Bölüm 13

162 21 38
                                    



Tarık kucağına aldığında başı arkaya gitmişti hiç ses gelmiyordu. Telaşla "Açılın geri çekilin Sadri yer aç " minderlerin üzerine uzattı Naz'ın gözleri kapalıydı. "Yastık getir Sadri " yastığı ayaklarının altına koydu başını yana çevirdi elini yelpaze yaparak havlandırmaya ve serinletmeye çalıştı. Ama Naz kendine gelmiyordu. Nefesini dinledi "Oh nefes alıyor kaptan dönüyoruz Sadri ambulansı ara beklesin çabuk ne bekliyorsun" etrafa emirler yağdırıyordu. Naz'a bir şey oldu diye içi içine sığmıyordu.

Sadri bu kadar telaşlanmasını beklemiyordu." Of fena çarpılmış farkında bile değil " " Ya dur sakin ol önce şu kravatını aç çekilin arkadaşlar hava gelsin kaptan hadi dön "

Tarık telaşla kravatını açtı gömleğinin ilk düğmesini açtı. Yüzünü serinletmek için eliyle yine yelpaze yapıyordu" İyide neden kendine gelmedi söylesene kaptan kime diyorum dönemedin gitti çabuk ol "

Naz sesleri duyuyordu. Nerede olduğunu hatırlamaya çalışıyordu. Bir yerde uzanıyordu birisi sürekli adını sesleniyor ve sürekli emirler yağdırıyordu ne olduğunu tam anlayamıyordu. Ayaklarının altında bir yükseklik hissetti. Tek hatırladığı tepsiyi öfkeyle hazırlayıp döndüğünde kulaklarının uğuldamaya başladığı ve ardından güverteye çıktıktan sonra başının dönmeye başlaması ve ayağının kaydığını hatırladı. Sonrası yoktu "Of aptal Naz nasıl fark etmezsin yine eskisi gibi oldun işte rezil oldun of ya kahvaltı etmez bu kadar yorulursan yaşadığın sinir harbi şekerin düştü tansiyonun malum durum " bunları düşünürken birden ambulans sözünü duyunca Naz konuşmak istedi ama yok sesi çıkmadı. Elini hafif kıpırdattı.

Tarık arada adını sesleniyordu. Bir cevap alabilmek için telaşlanmış korkmuştu. Yanağını hafif okşuyor bir yandan sesleniyordu. "Naz, Naz "

Sadri Tarık'ın omzuna dokunup "Ya sakin ol merak etme bak eliyle işaret ediyor"

Naz yanağında dokunuşu hissedince birkaç derin nefes aldıktan sonra hafifçe gözlerini açtı karşısında merakla endişe ile bakan iki sürmeli kahverengi göz vardı. İnsanın içine işleyen o bakışlarda bir süre takılı kaldı. Gözlerine bakınca kendini alamıyordu. Yutkundu her zamanki gibi boğazı kurumuş sanki birbirine yapışmış gibiydi. Boğazı asit yutmuş gibi yanıyordu. Kendine endişeyle bakan gruba baktı. Karşısında kendine bakan o endişeli sürmeleri görmek istemedi.Gözlerini yeniden kapadı " Saçmalama Naz endişe etmiş olamaz.. Belki yaptığı onca eziyetten sonra ancak vicdan azabı çekiyordur. Kendini bırakamazsın güçlü olmalısın" tekrar gözlerini açtığında etrafındaki grup sanki kedine zavallı gibi bakıyor gibi geldi. "Kalkmalısın "dedikten sonra yattığı yerden doğrulmak istedi "Şey özür dilerim hemen kalkıyorum" ama bir el ona engel oldu.

Tarık kalkmasını engel olmak ister gibi kolunda tutup yeniden yatırırken "Saçmalama uzan önce tamamen kendine gel ne oldu nasıl oldu anlamadık. Daha önce bayıldın mı hiç "

Naz yutkunup boğazını temizledi "Uzun süredir olmuyordu ama suç benim şimdi meyve suyu içtikten sonra kendime gelirim. Şekerim düştü sanırım. Sonra servise devam edebilirim"

Tarık bir şey oldu diye çok korkmuştu. Şimdi kalkıp servis yapmayı düşünüyordu. Nasıl izin verirdi."Of sen ne inatçı birisin ya ne servisi neler oldu"

Naz yapılan muameleden rahatsız oldu. Kendine eziyet etmek için o kadar uğraşan adam şimdi ne olmuştu da bu kadar ilgileniyordu. Taviz veremezdi. "Korkulacak bir durum değil dikkatsiz davrandım. Aç kaldığımda ve çok yorulduğumda kan şekerim düşer anlamalıydım ama yorgunluktan sandım. Gece geç yatınca "

Tarık "Sadri meyve suyu getir"

Naz Tarık'a şaşkın baktı.sürekli patron gibi Sadri beye emir veriyordu. Bu nasıl işti böyle Sadri beyde ikiletmiyor yapıyordu. Nasıl arkadaşlıklı bu böyle birde şu anda kendine olan tavırları vardı ne oluyordu nasıl davranıyordu şimdi ne oluyordu.anlam veremiyordu. Ama kendinden ödün veremezdi duruşunu korumalıydı " Ben alırım siz zahmet etmeyin " ayağa kalkmaya yeltendi. Tabi yine Tarık tarafından durduruldu.

Yalancı yarim -   Ateşle DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin