Adam eşinin ısrarına dayanamayıp kabul etti. "Bir hafta sonra gidecek. Hazırla kendini. Tekrar ısrar edersen, sen de üzülürsün." dedi ve odadan kadını çıkardı. Sue ağlayarak yatağına oturdu.
"Neler oluyor? Neden beni dışlıyorlar? Hem de babam. Neden beni istemiyor?" dedi Sue. Neler olduğunu anlamıyor ancak yaşına göre büyük olgunluk gösteriyordu.
Bir hafta boyunca odasından çıkmadı. Küçükken hep dolabındaki büyük kıyafetlerin neden orada olduğunu merak ederdi.
Şimdi anlıyordu. Ailesi, ona bunların olacağını biliyordu. Bedeni gelişsede daha on yaşındaydı. Ona böyle davranmaları normal değildi.
Uzun süredir aç olduğunu hisstmiyordu. Bir haftada acıkması gerekiyordu, normalde.
Neden acıkmamıştı? Annesi birkaç kez onunla konuşmaya çalışmıştı. Sue ne annesiyle ne babasıyla konuşmak istemiyordu. Zamanla ikisine de nefret doldu.
Nedenini bilmese de ikisinden de nefret ediyordu. Ellerinin üstü yara içindeydi. Sinirle attığı yumruklar elini parçalamıştı.
Sue güçlendiğini hissediyordu. Yaşını umursamayacak, hatta unutacaktı.
Gideceği gün gelmişti. Dolabındaki kıyafetlere baktı. Kendine olanları valize doldurdu. Bu giysilerin içinde bir zırh ve bir savaş kıyafeti de vardı.
Aralarından günlük kıyafet olanlardan giydi. Vücudunun geliştiği sırada, üstündeki kıyafetleri parçalanmıştı.
Valizini aldı ve aşağıya indi. Kadın ve adam onu bekliyordu. On yıl önce Sue'yu aldıkları zaman onu geri getireceklerini biliyorlardı.
Sue bir hafta önce hem dil hem de 'Sue - Nocte Cinnino' kitabını bir çok kez bitirmişti.
Vücudu geliştikten sonra jitapta yeni yazılar ortaya çıkmıştı. Sue bu sayede gideceği yeri, savaşları ve olduğu şyin tarihini biraz öğrenmişti.
Tek farkla Sue, kendi gibi olanların diğerlerinden biraz özeldi.(ilerleyen bölümlerde bu konuya değineceğim.)
Arabaya bindi. Dil kitabı onun çok işine yaramıştı. Dili bir haftada öğrenmişti. Zihni, küçük yaşta kitap okumaya başladığı için çok hızlı çalışıyordu.
Yolda giderken Nocte Cinnino kitabını okumaya devam etti.
Asıl bulunması gereken yere geldiklerinde arabadan indi. Valizini aldı. Annesi geldi ve ona sarıldı. Sue kadını itti. Sue'nun ağzından sinirle ve hırsla bu sözler döküldü. "ikinizden de nefret ediyorum."
Sue kendine doğru yaklaşan adamın yanına gitti. 'Sue - Nocte Cinnino' adlı kitabı uzattı. Adam kitaba baktı. İlk sayfadaki eli açtı. Sue'ya "Elini uzat!" dedi.
Sue ele çekingence baktı. Daha önce bunu yapmıştı ve canı fena halde yanmıştı. Adam "Elini uzat. Hiçbir şey olmayacak." dedi.
Üvey ailesi arkadaydı. Annesi yere çökmüş ağlıyordu. 'Baba' dediği adam kadının sırtını sıvazlıyordu. Sue'nun içinde ufacık bir acıma duygusu bile yoktu.
Aksine gerçek ailesinden onu ayırdıkları için onlardan nefret ediyordu.
Sue gergince elini koydu. Bu sefer hiçbir şey olmadığı için rahatladı. Adam "Tamam. İçeri girebilirsin. Ben Carl. Buranın giriş çıkışlarından sorumluyum. İçeride sizi bayan Lara karşılayacak. O buranın pansiyon müdürüdür. Sizi odanıza götürecek." dedi ve kulübesine girdi.
Sue binaya girdi. Bir kadınla karşılaştı. Kadın "Merhaba Sue'cuğum. Ben Lara. Pansiyon müdürüyüm." bir parşömen uzattı.
"Bu parşömende buranın kuralları ve kalacağın oda numarası yazılı. Seni götürecektim ama işim çıktı. Merdivenlerden üçüncü kata çık ve sağa dönüp oda numaralarına bak. Bu numaradaki odaya gir. En baştaki yatağa yat!" dedi ve gitti.
Sue aklından 'Hangi devirde yaşıyoruz acaba? Parşömen ne aga?' diye geçirdi. Merdivenlerden çıktı ve odasının bulunduğu koridora girdi. Odasına gitti. Kapıyı açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Tozu : İlk Eğitim
FantasyOkuyun bence güzel bir kitap olacak. En başından 3. Kitabın sonuna kadar kurgulandı, sadece yazılması gerekiyor okuyun #3 Mızrak 30.06.19