9.Bölüm

426 36 47
                                    

Biliyorum bölüm biraz geç geldi ama dün elimde olmayan nedenlerden dolayı yazamadım. Kusura bakmayın. Bu arada 1.5k olduk!! Okuyan herkese çok ama çok teşekkür ederim!! Eğer böyle devam ederse hergün parti verecem gibi görünüyor :D :D :D her neyse hepinizi çok seviyorum keyifli okumalar :D :D :D

Multimedyada Akay'ın çalacağı şarkı var :D :D :D hepiniz çok öpüldünüz :* :* :*

______________________________

Bana bakan avcı bakışlar... Eminim ki bir katil bile kurbanına bu kadar vahşice bakmamıştır öyle ki beni acayip korkutuyordu ve bu kadar negatif bir duygu bana pekiyi gelmezdi. Onun önünde kramplarımdan birini geçirmek istemiyordum hatta durup şöyle bir etraflıca düşündüm de ben o krampları hiçbir zaman geçirmek istemiyordum. Kendimi acilen sakinleştirmem gerekiyordu ve bunun en iyi yolunun Akayı ortadan kaldırmak olsa da bu imkânsız gibi görünüyordu. Kendime daha farklı bir yol bulmam gerekiyordu. Beynim kendini kapattığı mahzende fikirler üretmeye başlamışken, kırmızı rujlu sürtük bundan yararlanıp Akayı nasıl mutlu edebileceğime karşın sapıkça düşünceler üretiyordu ve bunu beynime arsızca aktarmaktan hiç utanç duymuyordu. Diğerlerini sürtüğü susturmaları için harekete geçirmeye çalıştım ama hepsi ne zaman yerleştirdiklerini bilmediğim eşyaların arkasına çökmüş umutsuzca olacakları bekliyorlardı. Kısacası tek başımaydım.

" neden beni bekliyordun?" diye ani ve yüksek sesli sorum tamamen beyinim bir mahzende olmasından kaynaklanıyordu. Bu cesaretim benim kadar Akayı da şaşırtmış görünüyordu ki tek kaşı havaya kalkmıştı. Bu duygusuz herife bazı duyguları yaşatmak benim için oldukça büyük bir zaferdi.

"birileri bugün fazla cesur" diyen Akay bana son zamanlarda bolca yaptığı gibi yeni bir şok yaşattı. Yani onu tanıdığım şu kısacık zamanda anlamıştım ki: ona bağırılması hoşuna gitmiyordu ve şu an beni boğması gerekiyordu ama hayır o bunu yapmak yerine bana cevap vermişti. Hey! Bir dakika o benimle dalga mı geçmişti? Keşke bu düşüncelerimi şu düşük çenemden çıkarmasaydım:

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Bak kimsin bilmiyorum, amacın ne bilmiyorum ve ben sana hiç bir şey yapmadım. Tek bildiğim senin oldukça tehlikeli olduğun ve ben kendi iyiliğim için senden uzak durmam gerektiği. Seninle normalde bir çalışma arkadaşı olmak dışında hiçbir şey yapmamam gerekiyor ama sen buna izin vermiyorsun. Daha okula geleli ikinci günümü doldurmadı ama sen bana yeterince korku ve şaşkınlık yaşatmayı başardın. Söyler misin senin derdin ne?" derken son cümlelere doğru sesim iyice yükselmişti. Eğer bana burada türlü işkenceler yapıp aşağı atmazsa iyiydi. Havada olan kaşı eski haline dönerken, birbirine bağlı olan kolları çözüldü ve işte korkulu rüyam gerçekleşiyordu. Akay kendinden gayet emin adımlarla ve heybetli cüssesiyle üstüme doğru geliyordu. Fakat ufak bir sorun vardı ki bu tarz bir durum bana hep babamla yaptığımız kovalama oyununu aklıma getiriyordu ve ister istemez eğlenmeye başlıyordum. Tıpkı şu an olduğu gibi:

"aaaaa!" diye ufak bir çığlık attım ve kıkırdamalarım arasında arkamı dönüp koşmaya ve kaçacak bir yer aramaya başladım. Bu çocukça hareketime içimdekiler şaşkın gözlerle izlerken beynim bana orta parmağını gösterdi ve homurdanarak yarım bıraktığı istifa dilekçesini yazmaya gitti. Pekala biliyorum bu fazla dengesizceydi ama ne yapabilirdim ki. Her durumda eğlenecek bir şey bulabilen ve gerçekten ihtiyacı olan bir bünyem vardı. Sakın beni deli olarak düşünmeyin eğer üstüme doğru gelip, bana bir şey yapmasına izin verseydim kesinlik korkudan dolayı bir kramp geçirirdim. Akay kapının orada olduğu için ve bende ne olur olmaz diye pencerelere doğru gitmek istemediğim için üzerinde bin bir çeşit eşyanın bulunduğu masaya doğru koştum. Masanın arkasına geçip Akayla arama güvenli bir mesafe ve eşya koymayı düşünüyordum ama masanın duvarla bitişik olduğunu görünce bu düşüncem kendini denize atarak yüzmeye başladı. Bende yapacak bir şey olmadığı kanatına varınca el mahkûm arkamı dönmek zorunda kaldım. Tabi ki yüzümde olan gülümsemeyi korkunun silmesine izin vermemiştim. Normalde bana bakan vahşi gözler görmeyi düşünüyordum ama hayır Akayın çatık kaşları gitmişti ve normal haline dönmüştü. Normal bir insan ben böyle bir tepki verince ya bana 'sen delisin' ya da 'ciddi problemlerin var' bakışı atardı ama konu Akay olunca bu tamamen değişiyordu. Onun gözlerinde hiçbir duygu belirtisi göremezdiniz. Eğer Akayı tepkilerini ölçmek istiyorsanız yaptığı kısıtlı bir iki mimik hareketini yorumlamanız gerekiyordu ve tabi ki ona tüm duyguları tattırmanızda gerekiyordu ki ben bunu yeni görevim edinmiştim. Şu an kaşlarının normal haline dönmesinden anladığım kadarıyla şaşkındı. Vay canına bu ruhsuz herife duygu ekebiliyordum. Bunun için bana ödül vermeleri gerekiyordu.

KARANLIĞA MAHKUM(DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin