkında olmadan hep seni izlerdim. Seni  çok beğeniyorum Dilara. "

Bir an şaşırdım, ellerimdeki senaryoda böyle bir yazı yoktu.

"Hocam Mert sanırım textleri karıştırdı" dedim Elif hocaya. Ama o bana bakarak gülüyordu. Bir anda  bizi izleyen herkes ayağa kalkıp alkışlamaya başladı. Neler oluyordu Allahım! 

Mert hala ellerimden tutuyordu. Birden karşımda eğildi: " O sözler bana ait Dilara. Her biri gerçek. Seni seviyorum. Hemde gördüğüm ilk günden beri."

Karşımda dizlerinin üzerine çökmüş bana bakıyordu. Ben ise yerimden kıpırdayamıyordum... 

Aşk-ı Can'anHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin