5.Diğerleri Gibi

10 2 0
                                    

Her zaman her şey güzel olmaz ya bazı şarkılar,bazı şiirler bazı tablolar size zevk vermez. Bana artık hiçbiri zevk vermiyordu,ne şarkı ne şiir ne de kitaplar... Hiçbiri.
Dudaklarım kilitli boş yolda ellerim cebimde ilerliyorum,telefonum açıktı Sena'nın aramasını bekliyordum. Telefonumu çıkarmak için elimi cebimden çıkardım,pantolonumun arkasındaki cebime elimi attığım anda bir kağıt parçası yere düştü. Üzerinde
"İŞ İLANI" yazıyordu
Evet belkide bir işaret di bu kağıt parçası,ama ben bu adaletsiz dünyanın sözsüz yeminiydim. Kağıdı buruşturup fırlattım. Ne yapacaktım ne olacaktı bundan sonrası...
Birden irkildim,telefonum çalıyordu arayan Senaydı.
"Ne oldu"
"Doğa,Aslı'nın babası, müdür herkes seni arıyor"
"Eeee"dedim kafamı batan güneşe çevirerek
"Git saklan birkaç gün..."
"Artık akılda veriyorsunuz"
"Ya ne alakası var sadece Aslı için değmezdi"
Dudağımı ısırdım ve
"Kapat"
"Ya doğ..."
Telefonumu aldım ve Melisayı aradım
"Abla"
"Bitti,ben artık uğraşamıyorum. Yani sana artık bakamıyorum halana geç tamam mı?"
"Ya ne diyorsun sen yine ya. Bırak git tamam mı? Ben artık alıştım,sende bırak tamam mı? Ama bu sefer seni toparlamayacağım abla duydun mu?"
Gözümden asırlardır birikmiş yaş kendini hava boşluğuna bırakmamak için direnen bir uçak gibiydi
"Eyvallah" dedim ve telefonumu tamamen kapatarak biraz olsun kendimden başka bir ses duymak için sahil kenarına doğru yürüdüm. 
Belki en iyisiydi bu,bir süre herkesten ve her şeyden uzak durmak.
Sahil yolu üzerine geldiğim anda ayaklarım yanan çocukluğum ve yok olan umutlarımın bitişi olan yere inatla gidiyordu. Hızla yürüdüm ve dün gece gözlerimin önünde yanan bu yere bir kez daha baktım.
Sonbaharda katil oldu rüzgarlar,kışta öldürdü bu sert kar benide böyle tüketti bu hayat,sonbaharda dökülen yaprak misali.
Ellerimi sertçe sıktım ama gözlerim kalbime esir oldu ve gözümden yere bir ok gibi düşen gözyaşıma baktım. Bir el omuzumda hissetim ve hızla dönüp bakmak yerine.
"Kim konuşur senin yerine,annen mi? Baban mı? Yoksa geçmişin mi?
Sen hangisinin kurbanısın"
"Ben hiçbir şey için kurban olmadım"dedi
"Nerdeydin"
"Biraz ara verelim dedik,iyi yapmamışım belli. Beni bırak sen nasılsın"
"Bilemedim be Emre"
Kolumdan hafifçe tuttu ve kendine doğru çekerek
"Kim yaptı"
"Ne önemi var ki Emo olan olmuş" dedim ve sırtına vurarak sarıldım
"Nerdeydin lan,seni aradım ama hiçbir yerde bulamadım"
"Bitti gitti be bırak"
"Yok öyle,anlat çabuk"
"Valla bi şey yok Doğa"
"Emre ben bilirim bu yüzü bir şey var diyorsam var. Hem zaten canım sıkkın germe beni"
"Mal... Mal arakladım. Ama sağlam taş bir adamın malını"
"Ne? Ah,sen yine mi Emre?"
"Valla paraya ihtiyacım vardı Doğa"
"Ya oğlum zaten çalışıyorsun neyine yetmiyor bu para lan senin,ne çaldın bari"dedim ve bana bakıp gülerek
"Uyuşturucu"
"Aferin, Emre tam da sana yakışan bir hareket. Oğlum sen mal mısın lan?  Bir yerde cesedini bulacağım diye ödüm kopuyor. Birde sıkılmadan uyuşturucu diyorsun"
"Bu kadar mı seviyorsun beni"dedi göz teması kurarak
Emre'yi seviyorum ama ona hissiyatsızım yani onu arkadaşça dostça seviyordum
"Çekil git ya"dedim ve omzuna vurdum
"Ya tamam. Bi adam işte daha doğrusu bu adamın çocuğunun malları"
Birdenbire aklıma Rüzgar geldi ve Emre'ye dönerek
"Rüzgar... Mallarını arakladığın kişi bu mu? İsmi bu mu? Emre"
"Ne Rüzgarı ya tanımam ben Rüzgar falan"
"Adı ne o Zaman"
"Cino diye bir adamın"
Deri ceketimi çıkardım ve bankın üstüne atarak Emre'ye bakıp
"Mallardan arakladığın paradan 10000 istiyorum"
Histerik bir gülümseme atarak bana baktı ve
"Hayırdır lan"
"Bana bak Emo veriyor musun? vermiyor musun?"
"Lan tamam da ne yapacaksın"
"Sana ne"dedim ve omzuna vurarak
"Ben gidiyorum,yarın bu saatte burda parayı getir"
"Eyvallah"
Eve doğru yürüdüm kapının önünde Aslı ve babası vardı. Kapıya doğru yürümeye başladım.
"Ne var babalık"
"Düzgün konuş Doğa"dedi Aslı sinirle
Yüzümü ona hırsla çevirerek
"Düzgün olmayı sen mi öğretiyorsun yamuk"
"Bana bak sen çok oluyorsun"
"Şşş sakin olun,bak kızım ben Aslı'nın babasıyım ne sen haklısın ne de Aslı. Artık çocuk değilsiniz siz, lütfen bundan sonra kavga etmeyin"
"Ben Hakkı'mı alırım. Ha Hakkı'mı alırkende paşa paşa alırım ama eğer kızın benle uğraşmaya devam ederse,onla uğraşırım işte o Zaman farkı anlarsınız"
Melisa bana baktı ve
"Ben bavulumu topladım"
"İyi"dedim ve
"Umarım anlatabilmişimdir"
Melisanın bavulunu elime aldım ve yola doğru yürüdüm taksi durdurmak için elimi kaldırdığım sırada Emre'nin bize doğru koştuğunu gördüm ve
"Ne o hayırdır"
"Sena... Sena'yı babası yine vurmuş vururkende Gökdeniz görmüş... Aman neyse ne olay karışık"
Kafamı Melisaya çevirdim ve
"Gidince haber ver"
"Doğru,arkadaşların daha önemli"
"Aynen arkadaşlarım daha önemli"dedim ve cebimden çıkardığım son parayı cebine koydum 
"Hadi Allah'a emanetsin"
Parayı geri fırlatarak
"Ben senden hiçbir şey istemiyorum. Sen ve senin bu sefalet hayatından kurtulduğum için mutluyum"dedi ve bavulunu eline alıp arkasına bile bakmadan gitti. Ben ise Emre'ye dönerek
"Sen Sena'nın yanında git"
"Hastahaneye mi?"
"Nereye gitmeyi düşünüyorsun"
"Okey de sen..." Dedi sözünü bitirmeden cevap verdim
"Gökdeniz'in yanına karakola,Sena uyandığında onu göremezse o Zaman daha üzülür"
"Doğru"
"Tamam o zaman haber verirsin"
Dedim ve gelen ilk taksiyi çevirdim. Bu Nasıl bir aşktı,Sena körü körüne aşıktı,tabi Gökdeniz'de ondan farklı değildi ama Gökdeniz daha çok içeride yaşıyordu aşkını. İlk aşık oldukları zamanı hatırlıyorumda,harikaydı 4 yıl ya birbirlerinden hiç bıkmadan hiç usanmadan hâlâ aynı bakıyorlardı. Taksiden indiğimde gözüm gıcır gıcır parlayan Range Rover a çarptı. Bu hiç yabancı gelmiyordu ama umursamadan içeri daldım ve kalabalık oluşmuş yere doğru yürüdüğüm sırada Rüzgarın ayaktaki memura laf söylediğini gördüm ama ne yazık ki oda beni farkeder etmez ayağa kalktı ve eli ile beni işaret etti. Allahım ya manyak mıdır nedir yanına doğru yürüdüm ve
"Hayırdır"
"Asıl sana hayır"
"Allahım ya, fark ettiysen ilk ben sordum"
"Sana ne"
"Of uğraşamayacağım"
"Peki"
"Gerizekalı mısın? Ya çattık"dedim ve yanından uzaklaşıp nezarethaneye girdiğim sırada Gökdeniz hemen kaltı ve parmaklıklara ellerini geçirdi ve
"Allah aşkına bir şey yok de,bi b*k yok de Sena iyi de Doğa"
"Sakin ol Sena iyi" Gökdeniz ağzını açtığı anda polis gelip kapıyı açarak
"Rüzgar beyin hatrı var allahtan,buyurun serbestiniz"dediği anda Gökdeniz delice çıktı ve bana bakarak
"Kusura bakma ama ben gidiyorum Doğa, Rüzgara de ki ona bir borcum oldu"
Omzuna vurdum ve 
"Sende Sena yı ben gelene kadar yalnız bırakma"
Hızla çıktı ve o anda kapıya baktım Rüzgar karakoldan çıkıyordu
"Rüzgar"
Kolundaki saati çevirdi ve bana bakarak
"Buyur"
"Bi dur ya"
"Ne var"
"Eyvallah,Gökdeniz için"
"Ben bir şey yapmadım sadece 2 saat fazla kalmasını önledim o kadar"
"Yine de saol"
Çıkmak için kapıdan geçeceğim anda şimşek çakınca irkildim ve geri adım attım Rüzgar'ın arkamda olduğunu anladığım anda Boğaz'ımı temizledim ve saçımı kulağımın arkasına koydum. Rüzgar histerik bir gülücük attı ve yanımdan geçerek
"Demek ki her kızın içinde ufakta olsa bir korku varmış"
"Ne alakası var be,birden bire olunca ben..."
"Tamam ya her neyse uzatma,yağmur yağıyor gel bırakayım seni"
"Ne o bu seferki rolün de kahramanlık mı?"
"Aslında sorun ne biliyor musun? kahraman diye bir şey yok insanlar birinin onun koruduğunu düşünüp psikolojik olarak rahatlıyorlar olay bu"
"İyi o Zaman sen bu yağmur meselesini git yatağına aldığın şeker kızlara söyle"dedim ve yanından geçerek kaldırma çıktım
"Ha bu arada bizde borç borçtur bu yaptığının mükafatını alırsın"
Switimin kapüşonunu kafama geçirdim ve yürümeye başladım o anda arabayla yanıma geldi ve camı açarak
"İyi bugün ödersin,senden diğer kızlar gibi"dedi ve hızla yanımdan geçerek bütün çamuru üstüme attı.
"Ya sen kimsin lan diğerleri gibiymiş. Ben diğerleri değilim Gerizekalı"dedim bağırarak ama duyduğu Hakkı'nda bir fikrim olmadan.
Telefonum çaldığı anda elime aldım
Arayan "EMO" yazıyordu
"Ne var lan"
"Ne oldu ya yine sana"
"Öf neyse ne oldu Sena Nasıl"
"Sena'nın bir şeyi yok da kalacak bir yeri..."
"Ne demek kalacak yeri yok lan ben neyim burda"
"İyi biz sana geçiyoruz"
"Eyvallah bende geliyorum"
Eve geldiğim sırada Rüzgar kapının önünde beni bekliyordu.
"Lan senin var ya"
"Şşş sakin şeker kız arkadaşın içerde uyuyor"
"Seni var ya ben hallederdim  de sen yaptıklarına dua et"
"Yok ya,sen olmazsın. Neyse ben proje için geldim yarın teslim ediliyor oratada bi şey yok"
"Ee yani"dedim arabasına yaslanarak
"Proje diyorum"
"Peki içeri gir ne yapılacaksa yapalım"
"Doğa ben bazen seni anlayamıyorum. Ne evi kızım Sena dinlensin"
"Ee yani o zaman kalsın"
Bana yaklaştı ve
"Bana bak Doğa işim gücüm var benim ve ben kalan gecemi sana ayıramam"
"İyi be tamam,ne yapacağımızı söyle"
"Bize gideceğiz,ben zaten malzemeleri ayarladım"
"Ne salak mısın ya"
"Gayet ciddiyim dediğim gibi senle uğraşıp bütün gece mi sana ayıramam tamam mı?"
"Allahım ya,iyi peki"
Arabanın kilidini açtı ve
"Hadi bin"
Allahım ben ne yapıyorum ya offfffff. Arabaya bindim ve
"Uzun sürmesin"
"Merak etme ben de sana çok uzun süre dayanacağımı düşünüyorum"
"İyi sür o Zaman"
                                            ***
Evinin önüne gelmiştik evi malikaneyi anımsatmıyordu. Burda mı yaşıyordu?
"İn"
Arabanın kapısını açtım ve arabadan indiğim sırada arabayı almak için gelen bekçiyi iyice süzdüm. Bu ne böyle ya öf buralar sana gelir mi be Doğa ne işin var senin burda. Kapıyı açtı ve ev birdenbire aydınlandı bu Nasıl bir yer ya allahım yerler iri ve Ateş pahalısı bir siyah mermer ile döşeli idi.
"Sen yukarı çık sağda ki odaya git"
"İyi"dedim ve merdivenden çıkmaya başladım sağdaki odaya girdim. Bu oda diğerlerinden daha kusursuzdu. Rüzgar içeri girdiği sırada
"Odan güzlemiş"
"Bura benim odam değil"
"Senin evine geldiğimizi zannediyorum gerizekalı"
"Bu benim 8. Evim kızlar için tercih ediyorum burayı"
"Anlıyorum süt çocuğu neyse beni Germez hadi ne yapılacaksa yapalım"
"İyi o Zaman"
Aşağıdaki hizmetliye seslendi
"Senia Malzemeleri getir"
"Peki Rüzgar bey"

MEYUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin