- Hayat sadece korkak olanları
Pataklar-Genç adam burnuna dolan çiçek bahçesiyle kapamış olduğu mavilerini açtı oda genç kızı bir hayli kollarıyla sarıyordu, ikiside bu anın büyüsüne takılarak geride kalan onca kişiyi unutmuşlardı. Geride kalan ekip ise ağızlarını açarak bu mükemmel olan çifte hayranlıkla bakıyorlardı ve tabi buna genç kızın babası'da dahildi.
Normalde kızını kimseye dokundurtmaya kıyamazken bu adama sarılmasına izin veriyordu belkide ileriyi tahmin ettiği içindi, bu paha biçilemez anı keşanlı bozmuştu"öhö öhö sayın baş komserlerim sarılmanızı başka gün yapsanız" dedi pis pis sırıtarak.
Yanında duran fethi ise keşanlıyı koluyla dürterek,
"yok yere polisliğini yakma keşanlı" dedi uyarı çağrısı vererek.Bahar ne yaptığının farkına vararak genç adam'dan ayrıldı aynı şekilde yavuz'da yeniden kapamış olduğu gözlerini açıp kızdan ayrıldı. Şu an bahar ve yavuz birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı lafa bahar girdi,
"kusura bakma ya öyle bir anda oldu"
"önemli değil"
Eylem ise yanında duran nazlıyı dürterek,
"duydunmu? Nazlı bir anda olmuş"
Dedi hafif kıkırdayarak,Nazlı'da eyleme "duydum duydum olur bazen öyle dimi bahar" dedi bahar'ın gözlerinin içine bakarak.
Nazlı bahar'ın alev saçan gözlerini görünce hemen konuşmasını kesti,çünki daha fazla konuşursa bahar onu dövmekten beter edecekti.☯️
Ekip birlikte dragan'ı da alıp depodan çıkmışlardı sonrasında ise dragan'ın sorgulanması için adalete teslim etmiş kendilerine dinlenmek için dinlenme odasına geçmişlerdi.
Şimdi hepsi pestili çıkmış gibi koltukta oturuyorlardı, bahar karnının acıktığını hissederek
"ya bir şey diyeyim'mi? ben acıktım ha bir yemek mi yesek? "
Keşanlı yemek lafını duyunca kapamış olduğu erik gözlerini açtı
"yemek mi hani nerde? "
"aç ya bak yemek lafını duyunca nasıl açtı gözlerini" diye ateş lafa girince nazlı,
"yemek ve keşanlı abi ayrılamaz zaten değilmi abi?"
"öyle bacım napıcan" dedi keşanlı'da gülerek.
Yavuz aklındaki fikirle ayağa kalktı
"o zaman benim eve gidelim lahmacun söyler hep birlikte yeriz olmazmı? "
"Olmamı yaa olur tabi" diye keşanlı sevinçten fırladı hemen yavuz'un yanına geçti.
"ya sana rahatsızlık vermiyelim biz"dedi bahar
"Ya ne rahatsızlığı baş komserim komserim alışık bize"(keşanlı)
"sanırsın keşanlı'nın eve gidiyoruz keşanlı sen sus yavuz baş komserim konuşsun"(fethi)
"yok ya ne rahatsızlığı keşanlı haklı hadi kalkın gidiyoruz o zaman"...(yavuz)
Erkekler yavuz'un arabasıyla kızlar'da baharın arabasıyla gidiyorlardı' bahar yolu bilmediği için yavuz önden giderken oda onu takip ediyordu. Genç adam son sapağı'da geçtikten sonra arabasını park etti,
Bahar'da yavuz'un hemen arkasına arabasını park ettikten sonra kızlarda arabadan indi ve önlerinde olan erkeklerin arkaların'dan yürümeye başladılar.
Genç adam cebindeki anahtarı çıkarıp yuvaya soktu iki kere çevirdikten sonra kapıyı açıp arkadaşlarını içeri davet etti, hepsi girdikten sonra kapıyı kapatıp oda içeriye girdi evi grili siyahlı karışımlara sahibti tam köşede bir yemek masası vardı ortada ise bir şömine mutfak ise amerikan mutfağıydı.
Genç kız hayranlıkla evi izlerken yavuz'un sesiyle kendine geldi
"herkez kaç tane yiyor? "
Keşanlı "ben 4 tane yerim" diyince bütün ekip oha gözleriyle keşanlıya çevrildiler.
"ee diğerleri kaç tane yersiniz?"
"Ben 3 tane yerim"(fethi)
"Ben de 3 yerim"(ateş)
"E kızlarla bizde 2 yesek 6 da bize o zaman"(bahar)
"Ben de 3 Yesem o zaman 18 tane acılı söylüyorum "(yavuz)
Herkez başını salladıktan sonra yavuz mutfaktan lahmacunu kartını alarak içeri geldi telefonuna numarayı tuşladıktan sonra telefonu kulağına dayayıp açılmasını bekledi telefon açılınca
"buyrun sultan kebap"
"ben 18 tane lahmacun sipariş edecektim"
"peki acılımı acısızmı? Efendim"
"acılı acılı olsun mümkünse salatası'da bol olsun lütfen"
"tabiki yanına ne istersiniz?"
"şalgam acılı olsun
"Peki adresinizi alabilşrmiyim?
"tabi söylüyorum " dedi adreside verdikten sonra telefonu kapattı.
"ya ben şalgam dedim ama içersiniz dimi? "
Bütün ekip kafa sallayınca yavuz mutfağa gitti ardından ise bahar yardım etmek amaçla oda mutfağa gitti.
"yavuz"
"duyuyorum söyle"
"yardım edilecek bir şey varmı?"
"yok yok ama istersen bardakları koyabilirsin"
"tamam nerde? "
"şurda" dedi ve eliyle camlı olan rafı gösterdi.
Bahar gösterilen yeri açtı içinden 8 tane bardak çıkarıp tezgahın üzerindeki tepsiye yerleştirdi ve ardından tepsiyi alarak salona geçti onun ardından da yavuz geçti bahar elindekileri masaya koyarak geri oturduğu koltuğa geçti...
Lahmacunlar geldikten sonra herkez masaya toplanmış oturuyorlardı yavuz paketi açıp 4 tanesini keşanlıya 3 tane fethiye 3 tane ateşe 3 tane kendine geriye kalan 6 tanesinde kızların önüne dağıttı bahar ise aynı anda bardaklara şalgam dolduruyor nazlı ise dağıtıyordu. Dağıtma işlemi bittikten sonra herkez yerlerine oturup yemeye başladılar ve aynı andada sohbet etmeyi ihmal etmiyorlardı tabi...
Herkezin yemeği bittikten sonra masayı toplamış koltuklara geçmiş komedi filmi izliyorlardı. Keşanlı yarıla yarıla gülerken diğerleri de keşanlıya gülüyorlardı,bahar bu gün bir hayli yorulmuştu aynı anda yavuz'da öyle bu yüzden bahar yavuz'un omzuna kafasını yaslamış uyuyor yavuz'da baharın kafasına kendi kafasını yaslamış uyuyorlardı.
Bunları gören nazlı ekip'e seslendi
"şşş şunlara baksanıza nasılda güzel uyuyorlar"(nazlı)
"evet bence bunlar sevgili olucak demedi demeyin"(ateş)
"valla yakışır baş komserime bahar gibi insan"(fethi)
"aynen aga katılıyorum"(keşanlı)
"hadi gelin biz gidelim bunlar böyle uyusun"(nazlı)
"nazlı olmaz sabah bahar bizi gebertir valla"(eylem)
"ya bir şeycik olmaz en fazla kızar hadi kalkın sessizce"(nazlı)
Dedi ve bütün ekibi kaldırdı herkez paltosunu ve ayakkabılarını giydikten sonra sessizce evden çıktılar ardılarında birbirlerine sarılı iki tane aşık insan bırakarak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öfkeli Gölgeler /yavbah
Aksiyon-sahi neydi hayat? Bir acıdan itibar olan mutluluğun olmadığı hep kırgınlıkların acı ölümlerin ve en önemlisi de mutluluğun olmadığı bir yer mi? -aslında hayır kendi hayatını kendin çizer bir insan bunun en başındada sevdiğin insanı kendin seçersin...