-17-

8.1K 407 188
                                    

Leporella

Taehyung farklıydı. Çok arkadaşı olmamıştı. Bogum ile çok yakın arkadaşlardı sadece. Namjoon ise kardeşi.

Bogum şu sıralar Taehyung'a Jungkook ile ilgili yapması gereken şeyleri söylüyordu ve Taehyung yapıyordu.

Taehyung, Jungkook'dan nefret ediyordu. Gözü dönmüştü. Ama sadece bir kolye için değildi. Onun daha da nefretini sağlayan Bogum'du.

Bogum ile Taehyung çok yakın arkadaşlardı. Lisede Taehyung, Jungkook'a yanıktı. Ve Bogum da öyle. Bogum Jungkook'a çok aşıktı. Ama Taehyung'u da kırmak istemiyordu.

O yüzden Taehyung'a Jungkook'un iyi biri olmadığını ve onu oynattığını söyleyip gaz veriyordu. Ve Taehyung kanıyor, Jungkook'a nefreti büyüyordu.

JUNGKOOK

Aslında Taehyung'u nasıl sevmeye başladım bilmiyordum. Ama ne zaman bu heycanlanmaların başladığını biliyorum. 

Lise zamanıydı. Ve onu parkta ağlarken görmüştüm. Öyle güzel ağlıyordu ki yanına gidip sarılmak istemiştim. O gündür aramıştım onu ama yoktu. Sonradan karşıma çıkmıştı.

Hoseok hyung ile ilgili şeyleri Taehyung'a anlatmam gerekiyordu. Yoksa içim durmayacaktı. Hemen telefonumu alıp onu aramıştım. Meşguldü. Evdedir diye düşünerek evine gitmek için evimden çıkmıştım.

Hemen bir taksi çevirip adresi söyledim. İçim içimi yiyordu. Ama söylemeli miydim emin değildim. Ama hakkı vardı. Hoseok hyunga söylemiştim onunla yattığımızı. İlk şok olsada sonradan bildiğini söylemişti. Ve ben de şaşırmıştım.

Eve vardığımızda taksiciye parayı ödeyip arabadan çıkmıştım. Evin zilini çalmaya doğru gittiğimde açık bahçe kapısı karşılamıştı beni.

Hemen oraya adımlayıp giriyordum ki biri ile konuşmalarına şahit olmuştum. Adım geçmişti. Biraz kulak misafiri olacaktım.

"Bogum, ben Jungkook ile yattım ve bu çok güzeldi bilmiyorum."

"Taehyung, kendine gel. O seni sevmiyor. Zevkine yattı. Hem seni sevseydi annenin son kalan kolyesini atar mıydı? Taehyung. O kötü biri. En yakın arkadaşını seninle aldattı. O kalpsiz."

Sinirlenmiştim. O kim oluyordu da böyle sikim soluk konuşuyordu?

"Taehyung. O seni hak etmiyor."

"Haklısın Bogum, o iğrenç. Ölümü hak ediyor."

Bogum denen çocuk sanırım Taehyung'u seviyordu ve beni kötülemeye çalılıyordu. Onla konuşmalıydım. Biraz daha beklemiş ve Bogum el sallayıp çıktıktan sonra onu kolundan tutup kendime çekmiştim.

"Ne olu-"

"Şşş.. Sessiz ol."

Elimle ağzını kapatmış ve onu duvara yaslamıştım. Kafasını hızlıca salladığında elimi ağzından çekmiştim.

"Jungkook.."

"Yaa Jungkook. Benimle geliyorsun."

Onun bileğinden tutup çekiştirmeye başlamıştım.

"Araban var mı?"

Kafasını salladığında yürüdüğü tarafa yürümüştüm. Arabası güzeldi. Zengin puşt.

Kapıyı açtığında öne oturmuş ve onun oturmasını beklemiştim.

"Herhangi bir kafeye sür."

Onaylayarak arabayı çalıştırmıştı. En yakın kafeye girdiğimizde arabadan çıkıp onu beklemiştim. O da hemen gelip bir masaya oturmuştuk.

15 dakika boyunca beklemiş ve onunla konuşmak için hazırlanmıştım.

"Sorun ne?"

"Sorun senin sokuk yorumların."

Gülmüş ve masaya yaklaşmıştı.

"O kadar çok hayal kurdum ki seninle Jungkook.. Ellerinin kasıklarımda dolaştığı, dudaklarımın dudaklarını esir aldığı hayaller."

Şoka uğramıştım. Bu mal beni mi seviyordu? Bir şey yapmam lazım ve Taehyung'u ondan uzaklaştırmam lazımdı..

Elim telefonumu bulmuş ve Taehyung'a buranın konumunu atmış, acil gelmesini söylemiştim.

"Hayallerin senin kadar seksiymiş Bogum."

Dudaklarını ısırdığında söylediğime iğrenmiştim. Masaya iyice yaklaştığında elini bacağıma götürmüştü.

"O zaman neden gerçekleştirmeyelim ki?"

Gülmüştüm. Çünkü az sonra çok yıkılacaktı. Ve beni bir anda öpmüştü. Öpeceğini biliyordum ama şok geçiriyormuş gibi yapmıştım.

"Bogum.. S-sen.."

Bogum bir anda benden ayrılmış ve arkasına dönmüştü. Gözleri dolan Taehyung'a.

"Ben şey..."

Taehyung hemen kafeden çıktığında ben de peşinden gitmiştim. Ağlıyordu. O günkü gibi ağlıyordu hemde.

Hızlanıp onun bileğinden tutmuştum.

"Ne oluyor Taehyung? Her şeyi anlat."

"Jungkook, ben özür dilerim."

Taehyung bileğinden tutup kendime çekmiş ve sarılmışım.

"Bilerek yaptım. Bu kadar ağlayacağınu bilmiyordum. Ama o pisliğin seni kandırdığını görmen lazımdı. Özür dilerim Taehyung."

"Ben salağım. Gerçekten tam bir salağım. Aptalım. Ona uyup sana nefretlerimi geçirdim. Sana olan sevgimin adını nefret yaptım."

İçim cızlamıştı. Gözünü döndürmüştü onun.

"Bana her şeyi anlat güzelim."

Kafasını sallayıp gözlerinden akan yaşı silmişti ve beni banka oturtmuştu.

"Lise yıllarında sana aşıktım. Seni görmek için hep Bogum ile sizin kata gidiyorduk. Ve işte öylece günler geçmişti. Nerden bilebilirdim ki. Bogum 'un sana gittikçe aşık olduğunu.

Sonra işte sana giderken annemin bana kalan tek kolyesini yere düşürmüştüm. Bulamamıştım. Sonra Bogum üzüntülü bir şekilde gelip onu senin bulup çöpe attığınu söylemişti. Nasıl üzülmüştüm biliyor musun Jungkook? Nefret etmiştim senden. Sonra bir gün geri yazmak istedim sana, Bogum öğrenmişti yazdığımı. İlk başlarda bir şey dememişti. Ama sonra bana o olayları hatırlatmış ve beni gaza getirmişti. Sonra plan kurup senin hayatını mahvedecektim Jungkook. Gözüm dönmüştü. Seni seviyordum Jungkook. Ama Bogum beni uzaklaştırdı.

Hani hatırlıyor musun? Bana aşkını itiraf ettiğinde olan şeyi? Bogum seni bana korku filmi gibi izletmiş Jungkook. Ondan hayır dedim. Kaçtım senden. "

Yeniden gözleri sulanıyordu. Bütün yaşlar yanağını deliyordu.

"Hoseok.. Hoseok hyunga acı çektirdim belkide. Onu kullandım. Ama öfkeydi her şey.. Sana yemin ederim."

"Taehyung, o seni yanlışıkla aldatmış."

Ağzı şokla açılmıştı. Ama çok takmışa benzemiyordu.

Elini tutup öpmüştüm. Ona sarılmıştım. Ağlıyordu. Pişmandı. Pişmandım.

"O kolye bende Taehyung."

"Nasıl?" Şokla yüzüme baktığında gülümsemiştim.

"Onu sende görmüştüm. Ve yerde görünce sakladım. Ama sana verme şansım olmamıştı."

Taehyung'un gözlerinin titrediğine şahit olmuştum.

"Hadi,eve gidelim."

Acı çeke çeke nereye kadar?

Scanny - Taekook - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin