1.

7 0 0
                                    

ŞİMDİKİ ZAMAN
AFRA KORKMAZ

-Pardon hesabı alabilir miyiz?
-Tabi efendim.
Şuan ne mi yapıyordum iki yıldır düzenli olarak çalıştığım kafede hesap alıyordum. Kaçıp bu şehre ilk geldiğim de bana yardım eli uzatıp buraya eleman olarak alan arkadaşlarım. Yeni hayatım için iyi bir adımdı. Tabi bu yardımda Laçin ve Dora'nın payı vardı. İnternet üzerinden altı yıl hergün düzenli olarak konuştuğum iki insan. Altı yıl olmuştu tanışalı. Lise başında bir sitede tanışmıştım onlarla eğlence amaçlı kurulan gruplardan tanışmıştım o günden beri lisede ki rezil anlarımı onlarla paylaşmıştım. Onlarla gülmüş onlarla ağlamıştım. Lise bitince de kaçıp bu şehre gelmiştim. Gidecek başka yerim yoktu çünkü başka bir yerde kendimi iyice dağıtacağımı bildiğim için onların yanına gelmek istemiştim ki b3n isteğimi daha dile getirmeden bile onlar bana bu teklifi sunmuştu sadece tek tercih yapmamı istemişlerdi.Burslu olarak üniversite de ingilizce tercumanlığı okuyordum. Onlar da bana eşlik edip buraya gelmişlerdi. Burada arkadaşları vardı. Zaten arkadaşları sayesinde bu işe girmiştim.
-34.80 $
-Buyrun
-İyi günler efendim
-İyi günler. Kolay gelsin.
Hafif bir baş salladım. Günler çok çabuk geçiyordu. Anılar ise dün gibi yerini koruyordu. Aklım ile başa çıkamıyordum. Aklımı kaybettiğimi hissediyordum iyice çöktüğümün,
-Lan Afra
-Ne var be?
Eymen'e döndüm iki yıldır hala aynı olan arkadaşıma dönüp ne var dercesine bakmama rağmen hala ses seda vermiyordu.
-Kızım sen onun salaklığına bakma. Bugün çok yorgunsun galiba sen çık ben seni idare ederim.
-Saol lan gel sarılayım.
Batu'ya kollarımı açıp gel diye kafa sallayınca durmadı tabi durur mu öküz gibi sarıldı yapıştı ya. Batu Eymen ve Barkın kafeye ilk girdiğim de benimle birlikte başvuru yapanlardı. Hep birlikte burada çalışmaya başlamıştık. Onlar da üniversite için bu şehire gelmişlerdi. Üç çocukluk arkadaşıydı onlar. Bana da çok iyi gelmişlerdi. Kaybettiğim onca insanın yerini doldurmaya çalışıyorlardı en azından benim içimde öyleydi onlar bunun farkında olmasalarda öyleydi.
-Yeter lan bırak sülük gibi yapıştın
-Bi siktir git kızım ya hadi çık git de işimizi yapalım.
-Saol. Yani hani bugün idare edeceksiniz ya.
-Tamam tamam hadi git.
Arkada çalışanlar için olan odaya girip üstümü değiştirdim. Telefonuma bakınca Alçinden mesaj olduğunu gördüm açıp bakınca eve ne zaman geleceğimi merak etmişti  önemsemedim. Cevap yazmayacağımı biliyorlardı veya arasalar açmayacağımı çünkü benim huyum buydu günlerce arayıp sorsalar arada aklıma esince dönüş yapıyordum.  Kafeden çıkarken Batu  ve eymene selam verip çıktım. Barkın bugün yoktu dersi vardı. Havada hafiften çiseleyen yağmura bakıp iç çektim. Oysa ben yağmuru ne çok severdim.

ÜÇ YIL ÖNCE

Dışarı da yağan yağmura bakıp üzerime montumu giydim. Bir yıl olmuştu Gece'nin kızı artık değildim. Gece beni karanlığa hapsedip gitmişti. Terketmişti. Karanlığın içime hapsetmişti. Okula yine geç kalmıştım sorun değildi benim için çünkü o okula adım atmayı dahi istemiyordum. İnsanların alay dolu bakışlarından sıkılmıştım. İğrenerek bakmalarından, parmakla göstermelerinden,  arkamdan değilde yüzüme karşı söylenen onca sözden, sözlü tacizlerinden. Bir yıldır hala aynı dedikodu ilk sıradaydı. Afra Korkmaz Gece ile yattı. Aynı şeyleri duymaya gidiyordum yine. Odamdan çıkıp koridorda ayakkabımı giyerken babamla anneme baktım yerde ki bira şişelerine baktım. Alkolik bir baba ne güzel ve anne olamayan bir anne anahtarlarımı alıp apartmandan çıktım. Yağmur benim kirliliğimi temizliyordu. Bir haftadır okula gitmediğimi farkettim insanların aşağılamalırını kaldıramıyordum. Gece yüzünden düştüğüm bu halden sıkılmıştım. Nefret ediyordum beni bu halde burada bıraktığı için. Ama girmediğim sınavları vermem lazımdı. Okulun önüne gelince elimde ki sigarayı atıp kulaklık ve telefonumu çantama tıktım. Herkes dersteydi. Dersimiz ingilizceydi kapıda durup girsem mi girmesem mi diye düşünürken elim çoktan kapıyı açmak için kalkmıştı. Çalmadan girmiştim. Herkes alışmıştı.
-Ooo Afra hanım okulun yolunu bulabildiniz mi?
-Burada olduğuma göre buldum. Bir uğrayayım dedim de.
-Geç otur Afra iki ders yok yazıldın!
-Hı hı biliyorum.
Duvar kenarında en arkada ki sırama geçerken ona takıldı gözüm Geceden sonra çıktığım tek çocuğa ama sebepsiz yere bıraktığım çocuğa. Aslında belli başlı sebebi belliydi yani ben kirliydim ve o benim kirliliğimde boğulmayacak kadar temiz ve saftı.Cam kenarı sondan dörtlü sıra önceden benim de yerim orasıydı. Taha ve ben önde Destina ve Mizgin arkadaydı. İyiydik biz ta ki bu olayların tam duyulmasıyla aramızın bozulmasına kadar. İyiydik de artık kötü bile olamıyorduk. Belki de asla kaybetmek istemeyeceğim arkadaşlarımdı.
-Sürtüğümüz de okula teşvik etmiş alkış.
Ah yanılmışım kötü de olabiliyormuşuz. Destinanın dediği laf zoruma mı gitmişti hayır. Ben hata yapmamıştım istediğimi yaptığım için pişman değildim ve zoruma da gitmiyordu. Ama üzüyordu brnim içimi bilen insanlardan bunları duymak can yakıyordu.
Sırama oturup kafamı yasladım. Benim için okul buydu işte. On da kalkıp okula gelip yatmak !
-Hey uyan Afra
Birinin sertçe dürtmesiyle kafamı sıradan kaldırdım
-Saat kaç lan?
Sorduğum soru ile Gülhan kaşlarını çatıp
-Ooo Afra okul bitti beşe çeyrek var uyan artık deyip arkasına bakmadan sınıftan çıktı.
İyi kızdı aslında ama benim ile sadece gerektiğin de konuşuyordu. Çünkü adının duyulmasını istemiyordu.
Okuldan çıkıp eve doğru yürürken yağmurun şiddeti beni şaşırtmıştı. Elimde ki sigara ıslanırken bir nefes daha çektim. Özlemiştim onun yağmur kokusunu özlemiştim.

KAYIPLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin