Jimin: Ne ölmesi. Ölemez.
Jungkook: Hyung lütfen.
Jungkook şimdi olayı anlıyormuş gibi ağlamaya başladı.
Jungkook: Lütfen onu kurtar.
Namjoon: Hadi hyung.
Jin: Benlik bir şey yok!
Diyerek odadan çıktı.
Jungkook: Kalp masajı mı yapsak?
Taehyung ellerini Yoongi'nin kalbinin üstüne koyup baskı yapmaya başladı.
Taehyung: Uyanması gerek. Böyle olmaz ki. Bizi bırakıp gidemez ki.
Hoseok: Artık yapma Tae.
Diyerek elini Tae'nin omzuna attı.
Taehyung: Bırak!
Diyerek onun elini itti. Sonra gözündeki yaşları sildi. Jimin sinirli bir şekilde bana bakıyordu. Ben.... Ben ne yapacağımı bilmiyordum. Onu bir türlü ikna edememiştim. Neden bu kadar inatçı oldu ki?
Namjoon: Hadi.... Çıkalım.
Hepsi Namjoon'u dinleyip odadan çıktılar. Ben çıkmadım. Gerçekten bu kadar kolay mı kabul ettiler onun ölmesini? Saçmalık. O ölmedi ki. Kevin haklı mıydı? Eğer babam bu silahı yaptıysa, panzehiri bana enjekte ettiyse, burada bir iş var mı? Her şey çok garip. Elimden bir şey gelmemesi beni deli ediyor. Son kes Yoongi'nin eline dokundum. Bu sefer soğuk değildi. Neden? Aksine fazla sıcaktı. Elimi alnına ve boynuna koydum. Neden bu kadar sıcaktı? Terlemeye başladı bile. Elimi kalbine götürdüm. Aman tanrım. Yavaş yavaş atıyordu. Ama çok yavaş atıyordu.
Heaven: Yoongi? Beni duyuyor musun?
Ses gelmiyordu. Yavaş yavaş hareket etmeye başladı. Dedim işte o ölmedi diye.
Yoongi: Ahhh!
Elini karnındaki yaraya götürdü. Bir elini de yumruk yapıyordu.
Heaven: Özür dilerim Yoongi. Özür dilerim.
Yoongi: Heaven.
Dedi fısıltıyla.
Heaven: Efendim?? Ben buradayım tamam mı?
Yoongi: Jin.... Jin hyung....
Onu mu istiyordu? Hemen odadan çıkıp mutfakta ağlayan Jin'e koştum. Kulağına fısıldadım.
Heaven: Yoongi seni istiyor.
Kırmızı olan gözlerle bana kaşlarını çatmış şekilde baktı.
Heaven: Diğerleri bilmesin tamam mı? Sakince gidelim.
Diyerek onu sürüklemeye başladım. Sanırım hala inanmıyordu. Çünkü hiçbir tepki vermiyordu. Odaya getirdiğinde Yoongi yatakta oturmuştu.
Jin: Yoongi?
Yanına koşup ona sarıldı.
Jin: Yaşıyorsun.
Yoongi: Yalnız konuşa........ Bi-bilir miyiz?
Jin: Ta-tabi.
Diyerek bana baktı. Bende sadece başımı sallayıp odadan çıkıp kapıyı kapattım. Salona indim. Herkes hiç birşey bilmediği için aynı durumdaydılar. Gözüm pencerenin önünde durup dışarıya bakan Jimin'e değdi. Yanına gittim.
Heaven: Jimin?!
Jimin kafasını diğer yana dönüp gözünü sildi.
Jimin: Ne var!!?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire /MYG/
FanfictionVampir Kategorisinde=25. Bu gece de aynı sesle uyandım. Kim ya da ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yok. Ama her gece aklımı kaçırma gibi riske giriyorum. Evimde birilerinin olduğuna yemin edebilirim. Kime anlatsam bana deli derler. Eğer hırsız ols...