1 Ay öncesinde matematikte tek bildiğim 2+2=4'tü. Abartmıyorum. Bugün 132 sorudan 2 yanlış çıkardım karma teste, hemde bir ayda 4. sınıf matematiğiyle başladım. Varya motivasyon çok önemli birşey ama doğru yerde kullanırsan, gidip aşık olursan hayatını ona harcarsan şimdi 2. yılını bitireceğin üniversitenin sınavına daha yeni hazırlanıyor olursun. Tabi bunun güzel yanları yok değil, artık daha bilinçliyim, eskisi kadar saf değilim, birini hayatımın merkezine koyup uğruna herkesi harcayacak kadar fedakar değilim. Ben bu değişime paklanmak diyorum. İyi bir hamamdan çıkmış gibiyim, bütün pisliği arkamda bıraktım, önümde aydınlık yolda istikrarlı adımlar atıyorum. Şehrin ışıkları kapalıyken artık el yordamıyla bulabilirim, önceden elini tutmam gerekirken. Bütün standartlarımı belirledim.
Önceden prensiplerim yoktu benim, hatta olanlara gülerdim hayatın acımasızlığında birde kendimi sınırlamak bana çok aptalca gelirdi. Şimdi de sınırlamıyorum ama belli başlı prensiplerim oluştu kendiliğinden, mesela birinin yüzüne bakınca içindeki pisliği görebiliyorum artık, kötü ihtimaller perisi oldum, pollyannacılıktan çıkıp.. Beni bu yola sürükleyen emeği geçen herkese teşekkür etmiyorum, Allahlarından bulsunlar! Canımı yaktığıyla kalmaz kimse, ben unuturum ama hayat çıkarır karşıma 10-20 sene sonra bile olsa özellikle arayıp bulup geleceğim yüksekten bakmaktan için. Eskisi gibi olurum diye korkuyorum sadece, iyi biri olurum diye. Olmamak için elimden geleni yapacağım, 5 yaşında ki çocukların avunduğu gibi avutmam kendimi. İstiyorum ki itibarımla kariyerimle ezeyim herkesi böcek gibi. Fazla mı acımasız oldu? Fazla mı egoistçe? Fazla mı bencil? Heh işte tam da istediğim :)
Hırs değil, hırslarının kurbanı olan bir kaç kişiyi tanıyorum. Ben daha çok hakettiğim yere gelmekten bahsediyorum. Hayatı akışına bırakarak ama bir o kadar da kontrolüm altında. Bugün ender diye biriyle tanıştım, adı gibi gerçekten ender biri olduğu belli. Banka sırasında üniversite sınavından söz açıldı. Oda benim gibi 23 yaşından sonra üniversiteye hazırlanmaya çalışanlardan. Enderin ruhu o kadar neşeliydi ki beni aurasına çekti birden o banka, banka değil kocaman bir kütüphanede kitaplarla başbaşa kalmış bir insanın huzurunu coşkulattı bana. Boş konuşmadı, geyik yapmadı, hayallerinden ve kitapları ne çok sevdiğinden bahsetti. Ve bende onu dinledim sadece dinledim. Benim onu dinlemem hoşuna gitmiş, gülümsedi ve sırası gelince gitti. Tarif etmem gerekirse çok göze gelen bir tip değil hatta tarif edemem dikkat etmemişim şimdi düşündüm de, ama karakterini oluşturan yapı taşlarını tek tek anlatabilirim.
Ender eğer okuyorsan sende benim gibi küçükte olsa başla bir yerden, ne yazdığın önemli değil ne hissederek yazdığın önemli, anlayan bir kaç kişi çıkar en fazla. Sen anlat...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Cadının Düşleri
De TodoAklıma estikçe karalıyorum bişeyler. İlginç ve tehlikeli fikirlerim var bazen de aşırı duygusal düşüncelerim..