Sabah erkenden uyanıp terminale indim. Elimde tek gidişlik biletim, kalp kırıklıkları. Çantamı yere bırakıp öylece beklemeye başladım, bilinçsizce gözlerim etrafı tarıyordu biliyorum beklemiyordun ama yinede gözlerim seni arıyordu. Eskiden kalma bir alışkanlık. Biliyormusun sevgilim hani giderken ' Görüşürüz ' demiştin ya ben hala o sözün nöbetindeyim. Yolların yıllara yılların yollara karıştığı bir şehir burası, biliyorum sen yıllar önce gitmiştin bu şehirden, ama ben hala seni arıyordum. İstemsizce. Arada geçen bunca zamana rağmen.
Soğuktu, kar yağıyordu samsun'a, üşüyordum. O karla birlikte benimde düşlerim yağıyordu, Samsun'a... Ellerimi cebime soktum bi süre öyle etrafa boş boş baktım, sanki köşeden çıkıp gelecektin. Gelmedin. Sadece biraz geç kalmıştık koşarak çıkıp merdivenleri sarılacaktın, özledim diye. Biliyorum uzaklardasın şimdi. kim bilir kimlesin ? Ya da benim gibi kimsesizsin şimdi. Oralarda soğuktur üşüyormusun ? Hala sıkıyormu canını bir ömrünü tükkettiğin hayat kavgası. Beni sorma ! Kuruyup tükenmiş limanların denizlerine yürüyorum hala. Hayatımın sesi kısılmıs, çok sessiz. Beklerken gözlerin geldi gözlerimin önüne, dudakların, duruşun, gülüşün, sevgiyle bakışın... Sonra aklım ayrılığın bir burgu gibi işlediği yüzüne bakmaya, elini tutmaya korktuğum günlere gitti. Burgu ağır ağır işliyordu içime, ağır döndüğü içinde daha çok acıtıyordu... Ah kahrolası gururum, kahrolası kalbim, gitme kal diyemedim sana, gitme kal demeye varmadı dilim. Hoş cakal sesleri yankılanıyor kulaklarımda, birazdan koskaca sevgi, koskoca ask bitecek. Aslında ben seni sevmiyordum. Çünki ben sana aşıktım.
Evet birazdan herkes ayrı ayrı trenlere binip gidecek. Ayrı şehirlere, ayrı hayatlara, ayrı sevinçlere, ayrı hüzünlere.
İnsanın bekleyeni varsa, gitmekte, kavuşmak kadar güzel.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ve mavi siyaha aşık olur.
RomanceYoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi