Hikayeyi ilk hali ile yayınlamaya karar verdim, ben bu hikayeyi yalancı yarim karakterlerini kullanarak yazmıştım. O hali ile buradan paylaşacağım. İsimleri değiştirmekten vazgeçtim.İlk bölümdeki katkılarından dolayı NK-hikaye günlüğüne teşekkürler .Afiş içinde ayrıca çok teşekkür ederim.
Tarık Tekelioğlu yaşamında aldatılmış ve kadınlara karşı güvenini kaybetmişti. Aşka olan inancını kaybetmiş. yaşamını boş ilişkilerle geçiren biri haline gelmişti. Karşılaştığı hiç bir kadın içinde duygu kırıntısını hareketlendirmeyi başaramıyordu. Onlarla sadece ihtiyaçlarını giderme yoluna gidiyordu.
Kızımız Naz Özkul küçük dünyasından birden aşağılara düşmüş ve zorluklarla savaşıp hem okuyup hem çalışıyor. Kaybettiklerini geri alma planları yapıyor. Bakalım kaybettiklerini geri almayı başaracak mı ?
Bu iki kişinin yolları kesişiyor.
Erkek onu erkekleri elinde oynatan biri olarak görürken ,kızımız erkeği bir kazanova olarak görüyor. Acaba her şey göründüğü gibi mi yoksa derinlerde farklı şeyler mi var . Okuyup görelim .küçük bir kesit
Naz yaptığı şeyden hiçbir pişmanlık duymadan otelin giriş kapısına doğru ilerleyen ikiliye yaklaştı sinirle bağırdı "Aynı zamanda sağırsınız sanırım "
Tarık gelen sese döndü baktı. Üzeri çamur içinde olan siyah saçlı siyah gözlü bir kadın vardı. Gözlerinde öfke vardı. "Pardon bana mı söylediniz"
Naz kendine bakan elaları görünce bir süre duraladı. Önden görünüşü daha mı yakışıklıydı. Kirli sakalda ne güzel yakışmıştı. Herkeste böyle durmazdı. ."ne diyorsun sen Naz kendine gel o sana çamur banyosu yaptırdı" Yutkunma isteği duydu.
Karşısındaki adamın sırıttığını görünce sinirleri daha da tavan yaparak bağırdı "Burada sizden başka biri olmadığına göre"
Tarık kızın aynı anda değişip bağırınca şaşkın "Pardon da ne yaptım ben size"
Naz hala anlamayan adama öfkeyle eliyle kendini gösterip "Baksanıza resmen çamur banyosu yaptırdınız bana "
Tarık şaşkın eliyle kendini gösterip "Ben mi?"
Naz artık sinirden tepinmek istiyordu. Anlamazlığa geliyordu birde sinir olmamak elde değildi. Sesini kontrol edemeden bağırdı "Yok baban"
Tarık kızgın siyah gözlerinden ışıltılar gelip geçen kıza sonra otele bakıp hafif kaşlarını çatıp "siz burada mı çalışıyorsunuz? "
Naz söylenenleri anlamazlıktan gelen adama daha bir sinir oldu sanki daha fazlası mümkün gibi artık var gücüyle bağırıp "evet beğenemedin mi?" iyide ne zaman çalışmasına gelmişti böyle adam resmen yaptığını hiçe sayıyordu. Laf kalabalığı yapıyordu. O da gelmişti ya oyuna söyleyivermişti işte otelde çalıştığını.
Tarık "Ben bu otelin çalışanlarının kibar diye bilirdim anlaşılan her yerde olduğu gibi burada da varmış çürükler"
Naz sinirden ne diyeceğini bilemedi. Birde nasıl çalıştığını bilmeden çürük demişti. "Sensin çürük kendine bak"
Tarık sabrı tükenmek üzereydi bıkkın bir sesle "Bakın hanım efendi ben farkında değilim "
Naz hala farkında olmadığını söylüyordu. Olmayabilir miydi tabi yanındaki hatunla ilgiliyse olmaması mümkündü. "Tabi yanındakinin bacaklarına bakmaktan görememen doğal"
Şevval kendine söyleneni duyunca öksürmeye başladı. Bu kadın ne diyordu böyle
Tarık ellerini yukarı kaldırıp "Ya sabır sizinle uğraşacak vaktim yok eğer ben yaptıysam özür dilerim "
naz adam hala suçunu kabul etmek istemiyor gibi konuşuyordu. Neymiş o yaptı saymış. "Aman özür dileyerek lütfettiniz "
Tarık sinirle "İyi geri aldım of ya çattık yürü şevval " eliyle Şevval'e yön vermişti.
Hızlı dönüp kapıya doğru yürümeye başladı. Kolu Şevvalin belindeydi.
Naz arkasından baktı alayla "Yanlış oteldesiniz burası elit bir yerdir başka yere gitmenizi tavsiye ederim "
Bazen yeniden okuyorum ve eksik gördüklerimi düzeltiyorum. buraya eklerken tamam oldu diyorum . ama yinede ekledikten sonra hep içimde tam istediğim gibi olmadı sanki diyorum. küçük bir değişikliği yapıp paylaşıyorum.
uzak bir bölümden kesit
İtalya
Tarık kızının yanına girmek istiyordu. Sonunda doktorları ikna etmişti. Üzerine gerekli giysileri giyip maske taktı. Odasına girdi. Yanına yaklaşıp "geçmiş olsun"
Kız dikkatle Tarık'a baktı. "sen kimsin yoksa babamın arkadaşı mısın babam neden gelmedi. Ben onu çok özledim "
Tarık melisanın önünde çömelerek aynı seviye gelip elini tuttu. Yutkundu nasıl olacaktı babası olduğunu nasıl söylerdi. Doktor moral bu çocuk için çok önemli demişti diyemedi. "evet, babanın arkadaşıyım onun işleri bitmedi ondan gelemedi işlerini bitirince gelecek ben seni iyi etmek için geldim benden alınan ilik sana verilecek "
"gerçekten mi "?
"evet, gerçekten " elini uzattı. Melisa tutup "çok teşekkürler babamın uymamıştı çok üzülmüştü. Gelse onu hiç üzmeyeceğim böyle boynuna sarılacağım ben "
"baban yerine bana sarılabilirsin sarılmak ister misin? "
"Senin adın ne "
"Tarık "
"gerçekten sen babamın arkadaşısın "
"evet, canım sarılmak ister misin" derken kollarını yana açmıştı.
Melisa ellerini önünde birleştirip sallanırken "olur "dedi ama hareket etmedi. Tarık yaklaştı kızına sarıldı. Kokladı kızı yoğun ilaç kokuyordu. Ama o koku mis gibi geldi. Gözünden yaşlar yuvarlanmaya başladı. Ben senin babanım diyemiyordu. Bir süre sonra melisa sıkılıp kıpırdanmaya başladı.
Okuyacak olan sevgili okurlarım. beğenirseniz yıldız koyarsanız sevinirim. bir de yorum yaparsanız mutluluğuma mutlulukm katar yazma şevkimi kamçılarsınız .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalancı yarim - Ateşle Dans
FanfictionHikayeyi daha sonra yazdığım ilk hali ile yayınlayacağım, ben bu hikayeyi yalancı yarim karakterlerini kullanarak yazmıştım. O hali ile buradan paylaşacağım. İsimleri değiştirmekten vazgeçtim. İlk bölümdeki katkılarından dolayı NK-hikaye günlüğüne...