"Sen Benimsin Gerizekalı!"

 Yanındaki sürtüğü kendine daha çok çekip belini iyice kavradığında çıldırmama az kalmıştı. Bu oyun gereğinden fazla uzamıştı bence. Ateş'in kollarının arasından sıyrılıp ona özür dilercesine bir bakış attım. O bunu anlardı zaten. Beni hep anlamıştı. Ayağı kalkıp yanlarına yürürken Tunay'ın suratıma bakmasını bekledim ama bakmadı. Şu an o yanındaki sürtüğün saçını başını yolduktan sonra onun da o güzel suratına bir tane çakmak istiyordum. Kafamda onlara çeşitli işkencelerimi yaptıktan sonra sakin olmam gerektiğine karar verdim. Önlerine dikildiğimde kızın eli hala onun saçlarının arasındaydı.

"O elini alıp bir taraflarına sokmadan hemen çek!"

 Tunay ve kız kafalarını kaldırıp bana baktıklarında Tunay alayla kız ise şaşkınlıkla beni seyrediyordu. 

"Bakma bön bön çek elini diyorum!"

 Herkesin bizi seyrettiğine adım kadar emindim ama zerre umrumda değildi. Kız Tunay'a merakla baktığında Tunay 'takma onu' gibilerinden bir hareket yaptı. Tepem iyice atmıştı işte! O kadar çok sinirlenmiştim ki kendimi bir an o kızın saçlarından tutup yerde sürürken buldum. Sanırım sinir krizlerimden birini yaşıyordum. 

 O sırada Tunay'ın belimi kavrayan kollarını hissettim, bir yandanda deli gibi gülüyordu. Sinirlerimin verdiği dalgayla çok umursamamıştım. Kıza saldırmak için yeni bir hamle yaparken Tunay beni çoktan kollarının arasına hapsetmişti.

"Bırak beni, öldüreceğim onu! Sana nasıl dokunabilir!"

 Sinirle boş yere çırpınırken bir an vüccudum titremeye başlamıştı. Tunay'ın nefesini boynumda, sonrada kulağımın arkasında hissetmiştim. Bu beni kendimden geçirmeye yetiyordu.

"Bu seni neden ilgilendiriyor Selen?"

 Kendimi toparlamaya çalıştım, kollarını hızla iteleyip yüzümü ona döndüm. Herkes bize bakarken artık bir cevap vermem gerektiğini fark ettim.

"Çünkü sen..."

 Yutkundum. Gözlerimi yumduğumda gözümün önüne ona dokunan o sürtükler geldi. Vücudumda yeni bir sinir dalgası oluşurken ağzımdan bağırarak şu kelimeler döküldü.

"Sen benimsin gerizekalı!"

...