"Belki tanıyorumdur"

217 10 7
                                    

MULTİDE OKAN VAR!! VOTE VE YORUM LÜTFEN!

"Frambuazlı pasta ve limonata."

"Kahve"

Garson kız yanımızdan ayrıldığında bakışlarımı masaya kilitledim. Daha 1 hafta evvel kavga ederek tanıştığım bir çocukla aynı masada oturuyordum. Ve bir an önce buradan kurtulmak istiyordum.

"Babanı tanıyor muyum, Yalkanlardan (Okan'ın soy adı Yalkan) bahsetti mi hiç ?"

Yönelttiği soru karşısında şaşırıp kalmıştım. Korkuyla kafamı kaldırıp endişemi gizlemeye çalıştım ve gözlerinin içine baktım.

"Hayır. Pek sanmıyorum." dedim yalancı bir gülümsemeyle.

Yan taraftan eline bir peçete alıp eliyle oynamaya başladı.

"Ne iş yapıyor?"

"Pek bilmiyorum. Babamla çok konuşmuyoruz."

Bu yalan değildi. İyi bir işi ve şirketleri olduğunu biliyordum. Ama ne üzerine olduğunu bilmiyordum.

Verdiğim cevap karşısında kaşları hafifçe kalktı.

"Peki babanın adı ne? Adını biliyorsun değil mi?" dedi ukalaca. Kaşlarım hafifçe çatıldı. Bu çocuğun derdi neydi?

O gün Emir'le tartışıp gitme kararımı aldığımdan sonra orada oturup biraz ağlamıştım. Okan benim yanıma doğru geldiğini gördüm.

"Hey! Ağlıyor musun?"

Cevap vermedim. Ve gözümü sabitlediğim yerden ayırmadım.

"İçeride olanlardan dolayı özür dilerim. Biraz önce Ateş'le konuştum. Ben biraz sert çıktım. Kusura bakma. Derya pek sevilmez aramızda. Onu korumak için yapmadım. Gerçekten-..."

"Sus artık. Onun için falan ağlamıyorum. Artık gider misin?" dedim çatlak bir sesle.

"Hayır. Ağlayan kızlara pek tahammül edemem. Babam hep der ki; Dünyada iki şeyden kaçacaksın. Biri ağlayan bir bebek, diğeri ağlayan bir kadın."

"Kaç o zaman. Rahat bırak beni."

Biraz sonra cebinden bir mendil çıkarıp uzatmıştı.

"Sümüklü kızlara da tahammül edemem."

Ters bir bakış atıp peçeteyi alıp burnumu sildim. Karşı taraftaki ağaca baktım. Gölyazıda gölün kenarında bir çınar ağacı vardı. Üzerinde de ağaç evimiz. Bazen gece evden kaçar orada uyurduk Gamze'yle.

"Seni sevmemeleriyle alakası yok. Seni tanımıyorlar."

"Sen tanıyorsun sanki?" dedim gözlerimi ağaçtan çekmeden.

"Belki tanıyorumdur." dedi alayla. Kaşlarımı çatıp ifadesini görmeye çalıştım. Tanıyor olabilir miydi? Emir ve beni...Yok canım!

"Defol git yanımdan."

"Senden nefret de etmiyorlar. Seni kıskanıyorlar. Çünkü güzelsin. Sürekli gülüyorsun. Ve cesaretlisin."

İnanamayan gözlerle ona baktım. Samimi gibiydi.

"Ve de çok seksi." dedi fısıldar gibi.

Vücuduma bir sinir dalgası yayılırken kafasına bir tane yapıştırdım. O kahka atarken ayağa kalktım.

"Adi sapık!"

Kolumu nazikçe tuttu.

"Hey! Tamam tamam. Şakaydı."

"Sen Benimsin Gerizekalı!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin