Denize Bakabilmek

64 4 0
                                    

İnsan ansızın bıkıverir yaşadığından. Derin sularda yüzmek ister yüzmeyi bilmeden.

Yüzmeyi bilmemek , bir gün mutlaka boğulacaksınız anlamına gelmez. Ama denize bakmayı bilmemek ; bir yokluğun içinde sürekli boğulmak gibidir. 'Yok'u da sevmeyi öğrendiğiniz zaman 'var'sınızdır.

İç acılarınızın toplamı kazandığınız tecrübeye eşittir her zaman. Ve bu tecrübe size ; her seferinde denize bakmayı daha iyi öğretir.  Kulaç atmayı bilmesek de bizi hayata tutacak bir sandal bulunur elbet.

Pekii , ya suda nefes almaya çalışıyorsak ?

İşte budur bizi boğan. O yüzden denize bakmasını bilmek gerekir.

Hiçbir zaman unutmayalım ki dünya yuvarlaktır ne tarafa dönersek dönelim , dünyanın yarısı hep arkamızda kalacaktır.

İnsanlarda tıpkı böyledir kimi arkamızdadır ufacık bir hatamızı bekler kimiyse mutlu olalım diye çabalar durur.  Hayata bakmayı iyi öğrenmeliyiz aynı denize bakabilmeyi öğrenmek gibi. Bazen kötü sandığımız bir insandan iyi bir kişilik çıkabiliyor. Bazense o çok iyi dediğimiz biri  hiç beklemediğimiz , ondan ummadığımız davranışları sergileyebiliyor.

Açıkçası hayat kısa. Belki bir yakınımız ölmeden ölümü hatırlayamıyoruz ama o hep var ve birgün hepimiz öleceğiz. Ne demiş Cahit Sıtkı " Bir namazlık saltanatın olacak taht misali o musalla taşında " Ne kadar da haklı değil mi ?

Bakış açılarımızı değiştirelim , at gözlüklerimizi çıkaralım , yaşanan her olaya kavgayla yaklaşmayalım. Ne gerek var ki kalp kırmaya ? Bir insanı üzmeye ne gerek var ?

Niye gözyaşı dökelim ki niye ağlayalım gelip geçici hevesler , saçma salak insanlar için ?

İşte dediğin gibi olmuyor diyorsunuz demi ?

Bilirim olmaz , bazen yapamayız , her şey üst üste gelir. Nihayetinde yorulur ve vazgeçeriz. Vazgeçmeleyim işte çaba gösterelim , bir parça mutlu olabilmek için.

Olur değil mi ? :)

HENÜZ ERKENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin