xdongie: Yaptığım her işte karşıma çıkmaya devam edecek misin?
bobounce: Yine hangi yaran adına gocunuyorsun?
xdongie: M Group'da işe girmişsin diye duydum.
bobounce: Seninle ne ilgisi var?
Ayrıca henüz kesin bir şey yok.
xdongie: Aynı pozisyon için ben de mülakattaydım.
bobounce: Benimle ne ilgisi var?
xdongie: Her zamanki gibi benim istediklerime göz koyuyorsun.
Bu yüzden hayatında tek bir şey bile düzgün gitmiyor.
bobounce: Beni görmeye tahammül edemeyeceksen başvurunu iptal edersin olur biter.
xdongie: Espiri anlayışın hiç değişmemiş.
bobounce: Eski günleri yad etmek yazdığını sanmıyorum.
Amacın ne?
xdongie: Bu sefer istediğini kolay alamayacaksın.
bobounce: Çok daha iyi bir şirkette çalışmak için yeterli öz geçmişe sahipsin.
Ne yapmaya çalışıyorsun?
xdongie: Bunu sana sormak daha doğru olur.
Ben ne zaman bir şey yapmaya yeltensem bir yerlerden çıkıyorsun.
Benimle bir derdin mi var?
Arkadaşımmış gibi davranıp yaptıklarını unutmadım.
Bana en başından beri takıntın vardı değil mi?
bobounce: Kendinle ilgili kompleksini kendinle baş başa hallet.
Egonu tatmin edecek enerjiyi kendimde bulamıyorum.
Yeryüzündeki diğer tüm insanlar gibi.
xdongie: İki gülen yüz gördüğünde geri adım atan Donghyuk 3 yıl öncede kaldı.
bobounce: Hiçbir zaman seni geri adım atmaya zorlamadım.
Kaçmak için bahaneye ihtiyacın vardı, beni kullandın.
xdongie: Ben de savaşmak istemiştim.
Ama kahraman olmak için o kadar yanıp tutuşuyordun ki yapabileceğim bir şey kalmadı.
bobounce: Yapman gerekeni zamanında yapsaydın benim yapmama gerek kalmayacaktı.
Hatta yapmaman gerekeni yapmasaydın bunların hiçbiri yaşanmazdı.
Ben bir şeyler yapmasam ömrün boyunca kendini suçlayacaktın.
Şimdi ise sadece beni suçluyorsun.
xdongie: Hala sadece kendi inanmak istediğine inanıyorsun.
Her zamanki gibi hayal dünyanda yaşamaya devam et.
bobounce: Sana değer vermediğim tek bir an bile olmadı.
Sana zarar vermek aklımın ucundan bile geçmediği gibi.
xdongie: Şu konuşmaları yoldan geçen birine okutsalar samimi olduğunu zannedecek.
Hatta belki gözleri bile dolar.
Üç yıl önceki ben olsam belki benim de gözlerim dolardı.
Şimdi de dolmuş olmasına bakma, oyunculuk yeteneğin gözlerimi yaşarttı sadece.
bobounce: Böyle olmaması gerektiğini sen de biliyorsun.
Daha rahat hissedeceksen bana kızmaya devam et, seni suçlamam.
xdongie: Sana kızmaya devam edeceğim.
Ama rahat hissetmek için değil, olması gereken bu olduğu için.
bobounce: Sen bilirsin o zaman, hayatta başarılar.
Daha ne diyeyim..
xdongie: Biliyor musun, Hanbin'e üzülüyorum.
Bana yaşattıklarını ona da yaşatacağına eminim.
bobounce: Hanbin canın sıkıldığında ileri geri bahsedebileceğin biri değil.
xdongie: Bir yandan, başına gelecekleri hak ediyor.
June'den sonra aklını başına getiremediyse senden alacağı darbeyle çok sarsılmaması gerek.
bobounce: Bana istediğini söyle, istediğin kadar nefret kus.
Hatta küfret.
Ama Hanbin'in adını ağzına bile alma.
xdongie: Yalan mı sanki?
Kime güvenmemesi gerektiğini algılamakta sorunları var.
Ben senden önce June'yle karşılaşsaydım senden yara almazdım.
bobounce: Haddini gittikçe aşıyorsun.
Bu zamana kadar alttan almam mı sana bu sonsuz öz güveni verdi?
xdongie: Hanbin'i hedef tahtası olarak ortak kullanıma açmayı mı planlıyorsun?
Bu yüzden mi June'nin sekreteri olmak için bu kadar çaba?
Ondan daha iyi olduğunu göstermek istiyorsun gibi.
bobounce: Yeter bu kadar.
Böyle konuşmaya devam ettiğine göre senin amacın o.
Ama şu var ki, o şirkete adımını bile atamayacaksın.
Velev ki attın, atmamış olmak için tüm ruhunla yalvartacağım.
YOU ARE READING
the legacy // junbob
Fanfictioncharismabin: Sana geleceğine göre davranıyorum. president.ko: Herkes bir gün öleceğine göre ben de geleceğine göre davranayım da üstüne toprak atayım. charismabin: Zaten atmadığını nereden çıkardın? 9sep18