Telefonumun alarm sesiyle gözlerimi hafifçe araladım . Gerçekten çok yorgundum . Enis'in evinden çıktıktan sonra kendime kalacak bir ev aramaya başladım ve buldumda. Benim ailem çok zengindi. En başta onların parasını harcama fikrini reddetmiştim . Ama bunu bana borçlulardı değil mi ? Çalan telefonumun sesine daha fazla dayanamadım ve elime alıp kapattım . Aa bir dakika. Alarmın altına not eklemiştim . Cansu ... Ah evet Cansu... Bugün hesaplaşma günüydü . Yatağımdan hızla kalktım . Gerçekten de muhteşem bir ev tutmuştum . Dubleks bir ev almıştım . Muhteşem bir bahçesi ve havuzu vardı . Sağolsun ailem(!) . Ama bir sorunum vardı . Burada yalnız kalamazdım ben . En yakın zamanda ev arkadaşı arayacağımı aklımın bir köşesine yazıp banyoya doğru ilerledim . Aynaya baktığımda yüzümdeki izlerin gittiğini farkettim ve ayağımda artık ağırmıyordu . 2 gün boyunca dinlenmiştim . Şimdi ise okul zamanıydı .
Kısa bir duş aldıktan sonra tekrar odama döndüm .Bugün giymek için kendime kot bir şort ve lacivert atletim giydim . Saçlarımıda at kuyruğu yaptıktan sonra çantamı alıp dışarı çıktım . Aklıma dün olanlar geldi . Enisin söyledikleri... Gerçekten canımı çok acıtmıştı .Bunları bende söylüyordum ama açıkçası bu kadar canımı acıtmıyordu .
Sonunda okula geldiğimden derin bir iç çektim . Düşüncelerimden sıyrılıp binaya doğru yürümeye başladım . Okulumuz oldukça lükstü be büyüktü. Bu okulda oldukça zengin insanlar okuyordu . Çoğu kişi arkadaş grubu ile takılıyordu ama ben yalnızdım .Aklıma gelen ani bir düşünceyle öfkelendim . Cansu .. Onu hemen bulmalıydım. Hızla sınıfıma doğru ilerlerken önümü biri kesti. Yüzüne bakınca bunun geçenlerde vurduğum çocuk olduğunu gördüm .
"Nereye gidiyordun güzelim ? Bir sabah öpücüğü yok mu ? " Seni bana Allah gönderdi cidden . Şimdi senin ağzına bi güzel sıçacam .
Birden boğasına saldırdım ve onu duvara ittim . Zorla nefes almaya çalışıyordu . Etrafımız çok kalabalıklaşmıştı .
"Cansu denen kız kim ve nerede ? " hala nefes almaya çalışıyordu onu bıraktım ve konuşmasını bekledim . Nefesini düzeltince konuşmaya başladı .
"Ka-kantinde , sarışın mavi gözlü bir kız . " hala boğazını tutuyordu . Ona aldırmadan hızla kantine indim . Kantin en alt kattaydı ve gerçekten büyük bir kantindi . Hızla masaları taramaya başladım . İyide burda birsürü sarışın mavi gözlü kız vardı . En iyisi ona bağırmaktı .
"Cansu!! " Öyle bir bağırmıştım ki kantinde dikkat kesilen kişi ben olmuştum . Cansu olduğunu tahmin ettiğim bir kız ayağa kalktı ve bana doğru yürüdü.
"Ne yaptığını zannediyorsun seni lanet olası ... "
"İşte bunu " diyip suratının ortasına geçirdim . Öyle şiddetli vurmuştum ki yere düşmüştü. Bize yaklaşan ayak seslerini duyabiliyordum . Bende bu öfke varken kimse bana yaklaşamazdı . Hıncımı alamayıp üstüne oturdum ve yumruklarımı onun yüzüne geçirmeye devam ettim . En sonunda yumruklardan sıkıldım ve onu saçlarından kadırarak köşedeki duvara ittim . Hem aacıyla inliyor hemde çığlık atıyordu . Bir iki kişi beni tutmaya çalışında onları da ittim ve tekrar o sürtüğün üzerine yürüdüm . Saç diplerinden tuttum ve bağırmaya başladım.
"Bana bak kızım , başına çok büyük bir bela aldın bunu bil . Bundan sonra arkanı önünü sağını solunu iyice kolla . Ayrıca..." dedim saçlarını dahada çok çekerek .
"Saçlarının yok olmasını istemiyorsan burda olanlar burda kalır . " Saçlarından elimi çekmemle yere kapaklanması bir oldu . Ve kavgadan önce fırlattığım çantamı alıp çıkışa doğru ilerliyordum ki onu gördüm . Enis'i . Cansu'nun yanına gelmişti ve ona sarılıyordu .İyide bu beni niye ilgilendiriyordu ki ? Sonuçta ikiside düşmanımdı...
*******
Dersler aşırı sıkıcı geçiyordu ama Allahtan son dersteydik . Ellerim gerçekten çok ağırıyordu . Galiba dayak kısmını fazla abartmıştım . Ama bunu haketmişti sürtük . Elimle uğraşmayı kesip etrafı incelemeye başladım .Cansu yoktu . O dayaktan sonra insanların içine çıkamazdı zaten. Etrafı daha dikkatli incelemeye başladım . Bir dakika Enis neredeydi ?Yoksa o sürtükle mi gitmişti. Aman bundan bananeydiki .
Sonunda ders bittiğinde çantamı topladım ve kendi evime gitmek için yola koyuldum . Binadan çıkıp dış kapıya doğru ilerledim . Bugün bara gidip biraz eğlenmem şarttı anlaşılan . Hızlı adımlarla evime geldim . Uzun bir duş alıp üstüme siyah mini ve altı bol bir elbise geçirdim . Evet elbise giymekten nefret ederdim ama artık kendimi kız gibi hissetmemin tamda zamanıydı değil mi ? Saçlarımı açık bıraktım ve hafif bir makyajla tamamladım . Elimede siyah bir çanta alıp evden dışarı çıktım .
Lanet olsun . Bu topuklular ne kadar da acıtıyordu ayağımı . Hangi akla hizmette giydiysem artık bunları ... Sonunda barın önüne geldiğimde derin bir iç çekip içeri girdim .
İçerisi oldukça kalabalıktı . İnsanlar buraya arkadaşları ile geliyorlardı . Oysaki benim bir arkadaşım bile yoktu . Karşıdaki bar taburelerine gidip oturdum ve barmenden içki istedim . Sırtımı barmene çevirip etrafı incelemeye başladım .
WHAT THE FUCK ? Noluyor lan orda ? Enis mi lan o ? Napıyo lan ? Kucağındaki kız mı ? O kız sa ben neyim amk ? Etrafındakiler dağılın lan ! Aa dursana biraz Enis beni bir kız olarak görmüyordu ki . Bu fikir tekrar canımı acıtırken duyduğum bir ses ile irkildim .
"Yalnızsın galiba" dönüp yan tarafımdaki çocuğa baktım . Bir dakika ? Bu .. Enis ile beraber gelern 4 çocuktan biriydi . Hatırladığım kadarıyla da adı Soykan'dı .
"Evet , ben hep yalnızım" dedim hafif buruk bir gülümsemeyle ve içkimden içmeye başladım . Evet . Daha öncede içki içmiştim . Tekrar Enis'e baktığımda bana baktığını gördüm . Fakat bakışları benden çok Soykan'ın üstünde duruyordu . Üstündeki kız onu daha da bir ayatınca bize bakmayı kesti ve yanındaki kızlarla ilgilenmeye başladı .
"Hadi kalk" Diyip elimden tuttu ve beni ayağa kaldırdı .
"Hey! Noluyor ? " Elini belime sarıp beni dans pistine kadar getirdi .
"Dansetmek sana iyi gelecektir." Müziğin sesinden dolayı bağırmak zorunda kalmıştı . Bende ona karşı koymadım . Gerçekten şu an birisine ihtiyacım vardı . Ve galiba o kişide Soykandı . Delilerce dans etmeye başladık . Bu gerçekten bana iyi gelmişti. Çok içten bir şekilde kahkaha atıyordum . Bunu yapmayalı uzun bir zaman olmuştu .
Artık dans etmekten ayaklarım ağrımıştı ve kendimi daha tutamayıp yere düşüyordum ki Soykan beni tuttu .
"Gerçekten çok yoruldum ama aynı zamanda da eğlendim" dedim ona en sıcak bakışlarımı yollarken. O da gülümsedi ve beni koltukların olduğu bölüme kadar götürdü.
"Teşekkür ederim " diye mırıldandım gözlerim Enis'i ararken .
"Neden?" diye sordu şaşırmış bir şekilde bana bakarken .
"Buna ihtiyacım vardı "
"Biliyorum"
Gözümden yaşlar dökülmeye başlamıştı bile. İlk defa kendimi erkek gibi hissetmiyordum ve ilk defa birisi bunu bana hatırlatmıyordu . Bana daha sokuldu ve sıkıca sarıldı . Sarıldı . SARILDI.
"Ağlama , ben yanındayım . Ne olursa olsun yanındayım "
Merhaba arkadaşlar :) Aslında daha uzun bir bölüm yazacaktım ama bazı sorunlar çıktı . Bide biraz sıkıcı bir bölüm olabilir. Bir dahaki bölümde telafi edeceğim . Multimedya da Soykan var . Öpüldünüz :***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin
Mystery / ThrillerÖz babam olan ama bunu bana hiç hissettirmeyen adam yüzüme baktı ve sessizce fısıldadı "Sen annenin katilisin" Hiçbirşey söylemedim . Zaten gözyaşlarım buna izin vermiyordu .Annem doğum yaptıktan 1 saat sonra ölmüş. Adımıda o koymuş zaten . Derin . ...