Her şey çok karmaşıktı.. Ne olmuştu öyle?
Jungkook gözünü açtığında odasında olmadığını anlamıştı. Hemen yanına baktıktan sonra dün olan şeyler aklına gelmişti.
"Siktir."
Taehyung yanında uyuyordu. Jungkook ona uzun bir bakış attıktan sonra yataktan kalkıp elini yüzünü yıkamaya gitti.
Elini yüzünü yıkadıktan sonra hemen kıyafetlerini giyip evden çıkmıştı. Tamam dün olan şeyler çok güzeldi. Ama o Taehyung ile yatmıştı ve Hoseok öğrenirse sıçardı.
Hemen ordan geçen bir otobüse atlayıp telefonuna bakabilme imkanı bulmuştu.
Jimin 19 arama.
Yoongi 4 arama.
Neydi ki bu kadar önemli olan da aramışlardı. Zaten Jimin klasikti o hep arardı ama Yoongi'nin araması olasılıktı.
Hemen Jimin'i aramış ve telefonu açmasını beklemişti.
"Nerdesin sen? Ne zamandır arıyoruz."
"Uzatma hyung. Ne oldu?"
"Hoseok."
Jungkook ismi duyunca yine pişmanlık duygusu onu esir almıştı.
"Ne olmuş ona?"
"Amerika'ya gitti."
"Yani?"
"Bir daha Kore'ye dönmeyecekmiş. Seninle konuşmak istemişti son kez ama açmadın işte."
Jungkook suçluluk duygusu ile pişmanlık duygusu arasında kalakalmıştı.
Ama şu an bunu düşünemezdi. Eve gidip duş alacak ve yatacaktı. Bir süre ortada görünmemesi gerekiyordu.
..
Jungkook uyandığında akşam olmuştu. Hemen kalkıp yüzünü yıkadıktan sonra balkonuna çıktı.
Telefonunu açıp bildirim panelindeki bildirim dikkatini çekmişti.
Alietaen bir fotoğraf paylaştı.
Jungkook hemen uygulamaya girdi.
Alietaen : Keşke yanımda olsan. @JeongGukJeon
3.000.698 beğeni. 1.095.456yorum.
J: Amnskm.
L: Hoassiktir ne?
D: Hoseok oppa ile çıkmıyor muydu?
W: Sürtük işte. Ne yapacağı belli olmuyor. Şimdi de Jungkook'u ayartmış. Sıra kimde acaba.
H: @w 👌 ananda sıra.
D: Hoseok oppa hesabını kapatmış.
Seokkimjin: Bu saçmalık ne Taehyung!
Chimlendin: Ne oluyor!
...
Jungkook yorumları okuduktan sonra hemen Taehyung'u aramıştı.
"Alo?"
"Taehyung, ne bok yiyorsun?"
"Hah, ne oldu?"
"Paylaştığın o gönderi ne?!"
"Sadece seni özlediğim için bir paylaşım yaptım Kook. Bu kadar abartmana gerek yok."
"Abartan sensin. Kendine bir şekil düzen ver."
Jungkook telefonu kapatıp yatağına uzanmıştı.
Gözlerini kapattığında hep Taehyung ile yaptığı şeyler geliyordu aklına. Kafasını dağıtması lazımdı. O yüzden çekmecesinden bir sigara paketi çıkartıp yatağının altından da bir kutu bira çıkardı.
Balkonuna geçip ortamını hazırladıktan sonra minik koltuğuna oturup sigarasını içiyordu.
Ding dong. Zil sesi. Ortamı bozan o zil.
Jungkook hızlı bir şekilde kalkıp kapıyı açmıştı.
"Hyung?"
"Jungkook... Ben hiç iyi değilim."
"Hoseok Hyung senin burada.. ''
"Geri döndüm. Sana her şeyi anlatacağım."
Jungkook balkona bir puf koyup hyungunun geçmesini beklemişti.
"Sigara ve sen? Aklımın ucunu bırak aynı cümlede bile bulunamayan iki şey?"
Jungkook omuz silkip Hoseok'u dinlemeye koyuldu.
"En doğru kişi sen geldin aklıma. O yüzden sana anlatmak istedim. Jungkook ben Taehyung'u ilk çıktığımız gün yanlışlıkla aldattım."
Hoseok'un söylediği ile gözlerini büyüten Jungkook içtiği birayı zor yutmuştu.
"Yugyeom'u biliyorsun. Onunla partide karşılaştık. Çok sarhoştum. İşte sonra olanlar oldu. En kötüsü de Jungkook.. Ben Taehyung'u tam seviyormuşum. Çünkü durdurabilirdim ama yapmadım.
Belki de sevmek değildi. Beğenmekti. Ama o bunu duymasın. Lütfen."Jungkook kafasını sallayıp bir bira uzatmıştı ona.
Aslında Jungkook sevinmişti. Suçlu hissetmesine bir sebep yoktu. Ve en garip sebebi ise Hoseok'un Taehyung'u sevmemesiydi. Nedenini bilmiyordu ama en çok onu mutlu eden buydu.
Jungkook birasını son yudumunu içerken aklından geçirdi.
'Artık yolumda hiçbir engel yok.'
Hikaye boka sarıyor abi. Devam ettiremedim ben. Eylül girmiyor birde. Neyse 30 final yapacağız. Öyle anlaştık.