''Beklemek cehennemdir ama beklerim
seni."William Shakespeare / Soneler
Keyifli okumalar dilerim. 🦇
***
Kendimi yıllar önce, büyük annemin evinde, dizinin dibinde oturup masallar dinlediğim bir günü yaşıyormuş gibi hissettim. Belki dört, belki de beş yaşındaydım ve hayal meyal hatırladığım çocukluğumdan kalan, zihnimin kuytu köşelerinde saklayıp yaşattığım bu hatıra, benim için değerli hatıralarımdan biriydi. Büyükannem Bertha Williams; bana her zaman anne gibi davranmış, sevmiş ve öyle de olmuştu. Öz annem Felicia'nın aksine sevgi dolu kalbe sahip bir kadındı. Bana masallar anlattığı uzun kış gecelerinden birinde bir şekilde onun gözünden kaçıp, şömineye yaklaştığımı çok net hatırlıyordum. Küçücük elimi kıvılcımlar çıkararak yanan odunların yarattığı kor ateşe merakla, her uzatmak isteyişimde büyükannemin yumuşacık sesini işitirdim. Bana yapmak üzere olduğum yanlışı, canım acımadan önce durdurmak istediğini ancak şimdi fark edebiliyordum.
Bir keresinde, ''Roseanna,'' demişti, o ahenkli ve epey yaşlanmış ama yıllanmış bir şarap gibi değerlenmiş o güzel sesiyle. ''Ateşe dokunursan canın yanacak, çocuğum. Hem de çok yanacak. Geçen gün düştüğünde acıyan diz kapağını hatırla, küçüğüm. Canın ondan daha çok yanacak. Hâlâ o ateşe dokunmak istiyor musun?''
Beni durduran, gürül gürül yanan kor ateşten uzaklaşmamı sağlayan cümlesi bu olmuştu. Düştüğüm gün birkaç ufak çizikle atlatmış olmama rağmen dizimdeki yaranın canımı çok yaktığını hatırlamış ve ateşten hızla uzaklaşarak büyükannem Bertha'nın güvenli kollarına koşmuştum. Bu gece de canımı yakacak bir ateşe elimi uzatmak üzereydim. İki gece önce yanmak için gittiğim ateşin sahibi Bay Midnight, büyükannemin asla elini uzatma diyeceği türden bir ateşti. Gözlerimi bağlıyor, daha önce hiç görmediğim bir dünyaya alıyor ve belki bedeninden belki de kalbinden gelen o kor ateşle, beni bir kağıt parçası gibi kül olana dek yakıyordu. Bu adam sandığımdan daha acımasız ve tehlikeli olabilirdi. Nasıl yaptığını bilmiyordum ama zaman geçtikçe Bay Midnight'tan ayrılmak daha da zorlaşıyordu. Hangi ateş bu denli güçlü, yakıcı ve de karanlık olabilirdi?
Bay Midnight'ın ateşi bu dünyaya ait olamazdı. Cehennemin kapıları açılmış ve bir iblis, bağlı olduğu zincirleri kırarak dünyaya kaçmış gibiydi. Beraberinde getirdiği cehennem ateşi ise narin bir ten ya da kalp fark etmeksizin yakarak dağlıyordu. Cennete düşecek olsa her yeri kasıp kavuracak kadar kor olan bu cehennem ateşi, neden benim canımı yakmıyordu?
İç sesim sanki söylemeye korkar gibi sorumu yanıtladı: Belki de aynı ateşten yaratıldığınız için canın yanmıyordur, Roseanna.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECEYARISI TANRISI: DIABLO (+18)
Fantasy| YETİŞKİN İÇERİKLİDİR. | Takıntı, bağlılık, tutku, şehvet, ihtiras ve aşk... Bay Midnight bunlardan fazlasıydı. Belki bir şeytan, belki de bir canavar... O; Rosa'yı yakıp kül etmeye yemin etmiş kör kütük âşığı, hayranı ve tek sevgilisiydi. Ancak g...