Kapı gürültülü bir şekilde çalarken, bi de üstüne ışıklar gitti. Merve ile birbirimize bakıyorduk, ikimizin de aklında kapıyı açalım mı? açmayalım mı?sorusu Dönüyordu. "Kapıyı açalım zor durumdalar" dedim, kendime engel olamayıp. Merve kafasını olumlu bir şekilde saladı ve eline telefonunu alıp flaşı açtı,daha sonra ayağa kalktı.
"Açın lan şu kapıyı geliyorlar, lütfen açın" diye bağırdı kapının arkasındaki. Merve anahtarı kapının yuvasına yerleştirdi, hızlı ca açtı kapıyı. İçeri üç oğlan girdi bunlar sabah gördüğüm çocuklar. Merve direk kapıyı kitledi. "Açma kapıyı sakın!" dedi Mert, Merve kapıyı kitledi ve elindeki flaşı yüzlerine tuttu oldukca terlemiş ve korkuyorlardı. İsmini bilmediğim çocuk yere çömelmiş ve kafasını ellerinin arasına almıştı. Mert Uzay a "Neydi lan onlar." dedi korkuyla. Uzay sırtını duvara vermiş kafasını da havaya doğru kırmıştı. "bilmiyorum mert, bilmiyorum"dedi sesi sinirli çıkmıştı. Merve" noldu size, iyimisiniz?" diye sordu, yerdeki çocuk "yağmurda ıslananlar ölmüyor, birbirlerini öldürüyorlar" dedi dona kalmıştım ne yani bi de zombi oluyorlar desinler de tam olsun. Merve "bugün haberlerde izlemiştim onlara deliler diyorlar, insanları öldürüp etlerini yiyorlar yiyemeyenler ise önce kemikleri ile beden buluyor daha sonra ise güçleniyor, ama kemik olduklarında ölmeleri daha kolay sürüyor."dedi" Ne yani mine craft daki gibi mi "dedi ve alaycı bi şekilde güldü Mert. Merve" evet ondaki gibi" diyip telefonunun ekranını mert e çevirdi, Mert dona kalmıştı. Merve'nin ne gösterdiğini görmek için Mertin tarafına geçtim."Aman tanrım bu da neyin nesi"dedik mertle aynı anda.
Korkunçlardı hata korkunç deil altına işetecek cinsten adeta. Uzay" bu siktiğimin yerinden kurtulmamız lazım hem de hemen. "dedi." sence biz niye burda dikiliyoruz. "dedi Merve alaycı ve sinirli bi şekilde." tamam sakin olalım bu olayın birlikte üstesinden gelicez." diyerek ortamı sakinleştirmeye çalışıyorduk ki bir anda ismini bilmediğim çocuk ayağa kalkıp üstüme yürümeye başladı. Ayaklarım beni geriye doğru götürürken, O ise üstüme yürümeye devam ediyordu. Sırtım duvar a deyince durdum. Beni duvarla arasına aldı ve değişik bi şekilde ellerini duvara koymadı sadece tek elini yumruk yaptı ve duvara vurdu. Tam kafamın yanındaki boşluğa yani.
"Neyi atlatıcaz, neyi çocuksun sen daha birlikte atlatıcakmışız neyi atlatıcaz, dışarıdaki o şeylerle karşılaştın mı sen!!" dedi gözlerim dolmuştu kendime engel olamadım ve yanağımdan bir damla yaş akı verdi. Merve"kendine gel, sinirini çıkartmak istiyorsan çık git, ama sadece kendini düşünme." dedi ve beni yanına çekti. Mert "Napıyosun Burak kendine gel düşmanın o değil."dedi. Uzay ise tüm bunları umursamayıp camdan dışarı bakıyordu. O sırada Mervenin telefonu çaldı.
Ekrana baktı, ekranda babam yazıyordu. Aramayı cevapladı ve telefonu kulağına götürdü.
-Alo, iyiyim baba merak etme, öyle yaptım, evet, 5, baba binada bi kaç hastalıklı var odanın kapısını kitlendim merak etmeyin burda güvendeyin, sabah erkenden gelirim yağmur durursa tabi.dedi ve telefonu
-Bende seni. Diyip kapattı . Sonra diğerlerinin telefonu çaldı Uzay hariç, yere çömeldim ve telefonumu yan cebimden çıkartım. Kimse aramamıştı. Tam da tahmin ettiğim şekilde. Telefonumu geri cebime koydum ve uykunun baskınları ile çantamı kafamın altına koyup uyumaya karar verdim. Herkez sakinleşmiş ve bi kenara çekilmişti. Göz kapaklarım ağırlaştı ve gözlerim kapandı........
Merve başımda dikiliyodu ve korkuyla bağrışına kalktım. "kalk irem kalk"dedi. Hızlıca ayaklandım ve kapıda mert, uzay, burak zorlanan kapıyı güçleri ile tutmaya çalışıyorlardı, ancak kapı o kadar güçlü itiliyırdu ki, güçleri yetmiyordu. Hemen ayağa kalktım," Noluyor merve " diye sordum merve ağlamaya başladı. Olayın korkusuyla napacağımı bilemedim, o sırada kapı hızlıca açıldı. Bana koşarak gelen kişi babam dı o da ıslanmıştı. Koştu koştu koştu ve beni belimden kavrayıp camdan geçirdi, cam parçaları dağılırken ben ise yüksek bi binadan düşüyordum yağmur damlaları bedenimi ıslatırken bende adeta bi yağmur damlası gibi aşağıya düşüyordum..
...
"uyan, uyan." diyen sesle gözlerimi açtım. Tanrıya şükür bi rüyaymış, terlemiştim ve ağlamıştım. Beni uyandıran ses ise Uzay dı. "sakin ol geçti, şşt" diye beni susturmaya çalışıyordu. Bana sarıldı ve kafamı omzuna yerleştirdi. "t-teşekür ederim"dedim. Sesim aynı okul değiştirip ayağa kalkmış daha sonra kekelemeyi bırakamamış öğrenci gibi çıkmıştı. Bedenini bende ayırırken. Yanıma oturdu dizlerimin karnıma çektim." Ne gördün rüyanda? " diye sordu. "babamı." Dedim solgun bir ses tonu takılarak.
"baban la ne sorunun var?" diye sordu. "onun benle sorunu var desek daha mantıklı olur, yani ben onu sadece bir adam olarak görüyorum."dedim" Neden?" diye sordu gine "çünkü annem öldükten sonra bana işkence etti, tamamım mı!"dedim ve gözümden akan yaşın yanağıma düşmesine izin verdim. Çenemi tuttu ve kendine çevirdi" güçlü kalmalıyız bu hayatın testi"dedi ve duvarın kenarına gidiyor yattı ben de bulunduğum bölgede uzandım ve uykuya kendimi bıraktım.
....
Sabah uyandığımda herkez eşyaları toplamıştı. Benimkilerde dahil. Ama yağmur durmamıştı. Mert"ihtiyaçlarımızı gidermemiz lazım."dedi, berk" evet burda sonsuza kadar kalamayız".dedi "ama nasıl" Merve nin sorusu ile herkez düşünmeye başladı bende dahil onlar her yerde olabilir. Uzay" ayrılalım o halde."zekiyceydi ama tehlikeliydide." olmaz tek dolaşırsak başımıza bir iş gelebilir, toplu dolaşmak en mantıklısı"dedi mert" ama böyle çok uzun sürer ve daha zor olur. "diye lafa girince berk sadece sessizlikte kalanın ben olduğumu fark ettim. Eğer iki kişi halinde gezersek daha mantıklı olurdu, çünkü biri eşyaları alırken diğeri onu korurdu, biri de odada kalır daha sonra çıkardı." ikişer gruplara ayrılalım o halde, biri de odada kalsın böylece herkez gelince bir kişi gine odada kalanla çıkar ve o da ihtiyaçlarını giderir. "diye söze dalınca odadaki gözler beni buldu. Mert"ben kalırım" dedi. Uzay beni süzdü ve "irem le ben bir gurup, berkle merve bir gurup olsun o halde" dedi, ne yani benle gurup mu olmak istiyordu,yok canım öylesine demiştir. Berk " iyi de kızlar bizi nasıl koruyacak abi" dedi. Tam bir salaklık diye düşünürken. "aptalmısın oğlum kızlar eşyaları alır siz de onları korursunuz işte." diye söze daldı mert tam da kurmak istediğim cümleyi kurmuştu. "Tamam önce pilan yapalım daha ne kadar bu yağmurun yapacağını bilmiyoruz." Mervenin söylediği ile dikkatimi tamamen onlara verdim. Uzay " biz yemekhaneye gideriz,sizde kafeye inin orda rüzgar için battaniyeler var, onları alın, bi de resim salonunda yastıklar var onları da alın belim ağrıdı. "dedi bu gülümsememe neden olmuştu, gerçi benimde belim ağrısını bu sert yerde yatmaktan." mindere alın sandalyelerden üstüne yatalım çok ser bu yer "dedi mert. Berk" çay falan da istermisiniz, pansiyonmuyuz oğlum biz nasıl alalım hepsini." Dedi.
"depoda eşya taşımak için bi tekerlekli demir var onu alalım daha iyi taşırız."Merve zeki kız ama burakla gitmesi ona zorluk olucak gibi." tamam biz de radyo odasına ve kantine gideriz, radyo alırız ve yemek sonra geliriz. "dedi uzay, bana baktı kafamı olumlu anlamda salladım ve ayağa kalkıp çantamı aldım,içini boşalttım, Mert" Napıyon irem "dedi" eşyaları elimde taşımıyorum heralde çantaya koyucam. "dedim ve boş çantamı alıp sırtıma taktım. Uzay" haklısın "dedi ve o da çantasını boşaltıp sırtına taktı. Merve mert e döndü ve"biz çıkınca kapıyı kitle ve kimseyi alma mert! Kimseyi biz gelince kapıya üç kere vurucaz." dedi mert olumlu bir şekilde kafasını salladı ve kapının arkasına geçti, Merve Merte anahtarı verdi ve mert kapının arkasına geçti. İşte başlıyorduk...Bölüm sonucu
☔bölümü beğendin mi?
☔sence nerde hata yapıyorum?
☔ilerleyen bölümlerde ne olucak?
Sizleri seviyorum hikayeme oy verio yorum yaparsanız çok mutlu olurum her bir yorum benim için çok önemli 💦💦🌹🌹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümcül Yağmur
Fantasy18 ine basmış güçlü bir vücut,hayata tutunmaya çalışan bir ruh. Mavi gözlerin göz yaşları ile buluşup umutsuzluğu yaratığı an, işte o an hayatı değiştiren bir olay olur. Radyoaktif bi yağmur şehre, ülkeye hatta dünyaya yağmaya başlar. Yağmura çıkan...