-Micheal(Mark)-

98 11 8
                                    

Yüzünü görmemle ilk önce heyecandan anlamamıştım ama bu oydu Micheal.Micheal hastane ye yeni olarak gelmişti beyin cerrahı olarak ve benimle ne kadar konuşmak istese de kimseye vermediğim gibi ona da yüz vermemiştim.Duşüncelerden çıkıp ona döndüm ve bana gülümseyerek bakıyordu ve karşındaki sandalyeyi işaret ederek "otur"dedi.Ben de karşısına geçtim ve biraz sessizlikten sonra "Şey...Neden bana ilk başta kendini gerçek halinle tanitmayipta bu şekilde vampir avcısı taklidi yaptın?" Dedim.Ve göz devirip.
"Hadi ama sanki o şekilde mesaj atsaydım bana cevap verecektin anında engellerdin.Seni tanıyorum Marceline."dediği doğruydu ama bisey vardi ben karşımdaki adama Micheal diye diye gerçek adını unutmuştum.Nasil soracaktım bu kabalık olmaz mıydı?Ama ona daha önce yaptıklarıma karşın bence çok bir şey değişmeyecekti.              

Sakince
"Şey...Ben sana hep Micheal derdim hatırlıyor musun?Bu yüzden ismini unuttum.Ismin neydi?"cumlemi bitirdikten sonra bir kahkaha attı ve "Sen ciddi misin?Gercekten bu yakınlı yüzün ismini nasil unutursun?"Bu dediğine ben de güldüm ve alayla "Yakisikli yüz mu?Ve evet gerçekten ismini unuttum" dedim aslında yakışıklıydı benim boyum 1.75 di onunkisi heralde 1.85 filan kaslı,siyah saçlı kırmızıyla kahverengi karışımı dolgun gözleri keskin çene hatları ve geniş omuzları bir de güldüğü zaman aşırı belli olan sivri dişleri. Evet yakışıklıydı.Ama bunu sadece onunla dalga geçmek icin söylememe rağmen yüzü düştü ve "Ne yani ben yakisikli degil miyim?" Dedi.Ben de "Evet yakışıklısın ama bunu her seferin de gözümüze sokman gerekmez dimi?" Dedim ve gülüp garsonu çağırdı "Ne istersin?"dedi ve "Az pişmiş bir biftek vee...."Kan diycektim ama nasıl diyebilirim ki meraklı ve ne düşündüğümü anlamaya çalışan gözlerle bana baktı ve kan diyeceğimi anlamış olacak ki "hangi kan grubunu istersin?" Dedi.Garson burdaydı hızla kafami garsona çevirdim ve onunda gözlerinin kırmızı olduğunu ve dişlerinin sivri olduğunu gördüm.Rahatlamistim ve "B rh +" dedim.Garsona "Bana da aynısından" dedi ve garson yanımızdan uzaklaşırken bana döndü sanki bir şey söylemek istiyor ama çekiniyor gibiydi.Sonunda ağzını açtı ve "Marceline.... nasil başlayacağımı bilmiyorum ama ben o hastaneye senin için geldim.Seni aslında 5 senedir tanıyorum seni ilk gördüğümde bir parktaydin yanında arkadaşların vardi 18 yaşında olmana rağmen oyle cocuk gibi eğleniyorduk ki onlarla gözlerimi senden alamamıştım.Siz gidene kadar izledim sizi sonra çokta önemli olmayan biri icin o hastaneye gitmem gerekti ve hastanedi o yeni ameliyattan çıkmış halinle gordum seni ve o... yani hastaneye gelme sebebi olan arkadaşım beni görmüş seni izlerken anında senden etkilendiğimi anlamış ama.... sana bunu nasıl söyleyeceğim bilmiyorum.Benden soğursun diye korkuyorum." Dedi.Neden ondan sogayacaktim ki? Ve neden o arkadaşından bu şekilde bir şey yapmış gibi söz ediyor? Ne diyeceğimi merak ettiğim icin "Lutfen devam et" Dedim.Kafasina olumlu anlamada sallayip sözüne devam etti.

"O arkadaşım bir kiz di Marceline aslına bakarsan sevgilimdi ama ben seni gördükten sonra onu sevmiyordum.O bir insandı.Benim sana bakışlarımı gördüğü icin yanıma gemldi ve tartıştık.Sonra ben ona burada tartisamayacagimizi hastaneden çıktıktan sonra konuşacağımizi soyledim.O hastaneden çıktıktan sonra onu almaya gittim ve arabayla geçerken kimsenin olmadığı bir sokakta durdum.Or da tartışmaya devam ettik ben artık onu sevmediğimi anlatmaya çalıştım ama beni tehdit etti.Eger ondan ayrılırsam vampir oldugumu herkese söyleyeceğini soyledi.Bende çok sinirlenmiştim ve birden boğazını ısırmaya başladım bir süre sonra ondan ayrıldım ve her yer kan olmuştu hemen ordan uzaklaştım." Bunu duyduktan sonra aklıma benim isirildigim gece kanlar icinde gelen kiz ve vampir olduğu icin sedyeden kalkıp beni ısırıp kaçması geldi."Yoksa... o kız beni ısıran kiz mi?" Bunu söylerken sinirden dişlerimi sıkıyordum."Başıyla onaylayıp.Devam etti. "O gece onu sizin hasteneye getirmişler sende onun olduğunu düşünüp sedyede morga götürürken uyanmış ve belli etmemeye çalışmış ama sen onun basını açtığında benim sana olan bakışlarım aklına gelmiş ve intikam icin seni ısırmış." Dedi.Su an dişlerimi sıkmaktan galiba kırışacaklardı.Aklima bir şey takıldı peki ya o bunları nerden biliyordu."Peki ya sen bunları nerden biliyorsun?" Seni işledikten sonra sen bayılmışsın ve fotografini cekip çıkartmış bir mektupta bunlari anlatıp zarfın içine fotoğrafla birlikte koyup ortadan kayboldu.Butun her şey benim yüzünden ve senin hayatın karardı." Dedi.Sanirim o kızı bulmak elimden geleni yapacaktım.Buldugum zaman ona intikam nasil alınır gösterecektim.

Biz bunları konusurken garson geldi ve tabaklarla birlikte içi kanla dolu bardakalri bıraktı ve gitti kısa zaman sonra tekrar döndü ve baska bir bardağa şarap doldurdu.Biz de yemeklerimizi yemeye basladik.Bana hala ismini söylememişti ve yemek boyunca konuşmadık.Yemekler bittikten sonra bana dönüp "Baska bir isteğin var mı?" Dedi ben servet.Bana hala ismini söylemedin" dedim ve tekrar gülüp "Ismim Mark ama sen bana Micheal demeye devam et" dedi.Bende güldüm ve "Tamam öyle yapacagim" dedi konuşacak bir şey kalmamıştı bende yavaş yavaş toparlanarak "Artik kalkalım mi?" Dedim.Ayaga kalkıp "Seni bırakmanı ister misin?" Dedi.Kendi arabamla geldiğim icin "Hayır.Zaten kendi arabamla geldim.Kendim gidebilirim.Kalkalim." dedim ve masaya para filan bırakmadı.Ve direk elini önden buyur dermiş gibi gibi kapıyı gösterdi ve ben önden o da arkamdan geliyordu.Asagiya indik ve orda da kimseye para vermedi kimse de bir şey demedi.Ne oluyor ya burası bedava mi? Otoparka indik ve ben kendi arabamın yanina gittim onun kide benimkisinin 2 araba yanindakiydi benim arabamın önüne geldik ve daha fazla duramayip."Burası bedava mi? Neden kimseye para vermedin ve neden kimse senden para istemedi?" Dedim gülüp "Orası benim olduğu icin olabilir mi?" Dedi ve simdi anlamıştım yemek icin tesekkur ettim ve arkasını dönüp giderken ben de tam arabaya binecekken bir anda kolumdan tuttu ve ona döndüğümde "Seni sevdiğimi unutma Marceline.Bugun sadece dürüst başlamak icin sana gerçekleri anlattım ve bir daha ki buluşmada sanırım evlenme teklif ediceğim" dedi gözlerim fal taşı gibi oldu.Evlenmeme mi?!Ben evlenmeye en soğuk bakan insanalrdan biriydim.Yuzumu tiksinir gibi buruşturup " Lutfen su kelimeyi benim yanimda kullanma" dedim ve garip garip bakip"Hangi kelimeyi kullanmayayım?" Dedi.Anlamamisti.
"Evlenme kelimesini benim yanimda kullanma sevmiyorum" dedim ve yüzünü düşürüp "Yani bu dolaylı yoldan hayir demek mi oluyor?" Dedi.
Ayyyy!Yangın var diye bağıracaktım nerdeyse."Evet ben kimseyle evlenmeyi düşünmüyorum.Seninle de seni merak ettiğim icin buluştuğunu söylemiştim.Arkadas olmak istersen burdayım ama bende aşk ararsan kusura bakma benim ona ayıracak 2 saniyem bile yok" dedim.Cok üzülünüz olacak ki gözleri dolmuştu.Bir erkeğin özellikle boyle bir görünüşe sahip bir erkeğin önümde ağlamasını izleyemezdim.Bu yüzden arabama binip gittim.Ve sanırım biraz acımasız davranmıştım.Ama umut vermek istemiyordum.Sonucta sevmiyoru.Ve küçüklüğümden gelen bu güvensizliktir bir daha sevebilecegimi zannetmiyorum.

Ben bunları düşünürken çoktan eve gelmsitim.Kapiyi yavaşça açıp içeriye girdim ama arkamı dönmem ile 5 kizi koltukta oturup 'nerde kaldın sen?!' Bakışlarıyla göz göze geldim.Yukari çıktım üstüme pijama giyip asagiya indim ve olanlari anlattim.



OKUL YÜZÜNDEN  O KADAR ZAMAN AYIRAMIYORUM.BU YUZDEN YB LER BIRAZ GEC GELEBILIR.

SIZCE MICHEAL'E (MARK) NASIL DAVRANMALIYIM?

WAMPIRE GIRLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin