Piker

~Kris~

Pek hoş bulamadım. Bu gün burada yatmayacaksın.

Ama yatacak yerim yok ki...

Ben oluşturacağım üzülme.

Son sözümle topuğuna mermiyi sıkmıştım. Acıdan inlemeye başlamıştı.

Aaaa oww bu gece Chio'nun hastanesinde yatacaksın.

Neden yaptın bunu.

Yine salakça bir soru, biraz kafanın içindekini mi kullansan? Her zaman değil ya sadece ara sıra falan kullan.

Dedim ve yataktan ittim. Yere yapıştı. Kurşunlu ayağı ile yerde inlemeye devam ediyordu.

Ama bu yaptığın insanlığa aykırı.

Ya ya ne demezsin sende insansın ya.

Susturucuyu çıkarıp çantama attım. Silahı da yastığımın altına koydum.

Senin için bir iyilik de yapıyorum bak Kris'i arayacağım.

Seni polise söyleyeceğim.

Yanına oturup yüzüne doğru yaklaştım -tıpkı asansördeki gibi-  konuşmaya başladım.

Kimi beni mi?
O güzel burun deliklerinden içeri kurşun yemek istemiyorsan yalan düşünmeye başla. Beni şikayet edemeyeceğini ikimiz de biliyoruz. İstersen birdaha boş boş konuşma. Ah birde ben verdiğim sözleri hep tutarım.

Onu anladım zaten. Aah ayağım.

Sızlanmayı kes in aşağıya Kris birazdan gelir. Uydurursun sen bir yalan

Tekrardan kapı çaldı.

Aşağıya kadar inmeme yardım et en azından.

Ne nazlı çıktın sen de, yürü hadi.

Diyerek koluna girdim, aşağıya indirdim. Kris'in arabasını görüş açımıza girmişti. Resepsiyondaki kızlar ne olduğunu soruyorlardı. Kris otelin kapısına yaklaştı ve camı açtı.

Hiç akıllanmayacak mısın?

Fox duyuyorsun değil mi sana diyor.

İflah olmazsın sen kızım.

Dedi ve gülümsedi. -gözleri kaybolmuştu- Çok tatlı göründüğünü düşünmeden edemedim. Ardından arabadan indi ve Fox'un oturmasına yardım etti.

Kris seni seviyorum dostum ne kadar kavga etsek de içimden geldi, cidden seni seviyorum.

Oooo bak sen hangi anlamda peki?

Eheheh şey,mal mısın? Uzayın hadi.

Küçük bir duraksama yaşadı, yüzündeki gülümseme, o her zaman ki dalga geçer ifadesi ciddileşmişti. Ardından...