Bana verilen adrese geldim.Büyük en son 25 sene önce işlek olarak kullanılmışa benzeyen bir depoydu.Kapidan girince karşımda duvarlari sökülmüş bazı yerlede kan izi olan ve sarmaşıklar arasında kalan bir koridor çıktı ilerledim ve önümde duran büyük kapıyı ittim.Icerisi boştu etrafa bakarken arkamdan bir ses geldi döndüm ve kimseyi görmedim sonra odanın ortasında duran küçük ses kayıt cihazını gördüm ve düğmesine bastım. "Ahh....Marceline sana bu kadar kolay vereceğimi mi sandın arkadaşını?Lutfeenn güldürme beni.Benim kim olduğumu anlayabilir misin?Belki de Brien'nin bir fikri vardır.Onu uyarmıştım.Ona eger benimle birlikte olmazsa seni öldüreceğimi söylemiştim.Beni dinlemedi.Ben bunları planlarken siz mutlu mutlu yasıyordunuz degil mi?Belkide beni unuttunuz.Sana arkadaşını vereceğim ama sen dünya üzerinde fazla kalmayacaksın ve sana bir soru soruyorum.Canın mı kıymetli yoksa arkadaşın mı?Su klasik cümleler yani 'Onu bırak beni al'gibi seyler söyleme sakın çünkü onu bıraktığımda senin canını alacağım.Onu kurtarabileceğini ve beni yok edeceğini düşünüyorsa gerçekler dünyasına dön o sadece filmlerde olur.Su an arkadaşının nerde olduunu merak ediyorsundur.O şuan yanımda ve sen gelene kadar belki motivasyonun yüksek olsun diye ona küçük zararlar verebilirim kendime yeni oyuncaklar aldım hep birinin üstünde denemek istemişimdir sence bu şanslı kişi senin arkadasin mi?" Ses kaydı bitmedi ama sanırım cevap vermemi istiyordu.O pisliğin Luna'ya benim yuuzmden acı çektirmesini düşündükçe gözlerimden akan yaşlara engel olamadım.Luna'ya zarar verebilirdi.Ve bunu yapmamasının bir sebebi yoktu ama yapması icin ona göre sebepleri vardı ben gibi kendimden nefret ediyorum eğer ben olmasaydım eger ben onların hayatına girmeseydim bunlar olmayacaktı o şuan da evinde rahat olacaktı.Ama şuan neler hissettiğini bile anlayamıyorum.Ses kaydı tekrar çalıştı."Eee...Marceline ne düşündün?Arkadaşına zarar vermemi ister misin?Büyük bir ihtimalle 'hayır' dersin ama ben bilemiyorum her şey sana kalmış.Eğer cevabın hazırsa veya hazır olduğu zaman bana 0********* bu numaradan ulaş hee bu arada sakın onu kurtarılan ben de yasiyacagim diye düşünme ikimizden sadece biri hayatta kalacak.... diyemem aslında çünkü sen arkadaşının ölümünü secsen bile ben yine seni öldürmek icin uğraşacağım bu arada Vanessa çok tatlı bir bebek onunla da iyi vakitler geçirmek isterim." Ses kaydı kapandı ve benim sessiz göz yaşlarım artık hıçkırarak çığlık atarak akmaya başladı.Eve nasil gidecektim?Kızlara ne söyleyecektim?
Bana verdiği numarayı aradım ve uzun bir süre bekledikten sonra açıldı."Ah... Marceline?Kusura bakma oyuncaklarım ile oynuyordum.Ama arkadaşın bu sefer ucuz kurtuldu onunla oynayacaktık ama bana yeni bir adam getirdiler.Bu seferlik onu affettim.Evet sen cevabını mi verecektin?"dedi."Bak beni dinle lütfen ona dokunma ciddiyim sana istediğini vereceğim.Kimsin sen onu söyle!Ve nerdesin?!"dedim hala ağlıyordum göz kapanlarım ağırlamaya başladı yavaş yavaş arabaya gittim hemde cevabını bekliyordum."Marceline sen bana bağırıyor musun?Aaa...bu hic doğru değil ben sana hiç bağırdım mı bunun bir cezası olmalı degil mi?"dedi.Ne cezası?H-hayır yoksa Luna'ya mi bir şey yapacaktı?! "Ne cezası bak eger Luna'ya bir şey yaparsan kendinide olmuş bil.Ben onu son kez gördüğümde onu bıraktığım gibi olacak.Ona gözün gibi bak anladim mi beni"dedim ve arabaya bindim.Telefonu kulağımdan ayırmadan sürmeye başladım.Bana cevap vermeden yüzüme kapattı.Telefon aniden kapanmıştı!Lanet olsun.Sanırım artık dünya üzerinde silinme vaktim geldi.Luna nin agzindan:
Ben en son şatoya ders icin gitmiştim ve ders bittiğinde çocuklar önden çıkarken ben yavaş yavaş arkadan yürüyordum sonra birden bir kıza çarptım ve kız özür dileyip kalktı ben de kalktım tam yoluma devam edecekken "Merhaba.Sen Luna olmalısın seninle hep konuşmak istemişimdir.Memnun oldum" dedi.Bunu şirin bir şekilde söylemeye çalışmıştı ama sadece çalışmıştı.Ona dönüp "Evet Luna'yim da sen kimsin?"dedim yaptığı hareketler sesinin tonu çok şüphe uyandırıcıydı.Sonra çıkışa doğru inmeye başladı ve eliyle gel işareti yaparak beni çağırdı zaten şatodan çıkacağım için yanina gittim ve konuşmadı.Okulun arkasına gösterdi ve bak oradaki kızı görüyor musun?Ben onun kardeşiyim." Dedi gösterdiği yöne döndüm ama kimseyi göremedim kıza tekrar dönecekken ağzıma ve burnuma bastırılan eterli kumaş olduğunu düşündüğüm bez parçasını bastırdı.Ister istemez soludum ve gerisi karanlık....Gözlerimi açtığımda çatı katı gibi bir yerdeydim yanimda ki boydan boya olan cam cok yüksek bir yerde oldugumu gösteriyordu.Burasi bir apartman olsa ben 100 katta filan sayılırsın gerçekten çok yüksekti.Ve ben yüksekten nefret ederim!Korktuğum icin daha fazla bakamadım.Kapi açıldı ve okulda karşılaştığım kiz kulağındaki telefona bir şey soyledi ve "Marceline seni kurtarmak istiyor ama bazı şartlarım var kabul etmiyor soyler misin sözümü dinlesin" dedi ve ben ne olduğunu anladığım icin Marceline buraya gelmemesini filan soyledim ama telefonu direk kendine çekti ve bana sinirli bir bakış atip odadan çıktı.Mars'tan ne istiyordu?Benden ne istiyordu?Her şey güzel olacak diye düşünürken nerden çıktı bunlar ya.Biraz sonra bir kadın girdi içeri ve üstündekilerden çalışan olduğu belli oluyordu "Luna hanım yemeğiniz.Bayan Merinette yemenizi aksi taktirde sizi cama yaklaştırıp camı açmamı soyledi.Galiba yükseklik korkunuz var" dedi.Beni o cama yaklastirilarsa ben ölürüm!Kafami hızla 'Tamam' anlamında salladım ve ellerimi çözdü sonra yemeye başladım.Kadin odadan çıktı ve en az bir 10 kat kilitledi.Devlet hazinesi miyim aq ben?Yemeyi yedim ve yatağa yattım.Burdan nasıl kaçacağımı dusunurken aklıma o kadının sözleri geldi.
"Luna hanım yemeğiniz.Bayan Merinette yemenizi aksi taktirde sizi cama yaklaştırıp camı açmamı soyledi.Galiba yükseklik korkunuz var"
Marinette hanım demişti.Bu Brien'nin Marceline'ni aldattığı kiz degil mıydı?
Peki ne istiyordu ki bizden?Ben bunları düşünürken içeri o s**** girdi ve bana yaklaşıp."Sana neden burda olduğunu anlatayım mı?Basliyorum" dedi ve beni Mars'i tehdit etmek icin kaçırdığını ve Mars'in beni kurtarmak isterse öleceğini söyledi.Ben içimden umarım Mars kabul etmenesindir dedim ve "Marceline ne dedi?" Dedim hala içimden dua ediyordum."Ilk önce inanmadı telefonu sana verince inandı ve sana zarar vereceğimi söylediğimde ağlamaya başladı sonra da kabul etti.Sasirdin dimi düşündüğümden daha kolay oldu" dedi.Artik bende ağlıyordum.Mars umarım suan bunlar bir rüyadır ve sen boyle bir seyi kabul etmemissindir.Kadin elinden telefonu çıkardı ve bir kaç tuşa basıp bana verdi ekrana baktığımda Mars'in aradığını gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WAMPIRE GIRL
Vampire..." O-onun gözleri kırmızıydı ve sivri dişleri ile bana gülümsüyordu üstüme gelmeye devam etti aramızdaki boşluğu hızla kapatıp boynuma eğildi ve hastanede kocaman bir çığlık yankılandı.".... -Marceline