1. Bölüm

174 11 29
                                    


Gez,göz,arpacık...
Sanırım öldürdüm. Biraz acımış olmalı.
Eee sonuçta kafasından kurşun yedi, saygıdeğer büyük büyük büyük elçi.

Tepesinde bulunduğum binadan inmem lazımdı. Silahımı topladım ve çatı katının kapısına yöneldim. Birazdan kendini polis sanan veletler ile karşılaşma ihtimalim vardı. Hızlıca aşağıda ki kalabalığa karıştım. O koşuşturmacanın içinde yakalamam olanaksızdı-zaten kimseye görünmemiştim de-
yine de işimi sağlama almam lazım. Dakikalar sonra motoruma atladım ve evime geldim.
Odaya gidip kendimi yatağa, çantamdaki silahı da bir kenara attım. Birkaç dakika dinlendikten sonra çalışma masama oturdum. Günlüğümü yazmaya başladım.

08/09/2018
Saturday(Sat)

Elçi kafasından yediği kurşun ile saat 17.31 de öldürüldü.
Hah çok eğlenceydi bu görev. Bay Chio'nun aramasını bekliyorum. Burası benim 7. evim her görevde ev değiştirmeyi çok sevdiğimi en iyi sen biliyorsun. Bay Chio'nun yanına gitmeden önce yapmak istediklerim var. Bir bahane bulup yapacağım...

Günlüğümü kapatıp masanın üstüne koydum. Saate baktım 18.30 olmasına rağmen Beyefendi hala aramamıştı. Dart tablomdaki delik deşik olmuş elçinin resmini aldım,buruşturup çöpe fırlattım. İyi zamanlama, biraz sonra da telefonum çalmaya başladı.

Efendim.

İyi iş çıkardın herzaman ki gibi.

Farkındayım.

Yine de çok dikkat çekiyorsun, eve hep gecenin ilerleyen saatlerinde gitmen, ve sessiz sessiz dolaşman komşuları şüpelendiriyor çık o evden.

Bunu duymak istiyordum.

Sakın...

Telefonu yüzüne kapattım. Çantamı,günlüğümü ve deri ceketimi alıp mutfağa doğru yürümeye başladım. Bir yandan ceketimi giyerken bir yandan da mikrodalgayı çalıştırdım ve fırının içine çakmağı koydum. Koşarak dışarı çıktım. Motoruma atlayıp ileride bir yerde beklemeye başladım.

"Madem komşular sessizlikten rahatsız oluyor. Biraz ses çıkaralım o halde."

Derken evin patlaması ve benim kahkahalarım birbirine karışmıştı.

"Sessizliği sevmez mi insan ya? O zaman bundan hoşlanmalarını diliyorum."

Kaskımı takarak tekrardan motorumu
çalıştırdım ve Bay Chio'nun yanına doğru yol almaya başladım.
Geldiğimde kapıda Kris bekliyordu. Bay Chio'nun saygıdeğer köpeği. Birlikte uzun zamandır Bay Chio tarafına çalışıyoruz.

Selam Kris nasılsın?

İyiyim Carbide. Hadi gel patron seni odasında bekliyor.

Kris ile birlikte patronun odasına gelmiştim.

Selam Bay Chio

Kris kaşlarını çatarak:

Düzgün konuş.

Naber Chio.

Kris yumruğunu yüzüme geçirmek için elini kaldırmıştı ki...

Piker Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin