Felakett

49 5 2
                                    


Multimedya:Su
Bölüm Şarkısı:Felaket

''Önüne bak küçük kız''  lanet kafamı kaldırınca dibimde bir yakışıklı gördüm.Sonrasında ne saçmalıyorum diye düşünürken dibimdeki çocuğun Ateş olduğunu farkedince''Pardon'' diye ufak bir mırıltı çıkardım. Böyle rezil olamazdım. Yanındaki kız''Kızım hala ne bakıyosun çekil be.''diyince sinirden delirip  ''Sanane be gerizekalı'' demem bir oldu. O kim oluyordu da bana bunları söyliyebiliyordu. Yanımdan uzaklaşırken (kızın adının Güneş olduğundan emin değilim ama Ateş öyle demişti) Ateş'in''Güneş düzgün davran elimde kalıcaksın''dediğini duyduğumda keyfim yerine gelmişti.

Oracıkta Melis ve Alez'i görünce nasıl sevindiğim anlatamadım. Kimse öğrenci ziliyle içeri girmiyor muydu bu okulda?.Melis ve Alez birbirinizle uğraşmaktan benimle ilgilenmiyorsunuz deyip gülüşmüştük.

''Kuzen sende ama tırtır ettin ya hem bu zil içeri giriş zili değildi ki. Yüzme havuzunun açılış saatini bildiren zildi. Ama şimdi ders zili çalmak üzere hadi gidelim.''

Sınıfa doğru giderken adlarını bilmediğim fakat gerçekten de tipetip aynı iki çocuğun bana doğru baktığını gördüm.Sınıfa girdiğimizde bir kaç sıra hariç tüm sıralarda insan var gibi gözüküyordu.Bir kolej olmasına rağmen(kolejlerden hep nefret etmişimdir)sınıfta ayı gibi güreşenler, birbirine küfredenler vardı. Dıştan bu kadar elit görünen bir okul nasıl böyle bir yerdi?.Melis ve Alez beni tek bırakıp beraber oturacaklarını söylediler.İlk günümden dikkat çekmemek için en arka sıraya oturdum.Kulaklığımı taktım ve kafamı gömdüm. Hoca gelene kadar böyle durabilirdim.Ta ki bağırış sesleri ve omuzuna sertçe dokunan el kafamı kaldırmak zorunda kalıncaya kadar öyle kaldım. Kafamı kaldırınca adının Güneş olduğunu sandığım kız  ve Ateş yanyanaydı. Ve kız :

'' Kızım napıyosun sen burda ya. Ateş'in ve benim sıram burası''diyip omuzumdan itince sinirlenip kızın yüzüne tokadı geçirmem bir oldu.

''Ne diyosun be gerizekalı babanın tapulu malı mı bura?'' İşte bunu söylememeliydim.Tabiki de Güneş'in değil ama Ateş'in babasınındı.

Alez ve Melis yanımda belirip beni sakinleştirirken Ateş'in Güneş'e ''Çok oluyorsun. Git kendine başka yer bul. Yeni kız yanımda oturucak''diye bağırışı tüm sınıftaki fısıltıları veya uuuu'lari bitirdi.Güneş ağlayarak ve hıçkırıklarının arasından tehditkar bir sesle''Bittin kızım sen. Bulaşmayacaktın bana''dedi.

Asi ve sinirli yönüm ilk günden ortaya çıkmıştı fakat hala Ateş'in dediklerine inanamıyordum. Melis ve Alez'e tamam iyiyim gidin başımdan diyip  oturduğum yere geri döndüm.Ben'Su Arıkan' kimse daha yapacaklarımın sınırını bilemez.Kimse sınırlarımı zorlayamaz.Eğer bu bir savaş olacaksa ateşkes imzalamak isteyen o olucak.
Ders boyu Ateş ile bir tık konuşma  bile olmadan sadece oturduk. Zaten Ateş ilk ders geldi ve gün sonuna kadar onu bir daha göremedim. Açelya ders sonunda bizim sınıfta bitince olayın okula yayıldığını anladım.Ve tüm günüm öyle geçip gitti. Ta ki okul çıkışına kadar. Okul çıkışında Alez, Melis ve ben otoparka doğru yola koyulduğumuzda(bu bir zengin okuluydu tabi ki de otopark olucaktı. 12'lerin bazılarının arabası vardı.Ve bazılarımızın da şoförleri). Orada Hakan Abi yi bizi beklerken gördük.
Hakan Abi:
'' Güzel kızlar ve delikanlı Alez'im bugün sizin evde bir kutlama olduğu için Melis Hanım'ın evine götürmem istendi. Evde ayak bağı olmasınlar dedi Ender Bey. Ender Bey de ne garip adam bu kadar iyi çocuklar nasıl ayak bağı olurlar.
Kısacası annem ve babam kutlama yapıyorlardı. Amcam da evi bize bırakıp kutlamaya gidecekti.
''Hakan Abi benim bir kaç ufak işim var yürümek istiyorum. Sen Melis ve Alez' i bırakırsın''Biraz zorda olsa Hakan Abi'yi sonunda ikna edebilmiştim. Aslında hiçbir işim yoktu fakat sadece yürümek istiyordum. Amcamların evi de buraya çok uzak değildi. Zaten Melis' in de bu okulu sevme nedenlerinden biri buydu. Yürüyerek belki 40dakika filandı(kimine göre bu uzun bir süre). Kulaklığımı takıp uzun bir süre yürüdükten sonra başımın dönmeye başladığını hatırlıyordum. Hava yavaştan kararıyordu.Son hatırladıklarım bunlardı.

Gözlerimi yavaşça açmaya çalışırken etraf tamamen bulanıktı.Ve daha önce hiç görmediğim bir odada gözlerimi açtım.Üstüme baktığımda bana elbise gibi olan bir erkek tişörtü vardı. Hızlıca yataktan kalkınca tekrar başım döndü fakat neler olup bittiğini öğrenmem gerekiyordu.Oda da bir balkon vardı. Balkona doğru yürüdüm ve arkası bana dönük demirler doğru eğilmiş bir çocuk gördüm. Elinde içkisiyle öylece duruyordu. Arkasını dönünce hemen onu tanıdım. Ateş. O Ateş'ti. 

Eğer hikayeyi beğendiyseniz lütfen oylayın. Ona göre devam edeceğim

İki Dünya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin