(6) Gerçekler

27 4 0
                                    

TEKRAR SELAAAM :) LÜTFEN YORUM YAPIN YA DA MESAJ ATIN ÇÜNKÜ HIKAYEM HAKKINDA NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜZÜ ÇOK MERAK EDIYORUM :) IYI OKUMALAR :D

"Kimi aramıştınız"

"Seni"

"Beni mi pardon siz kimsiniz"

"Freddie Walker" elimdeki telefon elimden kayıp yere düştü ve küçük parçalara ayrıldı. duyduğum iki kelime beni dünyadan çok çok uzaklara götürmüştü o iki kelime sürekli beynimde yankılanıp duruyordu aklımda oluşan binlerce soru, nasıl...benim Abim nasıl yaşıyor olabilir? Bu sadece onlardan bir tanesi. Aklım almıyor. İnanamıyorum. Belki de inanmak istemiyorum bana söylenene göre abim çoktan ölmüştü. beni inandırmalarına nasıl göz yummuştum ve şu an onlar yüzünden hiç tanımadığım biri kapıma kadar gelmiş ben senin abinim diyor nasıl inanabilirim bunca sene sonra nasıl?. Ne yapacağımı bilmiyorum zamanın şu an donmasını gerçekten o kadar çok istiyorum ki. Ne yapmalıyım ne doğru olur neye inanmalıyım. Ellerimi yüzüme götürdüğümde istemsizce çok fazla ağladığımı fark ettim gözyaşlarım hiç durmadan akıyordu, durduramıyordum. Birden şiddetli bir baş dönmesiyle yanımdaki duvara yapıştım. Ve derin karanlık....

Gözlerimi açtığımda bana bakan iki çift göz ile aydınlandım. Gözlerimi tam açamıyordum. Ama sesler duyuyordum.

"Uyandı, uyandı." Bu Edna'nın sesiydi. Ne oldu yoksa bunların hepsi kötü bir rüya mıydı işte o zaman çok sevinirdim.

"Hey Amy beni duyabiliyor musun."

Dedi Danny. Ne Danny? Onun burada ne işi var. Edna'yı anlarım o hep burada ama Danny?

"Danny" dedim soru sorar gibi.

"Efendim aşkım" dedi. Aslında hala gözlerimi açamasam da bu halde bile bu sözden sonra Edna'nın yüzünün alacağı o sırıtışı kesinlikle tahmin edebiliyorum.

"Ne oldu bana" dedim düşündüğüm şeylerden çok alakasız bir şekilde.

"Yaşadığın şok yüzünden bayıldın doktor önemli birşey olmadığını söyledi ama kendini gerçekten iyi hissettiğinde bence Freddie ile konuşmalısın." Ne Freddie mi olamaz bir rüya değil miydi yani. Beni bekleyen çok büyük bir geçmiş hikayesi var sanırım. Diye düşünürken odamın kapısı iki kez tıklandıktan sonra açıldı. Ve Freddie denen ve benim Abi'm olduğunu idda eden çocuk içeri girdi. Gözlerimi umutsuzca kapadım ve derin bir nefes aldım. Elindeki tepsiyi kucağıma koymasıyla irkildim.

"Birşeyler yemelisin yaklaşık 5 saattir baygınsın." Dedi.

"Aç değilim diye tersledim." Ona sinirliydim nedenini bilmiyordum ama ona gerçekten çok sinirliydim. Edna araya girdi ve Danny'e bakarak "üçümüzü biraz yanlız bırakabilir misin zaten 5 saattir Amy nin başındasın yorulmuş olmalısın içeride uzanabilirsin. Dedi

"Tabii. Teşekkür ederim." Dedi gülümserken. Ve yavaşça dışarı çıktı.

Edna elimi tutup konuşmaya başladı.

"Bak Amy seninle gerçekten açık konuşmak istiyorum sen bayıldıktan sonra Freddie çok korkmuş ve seni hemen yatağına taşımış bir doktor çağırmış, ve ev telefonundaki son arananlardan Danny ve beni aramış neden mi ev telefonu çünkü cep telefonunu parçalamışsın. bunların hepsini bize anlattı ve senin Abi'n olduğunu da söyledi.

"O benim Abim değil" diye tısladım. Edna umursamadan devam etti.

"Senin ailenle ilgi konulardan konuşmak istemediğini çok iyi biliyorum ama bu durumu gerçekten hallettmeliyiz bu konuyla ilgili Danny'e hiç bahsetmedim merak etme. Ama Freddie ile biraz konuştuk ben ona sorular sordum, ve verdiği cevapların senin söykediklerinle aynı olduğunu gördüm. Sen ne kadar değil desen de bence şu fotoğraf gerçekten herşeyi kanıtlıyor." Dedi ve bana cebinden çıkarttığı küçük bir aile fotoğrafı uzattı. Fotoğrafta 4 kişi vardı tahminime göre şu sarışın annem, şuradaki kumral babam ve beni kucaklayan da Freddie, olduğunu idda ediyorlardı tamam O gerçekten bendim bu doğru ve o da gerçekten Freddie'ydi. Bu doğru olabilir mi? gerçekten mi? Ve yine o binlerce soru tekrar ağlamaya başlamıştım fark ettim de bu günlerde ne kadar çok ağlamıştım öyle ben. Freddie'ye döndüm ve.

"Bunca yıl neden hapishanedeydin peki."

"İşte asıl sorun bundan sonrası bana gerçekten inanmıyıcaksın Amy ama ilk önce şuna inanman gerekiyor ben senin abinim."

"Ve ben de bunu onaylıyorum yine de ben sizi Yanlız bırakıyım Yanlız konuşmaya ihtiyacınız var" derken dışarı çıktı Edna.

"Neymiş asıl sorun" diye konuyu değiştirdim.

"Bak amy lütfen çok tepki verme bunu sana nasıl söyliyiceğimi bilmiyorum, gerçekten o kadar..o kadar çok üzgünüm ki. Ben bunca yıl senin yaptığın bir suçun cezasını çekiyordum. bir zamanlar Bizim ailemiz herşeyin üstesinden gelirdi, her türlü sorunun yani bir zamanlar çok mutluyduk biliyorum inanması zor ama öyleydi, babamızın bir restoranı vardı ve annem de ona yardım ederdi o sırada sen daha 2 yaşındaydın ben ise 9. Zaman bu şekilde geçti çok güzel yıllardı ama zaman geçtikçe babamızın işleri kötüye gitmeye başladı. Sonra artık işler hiç yürütülemiyicek hale geldiğinde iflas ettik ve restoranı sattık. Restoranı sattıktan sonra babamız fenalık geçirdi doktora götürdüğümüzde onun ileri derecede uyuşturucu bağımlısı olduğunu söyledi, bütün hepimiz çok şaşırmıştık. Ve sonra biraz düşündükten sonra olabileceğini anladık babam restorandan gelen parayı sürekli uyuşturucu alıyor olabilirdi. Ve restoran kapandıktan sonra alacak para bulamayıp uyuşturucu alamamış olabilirdi yani bu yüzden fenalaşmıştı bunu anlamıştık ama bu olaydan sonra annemiz bir daha babamızla konuşmadı annemiz farklı bir işe başladı ama babamıza da bir aşkla bağlı olduğu için onun iyileşmesi için elinden geleni yaptı en iyi hastahanelere gönderdi bir sürü ameliyatlara soktu ancak hiç yüzüne bakmadı ve konuşmadı. Hiç umut yokken babamız iyileşti eski sağlığına kavuştu tabi birsürü işlemden geçtiği için eskisi gibi de değildi. Annemiz çok iyi işler başarıp bir holdingde çalışmaya başladı. O sıralarda annem eve çok gelmediği için sana ben bakıyordum. Sen 5 yaşına geldiğinde ana okuluna gitmeye başlamıştın bir gün ana Okulundan anneni özlediğin için kaçmayı başardığında bir kaza geçirdin. Bir araba sana çarptı. Hepimiz panik olduk. Annem ve babam bile hiç konuşmamalarına rağmen senin için sarılmışlardı birlikte ağlamışlardı seni o kadar çok seviyorduk ki hepimiz. Ancak senin beynindeki bir kısımla ilgili hep bir sıkıntıların oldu o zamanlarda bir süre boyunca doktor sorunlar yaşayacağını söylemişti. Sürekli halisülasyonlar gördün, sesler duydun ellerini ve kollarını kaldırmakta zorlandın ama sana hep yardım ettik günden güne daha iyi oluyordun. Ama seni mutlu görmek için hepimiz yine eskisi gibi aynı evde kalıyorduk. bir gün seni yatağına yatırdım bana herzamanki gibi saçma şeyler söyledin ve uyudun. Gece yarısı annemin çığlığıyla yataktan fırladım ve annemlerim odasına gittiğimde annem ve babam kanlar içinde yatakta yatıyorlardı, odanın heryerine kan sıçramış, berbat haldeydi. Seni bulmak için koştum bütün evi aradım ve herzamanki gibi odandaki küçük sandığın içine girmiş bacaklarını ellerinin arasına almış ve kucağındaki en sevdiğin ayıcığa sarılmış titriyordun. Ben çok korkuyordum bunu kimin yaptığını kesinlikle öğrenmem gerekiyordu diye düşünüyordum, ta ki seni kucağıma alıp buradan kaçmayı planlarken yanında gördüğüm babamın odun kırmak için kullandığı kanlı balta herşeyi açıkladı. Hala inanamıyorum ama çok üzgünüm seni suçlayamam bilinçsizce yaptın. Polisler geldiğinde seni alıp başka biryere vereceklerini ve büyüdükten sonra tamamen iyileşene kadar deliler hastahanesinde kalacağını söylemişlerdi. Ama ben sana kıyamadım ve suçu üstlendim. seni bakması için teyzeme verdim. Sana geçmişinle ilgili bir sorunun olmasın diye annenin ve babanın ayrı olduğunu seni terk ettiklerini ve benim de öldüğümü söylemiş. O da birkaç yıl sonra öldü ve senin tedavilerin devam etti. En sonunda iyileştiğin haberini hapishanede aldım. Ve ne kadar çok sevindim bilemezsin. Ama doktor eskiye dair hiçbirşey hatırlamayacağını söyledi ve gerçekten de öyle olmuş. Gördüğüm kadarıyla tamamen iyileşmişsin bu çok iyi ama... Çok üzgünüm gerçekten Amy, kardeşim ama sen bir katilsin anne ve babamızı sen öldürdün."

BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin