HERKESE SELAAAAM :D BU HİKAYEYİ UZUN BIR SÜRE SÜRDÜRMEYI DÜŞÜNÜYORUM BU SIRADA SIZIN DE VOTE VE YORUMLARINIZI BEKLIYORUM ☺️
Etrafımdan gelen kahkaha sesleri kulaklarımda yankılanıyordu. Çevremdeki herkes bana bakıp avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Utancımdan kıpkırmızı olduğumu hissedebiliyordum, kaçacak yer aradım ancak etrafımda büyük bir daire oluşturmuşlardı, kaçacak hiçbir yerim yoktu. Sırt çantamı elime aldım ve ona iyice sarıldım. Bağırışmalar biraz daha artınca artık yapacak birşey bulamadım ve olduğum yere çöktüm kucağımdaki çantayı daha çok sıkmaya başladım, gözlerimi kapattım bir daha açmak istemiyordum ancak gözlerimden akmak isteyen yaşlar buna engel oluyordu Gözlerimi aramadığımda ise bir sel gibi akıyordu.
"Amy"
"Amyyyy" adımı duyduğumda hafifçe gözlerimi açmaya çalıştım ancak başaramadım birtakım sesler duyuyordum. Sanki ayak sesleri gibiydiler bağarışlar yavaş yavaş azal... Yüzüme çarpan buz gibi soğuk suyla irkildim ve hemen yatakta doğruldum neye uğradığımı şaşırmış bir vaziyette etrafıma bakınırken bana bakıp gülen Edna'yı gördüm. Ahh Edna benim kardeşim sayılır onunla çok uzun süredir arkadaşız, genellikle birbirimizle uğraşırız ikimiz de bundan zevk alıyoruz ama Edna çok iyi bir dosttur hiç yanımdan ayrılmaz beni yaşadığım onca zor durum içerisinde hiç yanlız bırakmadı. Onu gerçekten çok seviyorum.
"Ednaaaa ne kadar güzel bir uyandırma biçimi seçmişsin sen öyle" dedim imalı bir gülümsemeyle. Edna gülmeye devam ederken.
"Başka şekilde uyanmıyorsun ki on saattir bağırıyorum burda, ama kalktığındaki tipini görmen lazımdı gerçekten çok komikti" dedi
"Hı hı tahmin edebiliyorum. Bazen sana verdiğim yedek anahtardan dolayı pişman oluyorum."
"Al o zaman anahtarını da o zaman okulun ilk günü seni uyandıracak kimse gelmesin uyu sen de bütün gün burda olur mu hem zaten nasıl uyuyabiliyorsun onu da anlamıyorum ben bütün gece heyecandan gözümü bile kırpmadım"
"Aman tamam bişey demedik. O özellik doğuştan gelen birşey ne olusa olsun uyuyabilme özelliği istersen bir sonraki gün dünyanın son günü olsun fark etmez ben uyurum. ama en azından gördüğüm saçma rüyadan kurtuldum sayende."
"Heh bak işte bir işe yaramış hem ne görüyordun ki klasik ilk gün rüyası felan mı" dedi ve alaycı bir şekilde güldü.
"Bende inanamadım ama evet"
"Ne sen ciddi misin bu hiç Amy lik bir şey değil." Dedi yüzünü buruşturarak.
"Aynen" derken yataktan kalktım, ve banyoya yöneldim.
"Sen hazırlan Amy ben içerideyim seni bekliyorum bütün işlerin bittikten sonra bana haber ver daha sana kıyafet seçeceğiz eminim seçmemişsindir ben bir hafta önceden hazırlamıştım."
"Aaa gerçekten bu kadar önemli mi ne giyindiğim hemen elime geçen ilk şeyleri giyinmek çok daha mantıklı bence"
"Amy itiraz istemiyorum ve haberini bekliyorum" dedi içeri giderken
"Takıntılı" diye mırıldandım
"Heeey seni duydum" derken gülümsediği sesinden anlaşılıyordu. Arkasından dilimi çıkardım ve banyoya girdim. Edna nın söylediği gibi bütün işlerimi yaptıktan sonra yanıma çağırdım ve dolabıma bakmaya başladık daha doğrusu Edna bakmaya başladı benim dolaba yaklaşmama bile izin vermiyordu yatağın köşesinde oflayarak onu izliyordum arkası dönüktü ama baya önemsediği belliydi. En sonunda çok tatlı bir gülümsemeyle arkasını döndü ve
"Tamamdır süper oldu." Dedi ben bana uzattığı elindeki kıyafetlere baktım. Siyah dar mini bir etek üstüne salaş kolları yırtık kırmızı bir kazak ve altına da bağcıklı botlarımı uzatıyordu aklımdan çok abartı diye geçirsem de birşey söylemedim. Üstümü giyindikten sonra çıkmadan son bir kez aynada kendime baktım kumral, gözlerim ile aynı renk belime kadar uzanan saçlarım dalgalı bir şekildeydi yaptığım hafif koyu makyaj yüz hatlarımı belli ediyordu. Kıyafetler hala çok abartı gibi gelse de fena sayılmazdı en son odadan çıkarken kapının yanında duran siyah zımbalı sırt çantamı omuzuma atıp bağırdım.
"Hey Eds ben hazırım."
"Sonunda" diye söylenirken mutfaktan çıkıyordu. Gelirken durdu ve beni iyice süzdü ve saf bir gülümsemeyle
"Aman tanrım Amy harika görünüyorsun eee tabi benim eserim" dedi ben de gözlerimi devirdim ve sonunda evden çıktık. Arkamı dönüp kapıyı kilitlerken Edna konuşmaya başladı
"Off seninle aynı okulda olamadığımıza hala inanamıyorum" ben de inanamıyordum ve çok zor geliyordu bana da okula gitmeye başladığımdan beri Edna ile birlikteydik ve şimdi böyle olması zor geliyor tabii.
"Evet bende sensiz ne yapacağım bilmiyorum kiminle eğleneceğim, kime laf atacağım, kiminle dalga geçeceğim, kiminle konuşacağım sensiz ne yapıcam gerçekten bilmiyorum" dedim gülerken oda güldü ve birbirimize sarıldık.
"O zaman sana iyi şanslar ben bu taraftan gidiyorum" dedim ve elimle arkamı işaret ettim. O da
"tamam canım sana da okul çıkışı kesinlikle telefonla konuşalım" dedi
"Şaka mı yapıyorsun hayatta olmaz seninle böyle bir günde asla telefonla konuşmam bir kere denedim ve konuşmamız 3 saat sürdü sonra olan telefon faturasına oldu bir yerde buluşuruz " dedim
"Peki tamam byy"
"Byy"
Arka tarafa doğru yürümeye başladım çantamdan telefonumu ve kulaklığımı çıkarttım yola bring me the horizon'un bir şarkısıyla devam ettim kendimi iyice şarkıya kaptırdıktan sonra yolun nasıl geçtiğini anlamadım gerçekten tam bir müzik manyağıyım müzikten başka birşey düşünmem müzikten başka birşey yapmam müzikten başka birşey dinlemem e tabi bunun da yan etkileri oluyor diye düşünürken okul kapısından içeri girdim. Klasik okul bahçesi top oynayan erkekler, acayip makyaj ve gelin Topuzu yapılmış saçlar, tek takılanlar, çete kurup sağa sola laf atanlar ve hava atmaya çalışan büyük sınıflar. Ne ararsan var binadan içeri girdim 3. Kata ulaştıktan sonra sınıf kapılarının yanındaki kağıtlardan ismimi aradım ve bulduğum sınıfa girdim. Bazı sıralarda birileri oturuyordu ama çoğu sıraya sadece çanta bırakılmış ve dolu imajı verilmişti boş bulduğum bir yere geçip oturdum ve telefonumla oynamaya başladım çok geçmeden çok yakışıklı sarışın mavi gözlü bir çoçuk yanıma geldi ve
"Yanın boş mu" diye sordu şirin bir gülümsemeyle ben de en az onun kadar şirin bir ses tonuyla
"Evet oturabilirsin" dedim
"Sanırım başka şansım yokmuş zaten heryer dolu" bu çocuk gerçekten çok tatlı ben normalde sarışın mavi gözlü erkekleri sevmem ama bu gerçekten çok farklı sesi bile insana güven ve huzur veriyor diye düşünürken.
"İyi ki de yokmuş" diye mırıldandım ufak bir sırıtışla
"Efendim"
"Iııı adın.. adın ne" diye toparladım
"Aaa evet üzgünüm söylemeyi unuttum" elini uzatırken "ben Danny" dedi bende bana uzattığı eli sıkarken "ben de Amy tanıştığıma memnun oldum" dedim
"Bende" derken üstündeki ceketi çıkarttı ve yok artık ben kriz geçiriyordum bring me the horizon'a ait bir şey görünce hep böyle oluyor zaten. Bring me the horizon t-shirt ü giyiniyordu. O da şaşkınlığımı anlamış olacak ki "birşey mi oldu "diye sordu ben de
"Hayır hayır bring me the horizon seviyor musun" dedim
"Favorim sen grubu biliyor musun?"
"Hakkındaki herşeyiyle"
"Aaa ciddi misin bak iki dakika önce tanışmış olmamıza rağmen bir ortak noktamız çıktı bile" derken gülümsedi ve koyu bir sohbete girdik.